Şükrüne bin secdedir, Yarabbi; Erzurum’un,
Bir bahar havasında, yeşil-beyaz halısı..
Kar ve çiçek yan yana; işte, ölüm ve hayat! ..
Ve gariptir, hepsinin topraktır sevdalısı...
AHMET TEVFİK OZAN
GECELERDE
Ey dide nedir uyku, gel uyan gecelerde
Kevkeplerin et seyrini, seyran gecelerde
Bak heyet-i alemde, bu hikmetler, seyret
Bul Sani’ini, ol ana hayran gecelerde
Çün gündüz olursun nice ağyar ile gafil
Koy gafleti dildardan, uyan gecelerde
Aşıklar uyumaz gece, sen hem uyuma kim
Gönlün gözüne görüne canan, gecelerde
Gafletle uyumak ne reva abd-i hâkire
Şefkatle nida eyleye Rahman gecelerde
Cümle geceyi uyuma, Kayyum’u seversen
Ta Hayy olasın Hayy ile ey an gecelerde
Dil, beyt-i Huda’dır, anı pak eyle sivadan
Kasrına nüzul eyler o Sultan gecelerde
Az ye, az uyu, hayrette var fani ol andan
Bul can-ı beka ol ana mihman gecelerde
Allah için ol halka mukarin, gece gündüz
Ey Hakkı, nihan aşk oduna yan gecelerde
İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ
BİR GECİKMİŞ BAHAR
Duydum, çiçeklerde; bir ince sızı
Yapraklar, yeşilden sarıya dönmüş!
Andım hayal meyal, o vefasızı..
Tel tel saçlarına, bir ömür gömmüş! ..
Koştum çeşme çeşme, pınar pınar; sen! ..
Hep benden çok önce, geçip gitmişsin..
Boş hanlara çıkar olmuş yollarım
Hanları sen, yudum yudum içmişsin! ..
Bu sırlar ölüme kalmış..
Yağmur yağmur, çözülecek!
Bir bulut, dolanır durur
Ölüm ha geldi, gelecek! ...
AHMET TEVFİK OZAN
GÖNÜL
Çırpınmada bir kuş gibi göğsün kafesinde,
Çırpınmaz olur sahibinin son nefesinde.
Kim der ona et parçası, gayret dolu candır,
Vicdandır o, insaftır o, bir başka cihandır.
‘Aç göğsümü Ya Rab’ diye yalvardı ya Musa,
Hikmetle dolar kalp eğer Allah yararsa. *
Cebrail’e yardırdığı kalp aklıma geldi,
Zemzemle yıkanmış o temiz kalp ne güzeldi.
Rûhum kana kalbimde boğulmuştu şaşırdım,
Esrârına bilmem ki ne yapsam ulaşırdım.
Tatmışsa inanmak gibi bir hissi ne mutlu,
İmanla dolan kalp ne kadar canlı, umutlu.
Bin bir çiçeğin açtığı bir bahçe kadar şen,
Binlerce gülün solduğu gül bahçesi bazen.
Aşk bülbülü dem çekmede feryat ve figanla,
Davası onun kendini sevdaya salanla.
Güller de çiçektir, ama en soylusu güldür,
Bir kalp düşüvermiş se eğer aşka gönüldür.
Sevda oku girmişse yürekler kanar elbet,
Aşk âteşi yakmışsa gönüller yanar elbet
Düşmüşse gönül aşka yağar bir deli yağmur,
Şans belki sevilmek ama kalp sevmeye mecbur.
Aşk tutsağıdır sanki muhabbet kuşu kalbim,
İçmekte ebed içkisi aşk sarhoşu kalbim.
Sarhoşluğunun hepsi sığar bir kısa aha,
Bir ahla yeşermez mi o koskoca vaha.
Kanlarla dolan gözleri hicranı yüzünden.
Hep ayrılığın sesleri gelmekte özünden.
Kalbim dolaşır alemi hayret dolu seyyah,
Aşk Kâbesidir kalbe nazar eyliyor Allah.
Bilmem ki nasıl kalbimi ben böyle unuttum,
Yıllarca susuz gül gibi sinemde kuruttum.
Anmazsa eğer sahibinin ismini kalbim,
Dursun ya da durdurmalıdır kalbimi Rabb’im.
*Tâ-hâ ve İnşirah sûrelerine atfen
İSMAİL ADİL ŞAHİN
YALNIZLIĞIM
Ilık bir su gibidir içimde yalnızlığım,
Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,
Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım.
Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa..
Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi.
Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi,
Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa.
Bir camın arkasında açılıyor güllerim,
Havuzum pırıl pırıl... yıkar bakışlarımı.
İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı;
Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim.
Rüya rüzgarlarında bir yaprak yalnızlığım.
Düşüncem bir ney'dir ki ürperir perde perde.
Belki bu mısralarım esecek gönüllerde,
Fakat herkese uzak kalacak, yalnızlığım.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA