Seçimlerden sonra en büyük dileğimiz, ülkenin huzura kavuşmasıydı.
Ancak ‘huzur ve istikrar’ ararken deyim yerindeyse millet olarak 'pimi çekilmiş terör bombasını kucağımızda bulduk.'
Kent merkezlerinde yuvalanan bölücü terör örgütü, tepki toplayan kanlı eylemler yapmaya başladı.
Eskiden 'Gündüz külahlı, gece silahlı' dolaşan teröristler şimdi her an her yerde karşımıza çıkıyor.
Yine o korku ve endişe dolu günlere geri döndük.
MORAL BOZUCU GELİŞMELER
Son bir hafta içinde ne kadar çok terör olayı oldu.
Malazgirt'te kalleş saldırı sonucu halkın çok sevdiği Arslan Kulaksız Binbaşı, şehit düştü.
Türkiye- İran doğalgaz boru hattı havaya uçuruldu.
Tendürek Dağı eteklerinde teröristler yol kesti.
Memleketi Erzurum'dan görev yaptığı Şanlıurfa'ya gitmekte olan Polis memuru Sedat Yabalak, Diyarbakır- Bingöl karayolunda kaçırıldı.
Horasan ilçe merkezinde göreve giden Astsubay Üstçavuş Nazım Altun, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralandı.
Aşkale'de TOKİ konutlarında çalışan bir işçinin ‘PKK yüzüğü’, toplumsal tepkiye dönüştü.
Erzurum'un en ünlü dönercisi Hacıbaba, müşteri olarak gelen 'eş başkanla' çektirdiği 'hatıra fotoğraf' yüzünden sosyal medyada eleştiri oklarına hedef oldu.
Tekman'ın Gökoğlan Jandarma Karakol Komutanlığına PKK'lılar el bombası ile silahlı saldırıda bulundu.
Ağrı Dağı eteklerinde gündüz vakti roketle zırhlı kobraya ateş edildi, 3 Jandarma uzman çavuş yaralandı.
TEKMAN'DAN GELEN HABER NASIL ABARTILDI?
Tekman'ın Gökoğlan Jandarma Karakoluna saldırı haberi, medyada şöyle yer aldı:
- PKK, Erzurum'da karakola saldırmanın bedelini ağır ödedi... Çok sayıda terörist öldürüldü.
Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Gökoğlan'da teröristler kaçarken arabayı deviriyor.
Teröristler, iki uzun namlulu silahı bırakıp kaçıyor.
Olayın özeti bu kadar.
Ama açıklama geç yapıldığı için ‘yorumlu haberler’ arttı.
VALİ ALTIPARMAK TWEET ATTI, MANŞETLERE ÇIKTI
Horasan'da Astsubay Üstçavuş Nazım Altun'a yapılan saldırı ise 'polemik' konusu oldu.
Genelkurmay yaptığı açıklamayla ajansların verdiği haberi doğruladı.
Vali Ahmet Altıparmak ise basına açıklama yerine sosyal medyayı tercih etti.
Vali Altıparmak'ın twitter hesabından yaptığı iki cümlelik açıklama, medyada manşetlere çıktı:
-Horasan'da bir TSK mensubu personelimiz silahla yaralanmıştır.
Terör saldırısına bağlı bir yaralanma olmadığı değerlendirilmektedir.
‘Genelkurmay 'terör', vali 'değil' dedi’ haberinin devamını ise soru sorma şansı bulamadığımız için getiremedik.
İLETİŞİM ÇAĞINDA, HALKIN HABER ALMA HAKKI KISITLANDI
Bilmem farkında mısınız?
Kamuoyunun haber alma özgürlüğü giderek kısıtlandı.
Valiler, Vali yardımcıları, Kaymakamlar, Emniyet ve Jandarma, basına bilgi vermiyor.
'Ne oldu', 'niçin' ya da 'neden' basına bilgi verilmiyor?
Günümüzde o 'kirli terör örgütü PKK' bile basını yönlendirmeye çalışıyor.
İletişim çağında, 2015 yılı Türkiye'sinde sorumlu makamlar ne yapıyor?
Halkın doğru, tarafsız haber alma hakkı görmezlikten geliniyor.
Çaresizlik içinde herkes duyduğunu yazıyor.
Onun için 'fısıltı gazetesi' harıl harıl çalışıyor.
Haber yazarken, tek kaynağı zor buluyorsunuz.
İkinci kaynağa, olayı doğrulatma şansınız yok.
Bırakın konuşmayı, hiç kimse ‘işaret dilini’ bile kullanmıyor.
Yarın öbürsü gün, çok önemli hatalar işlenirse, kimse kusura bakmasın.
Yeterli 'bilgi' alınamadığından kaynaklanıyor, ‘bir kasıt yok’ böyle bilinsin.
‘PEMBE HABER’ İSTENSENİZ BOL
Şimdi diyeceksiniz ki, hem vali, belediye başkanları, kaymakamların bilgi vermediğinden yakınıyorsunuz, hem de her gün onların fotoğraflı haberleri yayınlıyorsunuz.
Açık söylemek gerekirse, vali, belediye başkanları, kaymakamların o fotoğraflı haberlerini biz üretmiyoruz.
Özel fotoğrafçılar çekiyor, basın büroları haberi hazırlıyor ve servis ediyor.
Biz sadece 'koplaya, yapıştır' yöntemini kullanıyoruz.
O 'hazır haberlerin virgülüne dahi dokunmadan' gazetelere, internet sitelerine yerleştiriyor, ya da ajansların günlük bültenine alıyoruz.
Haber bulmakta zorlananlar, o haberlere 'can simidi' gibi sarılıyor.
Hatta o haberlerin altına, bazı arkadaşlar kendi haberiymiş gibi imza bile attıkları oluyor.
Aslında resmi kuruluşlar, profesyonel gazetecilere mesleki deyimle 'haber atlatıyor.'
Ama tüm bunlar bizim değil, 'Vali beyin', 'Başkan beyin' ya da 'Kaymakam beyin' istediği 'pembe haberler.'
GAZETECİSİZ AÇILIŞ VE DENETİMLERİN YARARI NE?
Peki, denetim, açılış ve etkinliklere niye gazeteciler çağrılmıyor?
Şunun için; 'tek elden' memur zihniyeti ile haber servisi yapıldığı için…
Öncelikle o kurumun yöneticisi, gazetecilerle muhatap olmuyor.
Yetkili, 'yarın hangi haber, nasıl çıkacak' onu biliyor ve rahat uyuyor.
Böylece 'çarpıklıklar', 'yanlışlar', 'hatalar' basının gözünden kaçırılıyor.
Ayrıca gazetecilerin soru sormasının önüne geçiliyor.
‘Saçları değirmende ağartmadık’, elbette bizler bu taktiği biliyoruz.
Ancak kamuoyu olarak sizler, bizim hangi koşullarda çalıştığımızdan haberdar olun istedik.