Ali Osman ENGİN
Köşe Yazarı
Ali Osman ENGİN
 

Dersanelerin Kapatılması veya Kapatılamaması!..

Son günlerin gündeme düşen bomba haberlerinden birisi de, Milli Eğitim Bakanı tarafından dillendirilen dersanelerin kapatılacağı haberidir. Bakanlığı rahatsız eden; dersanelerin yoksul ve dar gelirli vatandaşları sömüren bir sistemden beslenmeleridir. Denize düşen yılana el atarken hesap kitap yapacak durumda değildir. Ülkemizde devletin eğitim ve öğretim uygulamalarını etkisiz hale getiren, okulda kendisine emanet edilen öğrencisine gereken yaklaşımı sergilemeyen, ancak dersane de daha fazla çaba sarf ederek kendi öğrencilerini dersanelerin sömürü sistemine entegre eden bir öğretmenin en azında ve acilen sorgulanması gerekir. Vatandaş çaresizdir ve canının parçası olan evlatlarının geleceklerini kurtarma hesabına tabiri caiz ise gömleğini ve hatta canını satarak dersanelere koşmaktadır. Dersaneler de nasıl olsan kendilerine mecbur olan bu insanları alabildiğine sömürmekte ve yüksek meblağlar karşılığında yürüttükleri öğretim programlarını sigorta ücretleri veya çok düşük ücretlerle çalıştırdıkları KPSS’ de atanamamış öğretmenlere uygulatmaktadırlar. Arada bir hem okulda ve hem de dersanede öğretmenlik yapan elemanlara da rastlanmaktadır.                 Bazı dersaneler de bütün bunlara ilave olarak yürüttükleri sömürü düzenine başka cezb edici dini, sosyal ve kültürel argümanları sadece daha fazla kazanmak için kullanmaya devam etmekteler ve ilerisi için daha fazla istifade edebilecekleri kaynakları hazırllamaktalar. İşin aklı kurcalayan tarafı bence şudur; dersaneler genel olarak KPSS’ den yeterli puanları alamayan öğretmenlerin okullardan daha fazla başarı elde etmelerinin mantığı ve gerekçesi anlaşılamamıştır. Sanıyorum bu karanlık nokta son dönemlerde yaşanan ve yazılı ve görsel medyadan öğrendiğimiz şekliyle, sınav oyunları ve şifre savaşlarından anlaşılacaktır. Evet ülkemizde sınav temelli eğitim ve öğretim etkinlikleri, geçmişten günümüze kadar ve hatta halen de çeşitli sıra dışı faaliyetlerin organize edilmesine sebep olmuştur. Özellikle sürece göstermelik olarak inanç değerleriyle ilgili kavramları katan dersanelerin, ortaya çıkan somut durumlardan hareketle bir türlü elde ettikleri sınav sorularını günü ve zamanı geldiğinde kendi öğrencilerinin bir kısmına ucundan kulağından çözdürerek sınavlarda genel bir başarıyı yakalamaları ve böylece sömürü düzenini devam ettirmeleri daha da kolaylaşmıştır. Şimdi sevgili dostlar, ele geçirilecek soruları çözerek kendi öğrencilerinin daha başarılı olmasını sağlayan ve haksız bir rekabet ortamı yaratan anlayışın en azından insani hak ve adalet anlayışları ne olabilir ki!.. Aziz dostlar, bu sömürü düzeni öyle organize devam etmektedir ki, sınav temelli eğitim ve öğretim programlarının kasıtlı olarak hazırlanması, sınav merkezlerinde siyasi otoriteye yakınlıklar çerçevesinde eleman bulundurulması, alınan soruların kendi hedef kitlesinde yine kendisine daha yakın olanları seçerek çözülmesi ve arkasından da şöyle başarılıyız, böyle başarılıyız reklamları hak ve adalet ölçüleriyle bağdaşıyor mu?..                 Diğer dersanelerin de yüksek meblağlarla kayıt yaptıran öğrencilerinin süreç sonunda başarılı olamayan öğrencilerle ilgili almak zorunda oldukları tedbirleri var mıdır? Ertesi yıl sanki hiç kusurlu değilmiş gibi aynı ödemeler yaptırılmaktadır. Bütün bunlar ülkemizdeki demokrasi ve seçim sistemini yansıtmaktadır. Seçim yapılırken halkı kandırarak aldatıp yasama ve yürütme erkini ele geçiren siyasiler o anda oyunu aldıkları seçmeni temelli unutmakta ve seçmen verdiği oyun hesabını kitabını soramamaktadır. Ancak günümüzde yeni demokrasi anlayışları ortaya çıkmaya başlamış ve halk verdiği oyu meydanlarda geri alabilmektedir. Umarım dersaneler de kendilerine teslim edilen evlatlarının başarısızlık durumlarının hesabını bir türlü