RİSK YÖNETİMİ VE KRİZLERİN FIRSATA DÖNÜŞÜ

Ekonomi 30.11.2021 - 09:52, Güncelleme: 31.08.2023 - 05:00
 

RİSK YÖNETİMİ VE KRİZLERİN FIRSATA DÖNÜŞÜ

RİSK YÖNETİMİ VE KRİZLERİN FIRSATA DÖNÜŞÜ
İddia edildiği gibi küreselleşemeyen dünyamızda yeni yeni kurulmaya başlayan devletler arası yeni birliktelik ve ittifakların ortaya çıkmaya başladığına şahit oluyoruz. Bu ittifakların insanlığın geleceğini belirleyecek olan ana parametreler olacağı anlaşılmaktadır. Doğru zamanlama, tarihsel, kültürel, ekonomik ve sosyal temelli ortak çıkarlar çerçevesinde yapılandırılacak olan bu ittifak ve yakınlaşmaların, aynı zamanda tarafların kendi içlerindeki ulusal ve uluslararası sorunlarında üstesinden gelebilir. 21. yüzyılda hiçbir ülke kendi sorunlarını sadece içe kapanarak çözme şansına sahip değildir. Kesinlikle anlaşılmaktadır ki, Türkiye bu şansı yakalamış ve İnşallah çok daha ileri düzeyde hayata geçirerek çok önemli fırsatlar yakalayacaktır. İnsan psikolojisiyle ilgili olarak eğer bir sorun doğum sonrası edinilen öğrenmeler sonucu ortaya çıkmışsa, uygun yöntem ve tekniklerle mutlaka çözümü vardır. Ancak zaman ve harcanacak emek boyutuyla değişiklikler olacaktır.   Evet yaşadığımız zaman boyutuyla dolaylı veya doğrudan karşı karşıya olduğumuz sorunlar vardır. Ancak bu sorunlar çözümsüz değildir ve devletimiz gerçekten yeni dünya düzeninde adeta bende varım diyerek elinde olan ve kendilerine oyun kurucular olarak bakan küresel güçlerin adımlarını yeniden atmalarını gerektiren küresel güç satranç tahtasında oyunlarını kurmaya başlamıştır. Elbette ki oyun kuruculuk kolay değildir. Risklerle dolu olacaktır. Olması gereken risklerin satın alınması ve risk yönetimidir. Hiç kimse 9-10 canlı değildir. Herkesin aynı şekilde bir canı vardır. En iyi plan kurucu yüce Allah’tır. Kim ne yaparsa yapsın O’nun planının üzerinde plan yoktur. Önemli olan; dünyanın değişim ve dönüşümünü tetikleyen ana parametreleri iyi okuyabilmek ve alternatif stratejilerle musibetleri nasihate dönüştürmektir. Bunu başarabilirsek oldukça etkili bir öğretim ve sorun çözme yöntemi olacaktır.   Değerli dostlar, adından yine küresel ölçekte bahsettiren Türk devletlerinin önemseyenleri ve sevenleriyle beraber bir araya gelmesi, İnşallah önümüzdeki yüz yıllara damgasını vuracak bağımsız değişken olacaktır. Görebildiğimiz kadarıyla oynadığımız oyunların kurallarını da biz koyabiliyoruz ve tarihsel geçmişten gelen medeniyet anlayışımızla dostlarımıza güven, dost olmayanlara da çekidüzen veriyoruz ve elbette ki vereceğiz. Bu kadim birlik ve beraberliğin üstesinden gelemeyeceği sorun yoktur. İlerde bu kutsal ittifakın çok daha evrensel ölçekte bütün insanlığa geçmişte örneği olan yeni bir medeniyet sunarak; ırk, dil, din farkı gözetmeden mazlumların sığınacağı liman olacaktır. Bunun için yeni liman inşasına da hız verilebilir. Anlaşılan odur ki; her dönemden daha fazla milli birlik ve beraberliğe ihtiyacımız vardır. Her kim ne adına hatta birtakım olası doğrular hakkında ne düşünürse düşünsün, bunu çeşitli süreçlerle bozmaya çalışanlar en azından kendi hayatlarının hatasını yaparlar. Allah korusun bu gemi batarsa kimse kurtulamayacaktır. Başka gidecek vatanımız da yoktur. Ama herkes üzerine düşenleri yaptıktan sonra emin olsun bu gemi ezelden ebede batmayacaktır.   Devletimizin önemli rol üstlendiği bu birliktelik ve izlenmesi gereken politikalarla ilgili olarak Atatürk’ün; “İran’la ortak olun, Rusya’ya yakınlaşın ve emperyal güçler olarak sömürgecilere temkinli yaklaşın” ifadesi çıkış noktası olarak aslında durumu çok net bir şekilde ifade etmektedir. Çin ve Hindistan yakınlaşması, Rusya Hindistan flörtü, özellikle Balkanlarda Rusya Almanya yakınlaşması Amerika’yı tedirgin ediyor. Dolayısıyla Türkiye bu denklemde kesinlikle yıldızı parlayan bir ülkedir. Hiç şüphe yok ki oynamaya başladığımız küresel satranç oyununda hedefi on ikiden vurabilmek için içerdeki ihtilaf ve kutuplaşmaları hiçbir ön koşulsuz ortadan kaldırmak zorundayız. İnşallah bunu başardığımız ölçüde önümüzde Allah’ın izniyle kimse duramayacaktır. Birleşik Arap Emirliği yetkililerinin en üst düzeyde ülkemizi ziyaretinin de arkasında iddialarımıza temel oluşturan görüş ve bakış açılarının olduğu unutulmamalıdır. Dış cephenin sağlam olması iç cephenin sağlam olmasına bağlıdır” diyen Mustafa Kemal Atatürk ana gerçekliği ortaya koymaktadır.   Selam ve sevgilerimle.  
RİSK YÖNETİMİ VE KRİZLERİN FIRSATA DÖNÜŞÜ

