Gençlik dönemimizde bizim için 'sinema' vazgeçilmezler arasındaydı.
Haftada en az bir kere Hasankale’de içinde localar bulunan sinemaya giderdik.
Bir ayağımız da Erzurum'daki Doğu, Gürpınar, Arı ve Güneş sinemalarındaydı.
‘Hangi film gelmiş’, 'Nerede ne oynuyor' herkes bilir ve izlerdi.
Hasankale'de çok popüler ve renkli bir insan olan 'Sinemacı Kemal', çadırların kurulduğu bahçeler döneminde, hem çay bahçesi hem de sinema işletirdi.
O zaman televizyon, AVM'ler, cep sinemaları, internet, bilboardlar yoktu.
Her yeni film geldiğinde afişleri faytona koyup cadde sokak dolaşarak 'Dikkat dikkat" diye tanıtım yapardı.
Tıpkı, Vizontele filminde olduğu gibi.
TEK KİŞİLİK ORDU, YILDIZLARLA BULUŞTURUYOR
O dönemin yıldızları olan Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın, Eşref Kolçak, Kadir İnanır, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Tarık Akan, Ediz Hun bizim için birer efsaneydi.
Biz, daha doğrusu Erzurum’da yaşayanlar Yeşilçam’ın starları ile Nil Gürpınar sayesinde yakından tanışma fırsatı yakaladık.
Bir Erzurum sevdalısı olan Nil Gürpınar, şimdi ‘9. Uluslarası Dadaş Film Festivali' için yine aramızda.
Nil Gürpınar'ı en iyi şimdiki Antalya Valisi Sebahattin Öztürk tasvir etmişti:
"Tek kişilik ordu" diye.
Gerçekten de öyle.
Tek başına Ankara ve Erzurum'daki sorunların üstesinden geliyor.
Oysa masum bir gerekçesi vardı bu işe başlarken.
Babası Cahit Gürpınar'ın vasiyetini yerine getirmek uğruna 'Dadaş Film Festivali Erzurum'a yakışır' diye yola çıkmıştı.
Her yıl farklı bir yenilikle karşımıza çıkıyor Nil Gürpınar.
Beyaz perdeden hayran olduğumuz sanatçıların naz ve kaprisleri ile oynuyor.
Bizlerle tanıştırmak için sabırsızlandığı sinema oyuncularını Erzurum’a getiriyor.
Sadece Türk sineması değil, onun bize sunduğu sinema dünyası geniş bir coğrafyayı içeriyor.
KIYMETİNİ KAYBEDİNCE Mİ ANLAYACAĞIZ?
Ancak Nil Gürpınar, ilk başladığı yıldan beri her gittiği yerde olumsuz bir tablo ile karşılaşıyor.
Memleket sevgisi, iyi niyeti ve hoşgörüsü olmasa çoktan "Bana müsaade, ne haliniz varsa görün" der ve giderdi.
Çünkü sabırtaşını bile çatlatan bir yapımız var.
Problem şu; söz verenler bırakın maddi, manevi desteğini bile esirgiyor.
Hala bu olumsuz durumun devam ettiğini görmek ise gerçekten bizi hayrete düşürüyor.
Nil Gürpınar, Güzelyurt Lokantasının üst katında geçtiğimiz Salı günü düzenlediği basın toplantısında bu durumu bir soru üzerine daha net biçimde açıkladı:
- Herkes destek vermekten korkuyor, çekiniyor.
Peki nasıl olur, böylesine önemli bir etkinliğe yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri destek vermez?
Bunu anlayan var mı?
Neyse, bir süre sonra kıymetini anlarız ama inşallah iş işten geçmemiş olur.
KORTEJDE HABABAM SINIFI, SEKSENLER DİZİSİNİN OYUNCULARI VAR
Gelelim 9. Uluslararası Dadaş Film Festivalinin programına.
Festival, 2 Mayıs günü, saat 16.00'da Yakutiye Medresesi önünden kortej yürüyüşü ile başlayacak.
Havuzbaşına kadar 'Hababam sınıfı' ve 'Seksenler' dizisi oyuncuları ile yürüyeceğiz.
Ayrıca Cumhuriyet Caddesinde 'canlı heykeller', 'tahta bacaklar' boy gösterecek.
Aynı gün saat 19.30'da Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezinde açılış töreni olacak.
Açılış filmi olarak da 'restore' edilmiş 'Hababam sınıfı , sınıfta kaldı'yı izleyeceğiz.
3 Mayıs Cumartesi, 4 Mayıs Pazar, 5 Mayıs Pazartesi günleri sabahtan akşama kadar büyük, küçük herkese uygun seçkin filmler ve belgeseller gösterime sunulacak.
Atatürk Üniversiteki Kültür Merkezi, Cinetekno Sinema salonlarında ve Uzundere ilçesindeki belediye salonunda 'Eyvan Eyvah 3', 'Kadın işi Banka Soygunu', 'Kedi Özledi', 'Senin Hikayen', 'Düğün Dernek' gibi filmler oynayacak.
Ödül töreni ise 4 Mayıs Pazar günü saat 19.00'da Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi A Salonunda yapılacak.
Törenin ardından Ömür Gedik konser verecek.
Umarım, hemşehrilerimiz Erzurum için büyük bir fırsat olan bu kültür ve sanat etkinliiğini dolu dolu yaşar.