Çocukları pkk'ya katılan yada kaçırılan aileler,
Çocuklarını geri getirebilmek için
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde günlerdir oturma eylemi yapıyorlar.
Televizyonlara çıkıp konuşuyorlar.
Tüm basının gözü kulağı Diyarbakır’da.
Diyarbakır'dan canlı yayınlarla,
Terör örgütünün ve siyasi uzantısının reklamı yapılıyor.
Çocuklarını geri alma uğraşı içerisinde ki,
Samimi ailelere saygı duyuyorum.
Umarım sonuç alırlar.
Çocuklarına bir an evvel kavuşurlar.
Ancak.
Benim dikkati çekmek istediğim nokta başka.
Benim garibime giden.
Hatta endişelendiren şey şu;
Anneler;
“Çocuk yaştaki çocuklarının kaçırıldıkları dağdan getirilip kendilerine teslim edilmesi..” için,
Neden;
Vali’nin kapısında toplanmadılar..?
Neden;
Emniyet Müdürlüğünün önünde oturma eylemi yapmadılar..?
Yahut ta.
Neden;
Bölgede ki komutanlara gitmediler..?
Veya.
Neden;
Akp.il Başkanlığı önünde basın açıklaması yapmadılar.?
Neden;
“Bulun çocuklarımızı..” diyerek,
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'ndan yardım istemediler.
Neden;
Devletimizin kapısını çalmadılar da,
Diyarbakır Büyükşehir Belediye binası önünde eylem yapıyorlar..?
Orada halk,
Neden;
Devletten değil de Bdp'den,
Terör örgütünden medet umuyor,yardım istiyor..?!
İşin daha da acısı şu;
Çocukların kurtarılması yada geri dönmesi için,Hükümet bile Bdp'yi adres gösteriyor.
"Alın gelin çocukları ..!" diyor.
Peki;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin topraklarının tamamında,
"Egemenlik" kayıtsız şartsız Devletin değil mi..?
Devlet kendisi varken,başkalarının muhatap alınmasına nasıl izin verebilir..?
Yoksa,
Oralar;
“Kurtarılmış bölge mi.?”
"Terkedilmiş topraklar mı.?"
Bana göre;
Bu yaşananlar;
Özerklik emareleridir.
‘Açılım’ın meyveleridir.
Türk Halkını bir şeylere alıştırma çalışmalarıdır.
Size kısa bir “kıssadan hisse...”
Bu hikayeyi istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz.
Mor salkım sarmaşığı çok güzeldir.
Bir müstakil evi olur olmaz herkes dikmek ister.
Gelin görün ki,
Mor salkımın görünüşüyle karakteri farklıdır.
Mor salkım güneşli mekanlarda çok hızlı büyür.
Evi koruyan demir sivri duvarları anında sarar.
Çok hesapsız büyür.
Çatı kiremitlerini yerinden oynatır.
Yağmur suyu borularını sıkıştırır.
Çitleri eğer.
Çıtaları yerinden çıkartır.
Binaya felaketleri davet eder.
Habis bir ur gibi her yeri sarar.
Ama bu güzel sarmaşığı evine dikenler,
Bu sarmaşığın evinde yarattığı hasarı fark edemezler,göremezler.
Ev başına çöktüğünde yaptığı hatayı anlarlar.
Amma;
İş işten geçmiştir.
Başını sokabileceği bir evi yoktur artık.
Sokakta kalmıştır.
Gidecek bir yeri yoktur...
Bu ülkede mor salkım sarmaşığı çok.
Her yanımızı sarmış durumda.
Mor Salkım Sarmaşığının hikayesini kim nasıl istiyorsa öyle yorumlasın.
Son Söz;
Türkiye’nin Mor Salkım Sarmaşıklarından biridir ‘Açılım..!'