"Su akar, Türk bakar" diye bizi eleştirir, hatta dalga geçerlerdi.
Keban ile başlayan sevdamız Ermenek, Berke, Altınkaya, Oymapınar, Hasan Uğurlu,
Karakaya, Atatürk barajı devam etti.
Bunun yanı sıra Bayburt'ta doğan İspir ile Artvin'den geçerek Batum'da Karadeniz'e
dökülen Çoruh Nehri üzerine toplam 16 baraj ve 162 nehir tipi HES yapılması planlandı.
2000'li yılların başından itibaren birer gerdanlık gibi nitelendirilen barajların yapımı
hızlandı.
Artık Türkiye'nin en hızlı akan nehri olarak ün kazanan Çoruh’un çok az bir bölümünde
rafting yapılıyor.
Çoruh'ta yaptırılan Muratlı, Borçka, Deriner, Artvin barajlarının hizmete girmesi enerji
sorununu çözmeye yetmedi.
Bu kez geçtiği köylere hayat veren küçük derelere bile HES (Hidro Elektrik Santrali)
kurulmak istenince ipin ucu kaçtı ve adeta kıyamet koptu.
Çünkü HES'ler yüzünden dereler kurudu, göç başladı, balık gibi canlılar ve bitkiler yok
oldu.
GÜNEŞ DURURKEN NİYE DERELERİ KURUTTUK?
Acelemiz neydi, niye dereleri 'çantacılara' sattık, o ayrı bir dert.
Oysa ülkemiz, yenilenebilir enerji potansiyeli açısından oldukça zengin.
Hele de ERKAL Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı ve Erzurum Organize Sanayi Bölgesi
Başkanı Zafer Ergüney'in bir milyon Euro'luk yatırımını gördükten sonra bu konuda hiç
endişem kalmadı.
Yenilebilir enerji içinde, en masumu da güneş enerji sistemi.
Erzurum'un güneşli gün sayısı oldukça fazla, kışın yağan kar da dezavantaj değil
avantaj.
Kar, enerji üretimini maksimum seviyeye çıkarıyor.
Çevreyle hiç bir zararı, kirliliği ve gürültüsü de yok.
NELER YAŞADI?
Öncülük yapan işadamı Zafer Ergüney, sadece Erzurum'da değil Türkiye’ye örnek
gösterilecek, çevreci bir yatırıma imza attı.
Bölgede bir ilki gerçekleştiren Ergüney'in bu yatırım sayesinde çektikleri sıkıntılar ise
ayrı bir konu.
Örneğin iş takibi sırasında bürokratların önce hararetle tebrik ettiklerini anlatıyor Zafer
Ergüney.
Sonra belgeye imza atmaya sıra gelinde sorumluluk almamak için nasıl yan çizdiklerini
mizahi bir dille aktarıyor.
Zafer Ergüney’in başından geçen bir başka ilginç olay ise kamu görevlisinin, 'güneş
panel tarlasını' yıldırımlardan korumak için altı adet 'paratoner' kurulmasını şart
göstermesi.
Dünyada eşi ve benzeri olmayan bu öneri üzerine Ergüney’in önüne çıkan 'yıldırım
savar' engelinden kurtulmak için çok fazla efor sarf etmesi ise ayrı bir hikaye.
Ergüney, projenin hayata geçirilişi sırasında yaşadıklarını dağ başına dört bin panelden
oluşan güneş enerji santralı kurulmasının renkli tarafları olarak anlatıyor.
GÜNEŞTEN KAZANIYOR, DEVLETE SATIYOR
Ve de Zafer Ergüney, sonunda bürokrasi engelini, zarif çalımlarla geçiyor ve 'Güneş
panel tarlası'ndan elde ettiği enerjiyi Şubat ayından itibaren satmaya başlıyor.
Aslında bu işin en iyi tarafı, üretilen enerji için pazarlamacı ya da nakliye yapmaya
ihtiyaç yok.
Çünkü güneş panel tarlasının önüne TEDAŞ'ın diktiği direk, depolanan enerjiyi paraya
dönüştürüyor.
Sayacın gösterdiği miktar kadar, devletten nakit alıyorsun.
Güneş enerji sisteminin üretimi kadar, pazarlaması da temiz olmasını Ergüney şöyle
değerlendiriyor:
- Ham maddesi Allah vergisi güneş, alıcısı hazır olan devlet.
ENERJİ TARLASINDAN MEYVE YİYECEK
Ergüney, yaptığı yatırımın bedeli, satılan elektrik karşılığında 6-7 yılda almayı
hesaplıyor.
Panelin ömrü ortalama 25 yıl düşünülürse, yatırım yapan 17 yıl bu enerji tarlasından
meyve yiyecek.
Ülke enerjisinin yüzde 60'ının dışa bağımlı olduğuna işaret eden Zafer Ergüney, enerji
sektörüne kendisi gibi girmek isteyenleri Erzurum'a yatırım yapmaya davet ediyor.
Bir de Ergüney'in şu özgüvenine bakar mısınız?
- Bölgemizi güneş panelleri ile donatmak için her şey uygun. Hem iyi kazanmak hem de
ülke ekonomisine katkı bulunmak isteyen tüm yatırımcılarla deneyimlerimizi ve
projelerimizi paylaşmaya hazırız.
'Küçük olsun benim olsun' diye hesap yapmayan Ergüney'in çok samimi olan bu tavrının
daha da ileri seviyesi var:
Bakan, milletvekili, vali, büyükşehir belediye başkanına fikrini açıklıyor. Onlara diyor ki:
-Gelin Kargapazarı Dağının güney yamaçlarını güneş tarlasına çevirmek için bürokratik
ve hukuki alt yapıyı tamamlayalım. Burası Organize Sanayi Bölgesi gibi olsun. Yatırımcı
gelsin, hemen panelleri yerleştirsin. Zaman kaybı olmasın, hem ülkemiz hem de yöre
insanımız kazansın.
ERGÜNEY'İN HEDEFİ
Panellerin konulduğu yer, aslında Erzurum'a çok yakın.
Biz yarım saat sonra dağ başındaki güneş tarlasının önündeydik.
Kahveleri yudumlarken, Zafer Ergüney’in size aktarmaya çalıştığım bu heyecanına tanık
olduk.
Zafer bey, ilkbaharda ikinci 4 bin panelden oluşan üniteyi hizmete açacak.
Hedefi ise güneş panel tarlasını 10 kat daha büyütmek, yani 20 milyon Euro'luk bir
yatırım yapmak.
İşte Almanya'da 14 yıl önce görüp imrendiği güneş enerji tarlasını Erzurum'a taşıyan
Zafer Ergüney'in hikayesi özetle böyle.
Yaklaşık 30 yıldır enerji işinde dirsek çürüten Zafer Ergüney, bu işe kesinlikle 'balıklama
atlamıyor.'
Önce Erzurum'daki işyerinin bacasına güneş enerji sistemi kuruyor.
Tahminlerin ve beklentilerin üzerinde enerji üretimini görünce, birikimini yatırıma
dönüştürüyor.