İddia edildiği gibi küreselleşemeyen dünyamızda yeni yeni kurulmaya başlayan devletler arası yeni birliktelik ve ittifakların ortaya çıkmaya başladığına şahit oluyoruz. Bu ittifakların insanlığın geleceğini belirleyecek olan ana parametreler olacağı anlaşılmaktadır. Doğru zamanlama, tarihsel, kültürel, ekonomik ve sosyal temelli ortak çıkarlar çerçevesinde yapılandırılacak olan bu ittifak ve yakınlaşmaların, aynı zamanda tarafların kendi içlerindeki ulusal ve uluslararası sorunlarında üstesinden gelebilir. 21. yüzyılda hiçbir ülke kendi sorunlarını sadece içe kapanarak çözme şansına sahip değildir. Kesinlikle anlaşılmaktadır ki, Türkiye bu şansı yakalamış ve İnşallah çok daha ileri düzeyde hayata geçirerek çok önemli fırsatlar yakalayacaktır. İnsan psikolojisiyle ilgili olarak eğer bir sorun doğum sonrası edinilen öğrenmeler sonucu ortaya çıkmışsa, uygun yöntem ve tekniklerle mutlaka çözümü vardır. Ancak zaman ve harcanacak emek boyutuyla değişiklikler olacaktır.

 

Evet yaşadığımız zaman boyutuyla dolaylı veya doğrudan karşı karşıya olduğumuz sorunlar vardır. Ancak bu sorunlar çözümsüz değildir ve devletimiz gerçekten yeni dünya düzeninde adeta bende varım diyerek elinde olan ve kendilerine oyun kurucular olarak bakan küresel güçlerin adımlarını yeniden atmalarını gerektiren küresel güç satranç tahtasında oyunlarını kurmaya başlamıştır. Elbette ki oyun kuruculuk kolay değildir. Risklerle dolu olacaktır. Olması gereken risklerin satın alınması ve risk yönetimidir. Hiç kimse 9-10 canlı değildir. Herkesin aynı şekilde bir canı vardır. En iyi plan kurucu yüce Allah’tır. Kim ne yaparsa yapsın O’nun planının üzerinde plan yoktur. Önemli olan; dünyanın değişim ve dönüşümünü tetikleyen ana parametreleri iyi okuyabilmek ve alternatif stratejilerle musibetleri nasihate dönüştürmektir. Bunu başarabilirsek oldukça etkili bir öğretim ve sorun çözme yöntemi olacaktır.

 

Değerli dostlar, adından yine küresel ölçekte bahsettiren Türk devletlerinin önemseyenleri ve sevenleriyle beraber bir araya gelmesi, İnşallah önümüzdeki yüz yıllara damgasını vuracak bağımsız değişken olacaktır. Görebildiğimiz kadarıyla oynadığımız oyunların kurallarını da biz koyabiliyoruz ve tarihsel geçmişten gelen medeniyet anlayışımızla dostlarımıza güven, dost olmayanlara da çekidüzen veriyoruz ve elbette ki vereceğiz. Bu kadim birlik ve beraberliğin üstesinden gelemeyeceği sorun yoktur. İlerde bu kutsal ittifakın çok daha evrensel ölçekte bütün insanlığa geçmişte örneği olan yeni bir medeniyet sunarak; ırk, dil, din farkı gözetmeden mazlumların sığınacağı liman olacaktır. Bunun için yeni liman inşasına da hız verilebilir. Anlaşılan odur ki; her dönemden daha fazla milli birlik ve beraberliğe ihtiyacımız vardır. Her kim ne adına hatta birtakım olası doğrular hakkında ne düşünürse düşünsün, bunu çeşitli süreçlerle bozmaya çalışanlar en azından kendi hayatlarının hatasını yaparlar. Allah korusun bu gemi batarsa kimse kurtulamayacaktır. Başka gidecek vatanımız da yoktur. Ama herkes üzerine düşenleri yaptıktan sonra emin olsun bu gemi ezelden ebede batmayacaktır.

 

Devletimizin önemli rol üstlendiği bu birliktelik ve izlenmesi gereken politikalarla ilgili olarak Atatürk’ün; “İran’la ortak olun, Rusya’ya yakınlaşın ve emperyal güçler olarak sömürgecilere temkinli yaklaşın” ifadesi çıkış noktası olarak aslında durumu çok net bir şekilde ifade etmektedir. Çin ve Hindistan yakınlaşması, Rusya Hindistan flörtü, özellikle Balkanlarda Rusya Almanya yakınlaşması Amerika’yı tedirgin ediyor. Dolayısıyla Türkiye bu denklemde kesinlikle yıldızı parlayan bir ülkedir. Hiç şüphe yok ki oynamaya başladığımız küresel satranç oyununda hedefi on ikiden vurabilmek için içerdeki ihtilaf ve kutuplaşmaları hiçbir ön koşulsuz ortadan kaldırmak zorundayız. İnşallah bunu başardığımız ölçüde önümüzde Allah’ın izniyle kimse duramayacaktır. Birleşik Arap Emirliği yetkililerinin en üst düzeyde ülkemizi ziyaretinin de arkasında iddialarımıza temel oluşturan görüş ve bakış açılarının olduğu unutulmamalıdır. Dış cephenin sağlam olması iç cephenin sağlam olmasına bağlıdır” diyen Mustafa Kemal Atatürk ana gerçekliği ortaya koymaktadır.

 

Selam ve sevgilerimle.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler grandpashabet grandpashabet giriş cratosroyalbet betwoon giriş betwoon