Müftü Muhammet Kamil Efendinin oğludur. Sürbahan köyünde, akabinde de şimdiki pasajda bulunan Mindivanlı Mescidinde imamlık yaptı (1). 70'li yıllardan itibaren ramazan ayında bizde hatim okurdu. Hiç bir zaman üstünden çıkarmadığı soluk lacivert renkli paltosu ve bastonuyla..Önce radyoda 13:00 haberlerinin özetini dinlerdi. 1974 Kıbrıs harekatı ile ilgili haberin tamamını dinlemeden hatime başlamazdı. Koyu bir Ecevit sempatizanıydı. Bütün derslerden bizi imtihan ederdi. Kur'an-ı Kerim'i değişik bir makamda okurdu (2). Hatim esnasında kısa fasılalarla uyurdu, uyandığında kaldığı yerden devam ederdi. Annem Efendi Emi diye hitap ederdi. Hocamız; vefk, yıldızname ve gizli ilimlere de vakıftı.
Abıli hocanın evi, Bahçeli Evler mahallesindeydi. Kapısı doğuya bakan evin küçük bir bahçesi vardı ve etrafı briket duvar ile çevriliydi. MTA'da çalışan Balıkesir'li bir personelle evlenen kızı Adalet ablanın kına gecesinde, ben de mum taşımıştım. İki elimde bulunan tepsideki mumlarla Adalet ablayla beraber kadınların olduğu odaya alkışlar içerisinde girdik. O zaman 7-8 yaşlarındaydım. Ben Adalet ablayla beraber odada dolaşırken kadınlar da tepsiye bozuk para atıyorlardı. 4-5 lira param olmuştu.
Oğlu, Nidai Orhan pehlivanlığının yanı sıra uzun seneler AP ilçe başkanlığı yaptı. Daha sonra da Özal'ın kurduğu ANAVATAN partisine geçti. 1983 senesinde belediye başkanlığına adaylığını koydu. Erkal Zenger'in seçim otobüsüne çıkardığı Nidai Orhan, için Özal;
-Pehlivanı seçin, benden ne isterseniz isteyin..Dediyse de; seçilmesine kesin gözüyle bakılan, Nidai Orhan seçimi kazanamadı (3). Seçimden evvel söylediği zamansız ve tutarsız bir cümle ve ilm-i siyasti bilemeyişi kendisine seçimi kaybettirdi.
Abıli hoca, kalabalık bir gurupla sohbet etmektedir. A şahsı aniden çekip gider, hocamız da arkasından küfür eder. Biraz sonra B şahsı gidecekken, C şahsı;
-Nereye gidiyorsun, A şahsı izinsiz gitti ve küfürü yedi.
B şahsı, hocamıza hitaben;
-Hocam bana küfür et, işim var acele gitmeliyim.
Abıli hoca, Ahmet Akgül ile; Nidai Orhan'ın dükkanında bir akşam vakti ütopik manifestoyu hazırlarlar:
Madde 1- Her beldenin merkezi yerine tek kişilik cezaevi yapılacaktır. Suç işleyen tek celsede yargılanıp cezası kesinleşince buraya konulacaktır. İkinci bir suçlu gelince, birinci idam edilip yerine ikinci suçlu konulacaktır.
Madde 2- 65 yaşını geçen herkesin kellesi kesilecektir. Tam bu esnada, dükkanın önünden Hasankale eşrafından C.P'in geçtiği görülür. Abıli hoca şöyle der;
-Hey koca danel! Kelle gitmiş hiç haberi yok.
Bir ramazan günü, Mindivanlı mescidinde hocamız zekat hakkında vaaz vermektedir. Hasankale eşrafı ön safta oturmaktadır. Arka saflarda bulunan birisi şöyle der;
-Hocam, zekat kimlere farz? Abıli hoca, eliyle ön saftakileri işaret ederek..
-Ey cemaat; zekat, şu ön safta duran k.. hepsine farzdır.
DİPNOTLAR:
1- Köyde imamlık yaptığı esnada, koyunlarını da oğlu Hayati Hoca otlatmaktadır. Bir gün camide vaaz verirken, oğlu hızlıca camiye dalarak;
-Baba, koyunlardan birisi yok..
-Koyunların başından ayrılma, bu k... güvenilmez.. demedim mi!
2- Abıli hocadan sonra, Yaşar hoca ve İbrahim Hakkı Hz.'leri camii imamı Tortum'lu Mustafa hoca hatim okudu. Hoca gelmeden evvel hatim dinleyecek kadınlar sofada beklerdiler. Mustafa hoca sofadan odaya geçerken, Güner abla hocanın ayağına yorgan iğnesi batırmıştı.
3- 1983 seçimlerine; Özal (ANAP), Necdet Calp (Halkçı Parti) ve Turgut Sunalp (Milliyetçi Demokrasi Partisi) katılıyordu. Turgut Sunalp'i emekli subaylar destekliyordu. Bu partinin ilçe teşkilatının kurulması için de bazı emekli subaylar Hasankale'ye gelip, Abıli hocayla konuşup tecrübelerinden faydalanmak isterler. Subaylar, hocayı çağırsalar da hoca çekinip gitmez. ''Tecrübelerinden ve fikirlerinden istifade etmek istiyoruz..'' ibareli pusulayla ikinci defa çağırdıklarında hoca gider. Abıli hoca, onlara enteresan bir cümle söyler.
Bir gün, Hasankale'ye gelen iki kişi halka özellikle de imamlara, Cennet ile ilgili bir soru sorar. Bu soruya verilen cevapların hiç birisini de kabul etmezler. İmamlardan birisi der ki;
-Bu sorunun cevabını ancak Abili hoca bilir. Hep beraber, Abıli hocanın yanına gelirler. Abıli hoca soruyu cevapladığı sırada, soruyu soranlar kaçmaya başlar. Abıli Hoca da arkalarından küfürü sallar.