sorarlar. Eğer samimi ise sayın Milli Eğitim Bakanımızı kutluyorum. Bunu gerçekleştirirlerse, inanıyorum ki eğitim tarihine geçecek bir kahraman olacaklardır. Dersanelerde şu kadar insan çalışıyor, bu kadar öğretmen var gibi iddiaların tabanı yoktur. Devlet eğer isterse pekâlâ dersanelerden çok daha adil olarak çözebilir. Bunu çözecek elemanları yoksa, biz kendilerine her türlü yardım ve desteği eğitimciler olarak sağlayabiliriz. Sayın Bakanım, bu sömürü düzeni sonlandırılmalı ve okullarımıza daha fazla itina gösterilmelidir. Eğer istenirse verilecek ilave hizmetler karşılığında velilerden maddi kaynak bile sağlanabilir. Çünkü velinin çaresiz bırakılarak dersanelere vermek zorunda olduğu kaynağın çok cüzi bir miktarıyla bu iş gerçekleşebilir. Bence gerçek sosyal devlet olmanın yolu da bu olsa gerek. Dersanelerin kapatılması sürecinde kendine güvenen dersaneler kendilerini özel okula dönüştürebilirler. Ama yürekleri tutmuyor, çünkü verdikleri hizmet eğitim ve öğretim adına yüz karasıdır ve temelinde aldatılma ve çapulculuk vardır. Dişleri kana öylesine batmıştır ki, damarı hafif sıktığınızda, ne hikmetse kanı emilen değil kanı emen feryat ve figan etmektedir. Bu gidişat çok çirkin bir hal almıştır ve çocuğunu dersaneye gönderemeyen aileler perişan durumdadır. Bir yanda evladı, diğer yanda çaresizliği. Bu ALLAHA’ da reva değildir.                 Saygıdeğer hocam; hiç vakit geçirilmeden bu gidişat sonlandırılmalıdır. Kimsenin timsah gözyaşlarına asla bakılmamalıdır. Gözyaşlarını içlerine akıtan mazlumların ahlarına kulak verilmelidir. Bu zalimlerin zulmü arşa ulaşmıştır. Dersane yüzünden normal devlet okullarında çalışan öğretmenler de görevlerini hakkıyla yapmıyor ve daha önce de ifade etmeye çalıştığım gibi anlaşmalı oldukları veya çalıştıkları dersanelere kaynak yaratmaktadırlar. Bu tutum ve davranışın etik ve ahlâkî bir tarafı olamaz. Altta kalan her zaman ebeveynlerdir ve her durumda onların canları çıkmaktadır. Dersanelerle ilgili bu karar İnşallah uygulamaya konulursa, daha sonra mutlaka sınav sistemlerine de yeni bir düzenleme getirilmelidir. Bunların hepsi aslında uygulanabilir ve sürdürülebilir tedbirlerdir. Gelişmiş ve eğitim sorunlarını çözmüş toplumlarda böyle ilkel uygulamalara rastlamak mümkün değildir. Herkes ve her meslek erbabı kendi işinin ustasıdır ve verilen görevleri hakkıyla yerine getirmek zorundadır. Aksi halde yaptırımlar vardır ve hemen yeni alternatifler devreye sokulur. Her zaman kazananlar başarılı olanlar ve kendilerinden beklenen performansı ortaya koyanlar olmaktadır. Çünkü bilenle bilmeyen hiçbir zaman aynı değildir. Çağımızın para eden teknolojisi şüphesiz bilgi teknolojileridir.                 Her bireyin öğrenmesinin onun kendi parmak izi kadar ona özel olduğu gerçekliğinden hareketle, hangi dersanenin buna dikkat ederek bir program uyguladığı söylenebilir!.. Hayır böyle bir şey henüz ortaya çıkmamıştır. Öyleyse dersaneler emek verip alın teri akıtan gerçek okul öğretmenlerinin emek ve alın terlerini çalarak sömürü düzenlerine entegre etmekteler. Asıl kahramanlar çocukların aileleri ve onlara sadece değer veren ve önemseyen öğretmenleridir. Dersaneleri fiziki olarak değil de amaç ve etkinlik eşleşmesi temelinde ortadan kaldırmak çok daha kolay olacaktır. Eğer öğrencilerin tamamını temayülleri olan doğrultuda sınav olmaksızın yönlendirebilirsek, işte o zaman bu sömürü düzenekleri kendiliğinden yok olacaktır. Aksi halde devleti haraca bağlamak için bağıran ve çağıran çok olacaktır.                 Dersanesiz bir eğitim hayatı, eğitim ve öğretim başarısı yükse okulların oluşturduğu bir toplumsal yaşam, öğretmenlerimizin dersane yolunu kapatacak düzeyde çocuklarımıza yaklaşabildikleri bir çevre ve dünya dileklerimle. Her şey gönlünüzce olsun  ve dilekleriniz kabul olsun.                
Ekleme Tarihi: 08 Temmuz 2013 - Pazartesi
Ali Osman ENGİN

