Cumhuriyet dönemiyle birlikte kurulan Diyanet İşleri'nde bugüne kadar on yedi başkan atanmış.
Erzurum'dan bu önemli makama iktidarlar tarafından iki din adamı layık görülmüş.
İlki Ömer Nasuhi Bilmen, ikincisi Mehmet Nuri Yılmaz.
Yani on yedi başkandan ikisi Erzurumlu.
Ömer Nasuhi Bilmen Salasar Köyünden ve 26 yaşında Erzurum'dan ayrılıyor ve İstanbul'a gidiyor.
Hukuk tahsili de yapan Bilmen'in yayınlanmış eserleri arasından 'Büyük İslam İlmihali' kitabı satış rekorları kırıyor.
Ömer Nasuhi Bilmen 30 Haziran 1960'da Diyanet İşleri Başkanlığına getiriliyor, 9,5 ay sonra 6 Nisan 1961'de emekliye ayrılıyor.
Bilmen, 12 Ekim 1971'de İstanbul'da hayata gözlerini yumuyor.
MEHMET NURİ YILMAZ KİM VE NE YAPTI?
Ankara'da yaşayan Mehmet Nuri Yılmaz, 1943'te Erzurum’da dünyaya geliyor.
Erzurum İlahiyat Fakültesi ve mezunu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Tefsir dalında yüksek lisans yapıyor.
Sohbetlerde ağzından 'bal' damlayan, girdiği ortama ‘pozitif enerji’ ve ‘huzur’ veren Yılmaz, 3 Ocak 1992'de Diyanet İşleri Başkanlığına getiriliyor ve 19 Mart 2003'ta emekli oluyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı görevine kuruluş yılı olan 1924'te atanan Mehmet Rıfat Börekçi tam 17 yıl bu görevde kalıyor.
Şimdiye kadar kırılmayan Börekçi'nin rekoruna en çok yaklaşan Başkan ise Yılmaz.
Mehmet Nuri Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanı olarak 1996'da Aziziye ilçesinin Dadaşkent semtine önemli bir eğitim merkezi kuruyor.
Merkezde 8 derslik, zengin bir kütüphane, konferans salonu, mescit, spor salonu ve kafeterya bulunuyor.
Eğitim Merkezinin yanına Yılmaz beşer katlı beş blok halinde 110 personel için de lojman yaptırıyor.
Daha sonra Aziziye Belediye Başkanlığının meclis kararı ve başvurusu üzerine bu merkeze Mehmet Nuri Yılmaz'ın adı veriliyor.
Ama sonradan ne oluyorsa bu merkezden Yılmaz'ın adı siliniyor.
Dini Yüksek İhtisas Merkez Müdürlüğü olarak değişen merkeze hiçbir ilgi ve emeği olmadığı halde 'Ömer Nasuhi Bilmen'in adı konuyor.
YILMAZ NİYE ÖTEKİLEŞTİRİLDİ?
Şimdi aşağıdaki soruların yanıtını bakalım kim verecek?
Uygulamanın adı 'Bilmen'e vefa' ise 'Yılmaz'a yapılan vefasızlık değil mi?'
Ömer Nasuhi Bilmen'in adı Erzurum'da iş merkezi, okul, caddelerde yeterince yaşatılmıyor mu?
Niçin iki diyanet işleri başkanından Mehmet Nuri hoca 'ötekileştiriliyor?'
Tabelalardan ismini çıkardığımız Mehmet Nuri Yılmaz’ı gönüllerden nasıl sileceğiz?
Diyanet İşleri Başkanlığından emekli olan Yılmaz'ın adı niye öz vatanında hiçbir yerde yok?
Yılmaz'ın adı memleketinde 'yok' ama Sakarya'ya yaptırdığı bir camide niye 'var?'
Sakaryalı ismini yaşatarak Yılmaz’a ‘teşekkür’ ediyor, biz ise ismini tabeladan silerek mi?
Peki bu ‘ayıpla daha ne kadar yaşayacağız?’