Her şey;
Yaklaşık 5 yıl önce.
“15 güne kadar Emevi Camisinde cuma namazı kılacağız.!" sözüyle başladı.
Sonra;
Cilvegözü’nde.
Reyhanlı’da.
Suruç'ta patlayan bombalarla.
Mit tırlarıyla.
Süleyman Şah türbesinin kaçırılmasıyla.
Musul Başkonsolosluğu baskınıyla.
Ve;
“Sallarız Suriye tarafından Türkiye’ye birkaç bomba..” ile devam etti.
Yeni Türkiye masalıyla.
Yeni Osmanlıcılık hayaliyle yol aldı.
Ardından;
Sığınmacı akınıyla zirve yaptı.
Ve sonuç olarak;
Türkiye.
Tarafı olmadığı.
Kendisini hiç ilgilendirmeyen.
Bizim olmayan.
Kanlı bir savaşın ortasında buluverdi kendini.
Bu durumun sorumluları belli.
Ancak;
Bu ülkeyi yönetenler de biliyorlar ki.
Biraz zaman geçince.
Yeni bir facia veya katliam olana kadar her şey unutulacak.
Suriye'de.
Emevi Camisinde Cuma Namazı kılma istek ve ihtirası.
Yeni Türkiye masalı ve Osmanlıcılık hayali.
Bir ‘Bumerang..’ gibi döndü bizi vurdu.
5 yıl sonra gelinen nokta da;
Türkiye'nin.
Ortadoğu ve özellikle de Suriye politikası çökmüştür.
Kurulacak yeni hükümetin.
Ortadoğu politikamızı.
Mısır’dan Libya’ya,Suriye'ye kadar.
Yeniden gözden geçirmesi.
Barışa endeksli.
"Yurtta sulh.Cihanda sulh.." ilkesine uygun bir şekilde.
Yeni politikalar üretmesi ve uygulaması acil önemdedir.
Ülkemizde;
Asker ve polisler sokak ortasında yada evlerinde infaz ediliyor.
Canlı bombalar patlatılıyor.
Bu olaylar bir kez daha göstermiştir ki;
Teröristten demokrat (!) olmaz.
Teröristten kahraman (!) çıkmaz.
Teröristle barış (!) yapılmaz.
Teröristten sevgi kelebeği (!) olmaz.
Kimse;
Boşuna zorlamasın.
Hiç heveslenmesin.
Teröristten ve terörist başı Apo'dan hiçbir şey olmaz.
Terörist teröristtir.
Teröristle pazarlık değil.
Mücadele edilmelidir.!
Son Söz;
Terörist,emperyalizmin 'Mayın Eşeği'dir…