Dersanelerin Kapatılması veya Kapatılamaması!..

Son günlerin gündeme düşen bomba haberlerinden birisi de, Milli Eğitim Bakanı tarafından dillendirilen dersanelerin kapatılacağı haberidir. Bakanlığı rahatsız eden; dersanelerin yoksul ve dar gelirli vatandaşları sömüren bir sistemden beslenmeleridir. Denize düşen yılana el atarken hesap kitap yapacak durumda değildir. Ülkemizde devletin eğitim ve öğretim uygulamalarını etkisiz hale getiren, okulda kendisine emanet edilen öğrencisine gereken yaklaşımı sergilemeyen, ancak dersane de daha fazla çaba sarf ederek kendi öğrencilerini dersanelerin sömürü sistemine entegre eden bir öğretmenin en azında ve acilen sorgulanması gerekir. Vatandaş çaresizdir ve canının parçası olan evlatlarının geleceklerini kurtarma hesabına tabiri caiz ise gömleğini ve hatta canını satarak dersanelere koşmaktadır. Dersaneler de nasıl olsan kendilerine mecbur olan bu insanları alabildiğine sömürmekte ve yüksek meblağlar karşılığında yürüttükleri öğretim programlarını sigorta ücretleri veya çok düşük ücretlerle çalıştırdıkları KPSS’ de atanamamış öğretmenlere uygulatmaktadırlar. Arada bir hem okulda ve hem de dersanede öğretmenlik yapan elemanlara da rastlanmaktadır.

