ŞAHSİYET ABİDESİ MEHMET AKİF ERSOY

ŞAHSİYET ABİDESİ MEHMET AKİF ERSOY

Mehmet Akif Ersoy kendisini Türk irfanına ve İslam alemine adamış bir dava adamıdır. Hatta dava adamından daha ziyade şahsiyet abidesidir.Yaşamış olduğu dönemde karanlıklara tutulan bir mum gibi Türk milletini Milli Mücadele’ye katılma konusunda yüreklendirmiş ve en büyük eserim dediği İstiklal Marşı’nı yazmıştır. İstiklal Marşı’nın yazımı sanıldığı gibi hiç kolay olmamıştır. Milli Eğitim Bakanlığının düzenlemiş olduğu İstiklal Marşı yarışmasının para ödülü vaat etmesi Mehmet Akif’in bu yarışmaya iştirakine önceleri mani olmuştur.Arkadaşı Hamdullah Suphi ve Hasan Basri ‘nin gayretleriyle İstiklal Marşı’nı yazması için Akif ikna edilmiştir.Mehmet Akif , Ankara Taceddin Dergahı’nda bağımsızlık marşımızı cephede düşman askerleriyle boğuşan Mehmetçik’e armağan etmiştir. Mehmetçikler de sanki bundan haberdarmış gibi yiğitçe ve fedakarane bir şekilde düşmanla göğüs göğüse nefes nefese mücadele etmiştir. Tıpkı Mehmet Akif’in :”Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın/Siper et gövdeni ,dursun bu hayasızca akın”… diyerek ebedi bir şaheser niteliğine dönüştürdüğü dizelerde olduğu gibi ... İstiklal Marşı yalnızca Türk alemi için değil bütün Müslüman alemi için hatta mazlum ve emperyal saiklerin altında ezilen ,sömürülen milletler için yazılmıştı.Bunu anlamak için İstiklal Marşı’nı bir kez yürekten okumak kafi gelir : “ Ulusun ,korkma nasıl böyle bir imanı boğar / Medeniyet dediğin tek dişi kalmış bir canavar.” dizelerindeki milletler emperyal hedefler içindeki Akif’in kelp yerine koyup ululattığı ve canavara tasvir ettiği Batı’nın sömürgeci yanından başkası değildi. Bütün Müslüman alemini sömürme idealindeki Batı ,Akif’in gözünde kelp değerindeydi. Yine İstiklal Marşımız’ın başlangıcındaki kelime çok dikkat çekicidir: “Korkma !” Akif ,milletine korkmaması gerektiğini söylüyor tıpkı Peygamber efendimizin Hz.Ebubekir’le müşriklerden kaçarken sığındıkları Sevr mağarasında söylediği gibi “Korkma ,şüphesiz Allah bizimle beraberdir.” Gerçekten de Allah ,Türk milletinin bekası ve ebediyeti için Mehmetçik’e güç ,kudret vermekte ,başarılı haberler meclisimizde kuvvetli alkışlar eşliğinde tekrar tekrar okutulmaktaydı.Mehmetçikler :”Doğacaktır vaat ettiği günler Hakkın/Belki yarın belki yarından da yakın” dizelerini duymuş gibi yüksek bir insiyakla mücadelelerine devam etmekteydi. Sultanahmet Meydanı’nda Halide Edip’in,Mehmet Emin’in yakarışı ; Mehmet Akif’in kaleminde şiire dökülmüş ve hepsinden önemlisi de cephede, muharebe meydanında Mehmetçik bunların hepsinden haberdar olmuşcasına düşmanla göğüs göğüse mücadele edip zafer kazanıyordu. Sultanahmet Mitinginde Halide Edip’in dediği gibi :” Fatihlerin,Kanunilerin memleketi istiklalsiz kalamaz.” İşte Akif bu aziz ve mübarek vatanı istiklalsiz ve marşsız bırakmayarak İstiklal Marşı’nı kaleme almıştır. Temiz Tahir Efendi’nin zeki oğlu Akif bundan böyle milletinin “Milli Şair”i olarak anılacaktır.Akif bizim için bir dönem adamı değil,bir şahsiyet abidesi olarak yaşayacak ve yaşatılacaktır. Sözlerimi Mehmet Akif’in meşhur bir bercestesiyle bitirmek istiyorum:”Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.”