BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR!..

BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR!..

“TÜKLÜK BEDENİMİZ İSLÂMİYET RUHUMUZ” diyerek TÜRKve MÜSLÜMAN olmanın onur ve gururunu, izzet ve ikbalini, şan ve şöhretini, yürek ve cesaretini, hakikat ve irfan ferasetini ruhunun ve bedeninin kodlarına gergef gergef işleyen, her düşürüldüğü yerden YENİDEN BİSMİLLAH diyerek bir daha düşürülmemek üzere yeniden başlayan necip bir neslin yetişmesine rehberlik yapan, ölümsüz bir lider oldun ya, seni işte o kodlardan gelen rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhun şad mekânın Cennet olsun.  Gözün arkada kalmasın. Davası “İLAYI KELİMETULLAH” yani “KIZIL ELMA” olan ve paslanmayan, aldatmayan ve aldanmayan, ilim ve irfan deryasında zaman ve mekân bağımsız yol alan, Elif eyleyip ötürü, pazar eyleyip götürü, yaratılanı seven yaratandan ötürü düsturu ve HAL EHLİ olarak bütün mazlumlara kol ve kanat geren o cevher nesil ayakta ve görevinin başındadır. Bu nesil MİLLİ ve YERLİDİR. Birleştirici ve bütünleştiricidir. Ecdadının dünyaya armağan ettiği; rahmetli ve çok önemli bir medeniyet analizi ustası olan,Aliya İzzet BEGOVÇ’ in ima ettiği gibi; TÜRK-İSLÂM MEDENİYETİ’ nin yaşatan, koruyan ve yok etmeden akıp giden medeniyet anlayışı deryasından beslenen bu serden geçti civanmert koç yiğitler, hiç yılmadan ve bu düsturu benimsemiş olan ve hiç kimseyi ötekileştirmeden kutlu yoluna devam ediyor.            Bu davanın sahibi ve varisi olmak için; bu ocakta pişmek ve deçile çekmek gerekir. Çile çekmeyi sığ sularda ıslanmadan kıyıya vurmak için naylon kürek çekmek sananlar, sonunda hem kendilerini ve hem de başkalarını aldattıklarını anlayacaklardır. Sığ sularda kürek çekmekle okyanuslarda kulaç atmak aynı şeyler değildir. Hani bir doktor vardı ya, kendisini darı zanneden ve tavukların kendisini yemesinden korkan!.. Tedavi edildikten sonra doktoru sorar; “Sen artık darı değilsin tamam mı?” Hastanın cevabı; “Doktor bey ben darı olmadığımı biliyorum da, tavukların bunu bilip bilmediğinden emin değilim!” şeklinde olur!..   Çayır sıçanları gibi yeşillik çayırın altında kazdıkları tünellerin çoklu çıkışları vardır ve bir yerden girer, elli yerden çıkarlar. Bu zavallılarda aynen öyledir. Giriş tek ama çıkışları çokludur. Her bir çıkışı da birer köşe başı olarak seçerler. Bu oyunu biz çocukken köşe kapmaca diye oynardık!.. Bayağı da heyecan vericiydi. Kast ettiğim neslin bu küçük oyuncularla ilgisi yoktur. Fedakarlık onların ruhlarının aynasıdır. Halka hizmeti Hakka ve hakikatlere hizmet sayarlar. Bunların kaygıları algılarının algoritmaları; İman,  Kur’an, ahlâk, edep, erkân, vicdan, ar, namus, vatan, bayrak, ezan üzerinedir. Bu algının temelinde de merak vardır. Merak etmek araştırmaktır, incelemektir, okumaktır, öğrenmektir. Merak eden başkalarından ödül beklemez. Onun ödülü giderebildiği meraktır. Bu yürekli insanlar eline beline ve diline mukayyet olan karakter abideleridir. Bunlar nefislerini köle etmişlerdir. Diğerleri nefislerinin köleleridir. Daha açık bir ifadeyle onlar nefislerini köle eden civanmertlerin kölelerinin köleleridir!..   Ahirete intikal etmiş tüm ecdadımızı, şehitlerimizi, bu vatana ve millete hizmet etmiş ve Rahmeti Rahmana kavuşmuş milli ve yerli olan devlet büyüklerini ve siyasi liderlerini ve vefatının 23. Sene-i devriyesinde, Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’i tekrar rahmet, minnet ve şükranla ruhumun derinliklerindeki o kodlarla anıyorum.