               

Bazı dersaneler de bütün bunlara ilave olarak yürüttükleri sömürü düzenine başka cezb edici dini, sosyal ve kültürel argümanları sadece daha fazla kazanmak için kullanmaya devam etmekteler ve ilerisi için daha fazla istifade edebilecekleri kaynakları hazırllamaktalar. İşin aklı kurcalayan tarafı bence şudur; dersaneler genel olarak KPSS’ den yeterli puanları alamayan öğretmenlerin okullardan daha fazla başarı elde etmelerinin mantığı ve gerekçesi anlaşılamamıştır. Sanıyorum bu karanlık nokta son dönemlerde yaşanan ve yazılı ve görsel medyadan öğrendiğimiz şekliyle, sınav oyunları ve şifre savaşlarından anlaşılacaktır. Evet ülkemizde sınav temelli eğitim ve öğretim etkinlikleri, geçmişten günümüze kadar ve hatta halen de çeşitli sıra dışı faaliyetlerin organize edilmesine sebep olmuştur. Özellikle sürece göstermelik olarak inanç değerleriyle ilgili kavramları katan dersanelerin, ortaya çıkan somut durumlardan hareketle bir türlü elde ettikleri sınav sorularını günü ve zamanı geldiğinde kendi öğrencilerinin bir kısmına ucundan kulağından çözdürerek sınavlarda genel bir başarıyı yakalamaları ve böylece sömürü düzenini devam ettirmeleri daha da kolaylaşmıştır.


Şimdi sevgili dostlar, ele geçirilecek soruları çözerek kendi öğrencilerinin daha başarılı olmasını sağlayan ve haksız bir rekabet ortamı yaratan anlayışın en azından insani hak ve adalet anlayışları ne olabilir ki!.. Aziz dostlar, bu sömürü düzeni öyle organize devam etmektedir ki, sınav temelli eğitim ve öğretim programlarının kasıtlı olarak hazırlanması, sınav merkezlerinde siyasi otoriteye yakınlıklar çerçevesinde eleman bulundurulması, alınan soruların kendi hedef kitlesinde yine kendisine daha yakın olanları seçerek çözülmesi ve arkasından da şöyle başarılıyız, böyle başarılıyız reklamları hak ve adalet ölçüleriyle bağdaşıyor mu?..

               

Diğer dersanelerin de yüksek meblağlarla kayıt yaptıran öğrencilerinin süreç sonunda başarılı olamayan öğrencilerle ilgili almak zorunda oldukları tedbirleri var mıdır? Ertesi yıl sanki hiç kusurlu değilmiş gibi aynı ödemeler yaptırılmaktadır. Bütün bunlar ülkemizdeki demokrasi ve seçim sistemini yansıtmaktadır. Seçim yapılırken halkı kandırarak aldatıp yasama ve yürütme erkini ele geçiren siyasiler o anda oyunu aldıkları seçmeni temelli unutmakta ve seçmen verdiği oyun hesabını kitabını soramamaktadır. Ancak günümüzde yeni demokrasi anlayışları ortaya çıkmaya başlamış ve halk verdiği oyu meydanlarda geri alabilmektedir. Umarım dersaneler de kendilerine teslim edilen evlatlarının başarısızlık durumlarının hesabını bir türlü sorarlar. Eğer samimi ise sayın Milli Eğitim Bakanımızı kutluyorum. Bunu gerçekleştirirlerse, inanıyorum ki eğitim tarihine geçecek bir kahraman olacaklardır. Dersanelerde şu kadar insan çalışıyor, bu kadar öğretmen var gibi iddiaların tabanı yoktur. Devlet eğer isterse pekâlâ dersanelerden çok daha adil olarak çözebilir. Bunu çözecek elemanları yoksa, biz kendilerine her türlü yardım ve desteği eğitimciler olarak sağlayabiliriz. Sayın Bakanım, bu sömürü düzeni sonlandırılmalı ve okullarımıza daha fazla itina gösterilmelidir. Eğer istenirse verilecek ilave hizmetler karşılığında velilerden maddi kaynak bile sağlanabilir. Çünkü velinin çaresiz bırakılarak dersanelere vermek zorunda olduğu kaynağın çok cüzi bir miktarıyla bu iş gerçekleşebilir. Bence gerçek sosyal devlet olmanın yolu da bu olsa gerek. Dersanelerin kapatılması sürecinde kendine güvenen dersaneler kendilerini özel okula dönüştürebilirler. Ama yürekleri tutmuyor, çünkü verdikleri hizmet eğitim ve öğretim adına yüz karasıdır ve temelinde aldatılma ve çapulculuk vardır. Dişleri kana öylesine batmıştır ki, damarı hafif sıktığınızda, ne hikmetse kanı emilen değil kanı emen feryat ve figan etmektedir. Bu gidişat çok çirkin bir hal almıştır ve çocuğunu dersaneye gönderemeyen aileler perişan durumdadır. Bir yanda evladı, diğer yanda çaresizliği. Bu ALLAHA’ da reva değildir.

