Eskiden hamile kadınlara doğum yaptıran ve halk arasında ''ebeanne'' denilen tecrübeli kadınlar vardı. Gecenin herhangi bir vaktinde evine bir çocuk gönderildiğinde, ebeanne hemen eve gelirdi. Odadakileri çıkarıp hemen müdahale eder veya daha zamanı var, derdi (1) . Ebe Kıymet bu işlerin profesyoneliydi. Erzurum Numune Hastanesi'nden, hastanede doğumlarda yardımcı olması için gelen teklifi reddetmişti.
Gecenin bir vakti, Ebe Kıymet'in kapısı çalınır. Hızlıca giyinip, takılır gelenin peşine.. Yürürlerken öndekinin ayaklarına dikkatli baktığında ayak bileklerinin ters olduğunu görür ve içini bir ürperti kaplar (2) . Metruk bir yere vardıklarında, hepsinin kolunda altın bilezik olan kalabalık bir topluluk ve yatakta yatanı görür. Yatağın etrafında mumlar yanmaktadır. Getiren, Ebe Kıymet'e şöyle der;
-Ebe Kıymet; eğer oğlan doğurursan dile bizden ne dilersen, eğer kız doğurursan ölümlerden ölüm beğen!
Doğum gerçekleşir. Ebe Kıymet kız olduğunu görünce; yanındakiler görmeden evvelce söndürdüğü mumla hızlıca bir operasyon yaparak, kendisini getirene bebeği gösterip şöyle der;
-Müjde, oğlunuz oldu. Bebeği hızlıca giydirip gidecekken; kendisini getiren, Ebe Kıymet'in kucağına soğan kabuğu doldurur. Ebe Kıymet kendisini dışarı atar atmaz, soğan kabuklarını yere döker. Evine geldiğinde, üstünde kalan soğan kabuklarından biri yere düşer düşmez altın olur (3) .Gecenin bir vakti, kapının önünde davullu zurnalı kalabalık peydah olur. Ebe Kıymet'i getiren, pencerenin önüne gelerek şöyle der;
-Ebe Kıymet, Ebe Kıymet! Bize ihanet ettin, çık dışarı. Eridi mumu, göründü ... ölümlerden ölüm beğen..Rivayet olunur ki, Ebe Kıymet'in evi, bu olaydan sonra akşam ezanından sonra kesinlikle açılmazmış.
DİPNOTLAR:
1-Mahallemizde bu işi Naciye İnanıcı yapardı ve popülaritesi hayli fazlaydı. Deli Çermik, Bahçeler, Hasandede, Gözeler, Asboğa, Mezbaha ve Hikmet Efendi'nin Bahçesi'ne giderken Ebeanne ve Behile hala mutlaka davet edilirdi.
2-Bunlar; değirmen, hamam, harabe, metruk ve terkedilmiş yerlerde daha çok bulunurlar. Hayvan suretine de girebilirler. Özellikle gece vakti çok dikkatli olunmalıdır. Yatsı namazından sonra, imamın Amenerrasulü'yü okumasının sebebi budur. Bilinmedik yere girerken eüzü besmele çekilmelidir.
3-Bütün kainat en evvelinde toplu iğnenin başı kadardı. (Toplu iğnenin başı, yani sıfır/yokluk demek. Allah kainatı yokluktan yarattı.) Big-bang denilen büyük patlama ile açılıp genişledi. (Bu açılım ile kıyamet aynı anda oldu. Yani yaratıldı ve kıyamet koptu. Arada çok küçük bir kozmik zaman farkı var. Bizim zamanımıza göre ise yaklaşık 15 milyar yıl. Yaşanılan ise, pesleşen zaman..) ''Benim arzım geniştir.'' ayeti uyarınca evren genişlemeye başladı. Evrende her şey görecelidir. Sadece ışık hızı sabittir. Işık; Vakıa/75'de bahsi geçen karadelik'ten (black hole) kaçamaz. Karadelikler her şeyi yutarlar. Referans alınacak tek şey ışık hızıdır.
Buna göre;
a) İnsan/tardyon.. Pozitif kütleye sahiptir, ışık hızının altında hareket eder. Önce sebep sonra sonuç denilen ''nedensellik ilkesi'' vardır. Önce taş atılır, sonra cam kırılır. Havadaki cisimler yerçekimine (gravitasyon) bağlıdırlar. Zaman ileri doğru akar.
b) Melek/tacyon/takyon.. Işık hızından, hızlı hareket ettiklerinden zamanları tersine çalışır. Dolayısıyla hiç yaşlanmazlar. Negatiftir olduklarından, düşmek yerine havalanırlar (levitasyon). Negatif bir ağırlığı ancak mizan terazisi tartabilir. Nedensellik tersinedir. Önce cam kırılır sonra taş atılır. Filmin tersten oynatılması gibi.. Takyonlar aleminde yaşayan birisi ''karşı duvara elimi vurup geleyim'' der se, daha yerinden kalkmadan amacına ulaşır. Adımını atmadan, karşıdan gelen ikizine rastlar ve iki kişi olurlar. Yola devam ederken 2 tane ikizine daha rastlar. Duvara daha varamadan, 1-2-4-8-16-32 .... (Geometrik artış) olurlar. Meleklerin multi kopyalaşmasının sırrı budur. Yolda rastladığı ikizi, eğer tehlike varsa kopyasını ikaz eder. Çünkü kopyası ileriki zamandan gelmektedir. İkizin yolladığı mesajı daha iyi anlamak için, nefis kontrol altına alınmalıdır. Bunun neticesinde insan tayy-ı mekan/tele-portation/ışınlama gibi paranormal fenomenlerde bulunabilir. (Phılıdelphia deneyi..) Mesela; bir insan bir şey yapmaya niyetlense ve içinde de bir sıkıntı olsa o yapacağı işten vazgeçmelidir. (İçimizdeki sıkıntı veya sevinçler, paralel evrendeki eşizlerimizin bizi ikazıdır. Stephen Hawking.)
c-Cin/luxon. Bunlar da ışık hızına yakın hareket ederler. Zamanları çok yavaş akar. Relativiteye göre, yaklaşık olarak bire ondört karşılık geldiğinden, insan 14 yıl yaşadığında onlar 1 yıl yaşarlar. Işık hızının yaklaşık % 99 hızıyla giden bir astronot kendi saatine göre bir yıl dolaşıp gelse dünyadaki ikizi 14 sene yaşamış olur (İkizler paradoksu). Bu astronot zamanda ileriye geçmiş oldu. (Süpersonik uçaklarla yapılan deneyde, uçaktaki saat ile yerdeki saat arasında 4 nano-saniye zaman farkı olduğu tespit edildi.) Cinler de böyledir ve 900-1200 sene ömürleri vardır (İnsan ömrüX14). Cinleri olan şahıslar bu zaman dilimi içerisindeki olayları cinleri vasıtasıyla bilebilirler.
Hz. Süleyman'ın Belkıs'ın tahtı ile ilgili olarak, cinlerden bir ifrit;
-Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var, der. Kur'an-ı Kerim'de tarafımızdan ilim verilen diye bahsi geçen Hz Hızır ise;
- Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getirebilirim, der.. (Cinlerden daha hızlı olan Hz. Hızır bir zaman gezmenidir ve olaylara müdahale etmektedir. Duvarı tamir etmesi, çocuk öldürmesi ve kayığa hasar vermesi gibi.)
Hamile kadınları, bunların verebileceği zararlardan korumak için yalnız bırakmamak gerekir. Çocuğun ''40'ının çıkması ritüeli'' de sırf bunun içindir. Çocuklar uyuduklarında, bunlar ara teğet bölgeye gelip zarar verirler ve çocukların nefes alıp verişleri hızlı olur. Eüzü besmele çekilip veya (Ya Fettah/Genişleten) denildiğinde bunlar kaçar ve çocuk derin bir nefes alır. Çocuk doğmadan veya daha sonraları, bunlardan korunmazsa, ciddi travmatik şoklar yaşanabilir.