               

Saygıdeğer hocam; hiç vakit geçirilmeden bu gidişat sonlandırılmalıdır. Kimsenin timsah gözyaşlarına asla bakılmamalıdır. Gözyaşlarını içlerine akıtan mazlumların ahlarına kulak verilmelidir. Bu zalimlerin zulmü arşa ulaşmıştır. Dersane yüzünden normal devlet okullarında çalışan öğretmenler de görevlerini hakkıyla yapmıyor ve daha önce de ifade etmeye çalıştığım gibi anlaşmalı oldukları veya çalıştıkları dersanelere kaynak yaratmaktadırlar. Bu tutum ve davranışın etik ve ahlâkî bir tarafı olamaz. Altta kalan her zaman ebeveynlerdir ve her durumda onların canları çıkmaktadır. Dersanelerle ilgili bu karar İnşallah uygulamaya konulursa, daha sonra mutlaka sınav sistemlerine de yeni bir düzenleme getirilmelidir. Bunların hepsi aslında uygulanabilir ve sürdürülebilir tedbirlerdir. Gelişmiş ve eğitim sorunlarını çözmüş toplumlarda böyle ilkel uygulamalara rastlamak mümkün değildir. Herkes ve her meslek erbabı kendi işinin ustasıdır ve verilen görevleri hakkıyla yerine getirmek zorundadır. Aksi halde yaptırımlar vardır ve hemen yeni alternatifler devreye sokulur. Her zaman kazananlar başarılı olanlar ve kendilerinden beklenen performansı ortaya koyanlar olmaktadır. Çünkü bilenle bilmeyen hiçbir zaman aynı değildir. Çağımızın para eden teknolojisi şüphesiz bilgi teknolojileridir.

               

Her bireyin öğrenmesinin onun kendi parmak izi kadar ona özel olduğu gerçekliğinden hareketle, hangi dersanenin buna dikkat ederek bir program uyguladığı söylenebilir!.. Hayır böyle bir şey henüz ortaya çıkmamıştır. Öyleyse dersaneler emek verip alın teri akıtan gerçek okul öğretmenlerinin emek ve alın terlerini çalarak sömürü düzenlerine entegre etmekteler. Asıl kahramanlar çocukların aileleri ve onlara sadece değer veren ve önemseyen öğretmenleridir. Dersaneleri fiziki olarak değil de amaç ve etkinlik eşleşmesi temelinde ortadan kaldırmak çok daha kolay olacaktır. Eğer öğrencilerin tamamını temayülleri olan doğrultuda sınav olmaksızın yönlendirebilirsek, işte o zaman bu sömürü düzenekleri kendiliğinden yok olacaktır. Aksi halde devleti haraca bağlamak için bağıran ve çağıran çok olacaktır.

               

Dersanesiz bir eğitim hayatı, eğitim ve öğretim başarısı yükse okulların oluşturduğu bir toplumsal yaşam, öğretmenlerimizin dersane yolunu kapatacak düzeyde çocuklarımıza yaklaşabildikleri bir çevre ve dünya dileklerimle.


Her şey gönlünüzce olsun  ve dilekleriniz kabul olsun.

               

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler