Güzel ülkemizin ve aziz milletimizin geleceğini karartmaya, hatta fırsatları olursa tarih sahnesinden silmeye dönük tüm terör organizasyonlarının niyet ve eylemlerinin her nerede olursa olsun yok edilmesi mücadelesinde gelinen nokta itibariyle yeni durum değerlendirmelerine ihtiyaç olduğu açıktır. Yapılan değerlendirmeler ve alınan tedbirlerin her geçen zaman dilimi içerisinde yetersiz kaldığı ve sürekli değişen koşullar ve elde edilen veriler çerçevesinde daha etkili olacak tedbirlerin zaman kaybetmeden alınması gerekmektedir.             Bu ve benzeri değerlendirmeler yapılmadığı sürece ihmaller zinciri örtülü veya açık olarak devam edip gider. En küçüğünden en büyüğüne kadar her idarecinin kendi sorumlulukları altında ortaya çıkmış ve devleti temelinden sarsmaya, iç savaş çıkarmak için kaos yaratıcı, bunun için toplumsal çatışma ve ayrışmayı tetikleyen yasa dışı faaliyetler ile ilişkili tutum ve davranışlar gösteren çalışanlarının bu tutum ve davranışlarından dolayı mutlaka hesap vermeleri asla ihmal edilmemesi gereken önleyici bir tedbir olacaktır. Çünkü böyle bir durumda, ilgili birinci yönetim kademesi ve o kademenin yetkilisi olan idareci tarafından yasal mevzuatla belirlenmiş yetkiler kapsamında yasal işlem yapılması zorunluluktur. Yapılmamış olması ise açıkça ihmal ve kayırmadır.             Bu yapılmadığı zaman kayıranların her duruma ayak uydurabilme stratejileri olacağından aksine kendileri de her zaman olduğu gibi kayırılmaya devam edeceklerdir. Terör örgütü mensuplarının ve yandaşlarının faaliyet alanlarını genişletenler, onların bu eylem ve söylemlerini sanki daha etkili yapmaları için işlerini kolaylaştıranlar, kısacası göz yumanların da ödemeleri gereken bir karşılığı olmalıdır. Öyle ya!  Vatana ve millete ihanetin bedeli olmalıdır. İşte bu bedel; daha sonrası için de çok etkili bir önleyici tedbir olacaktır. Özellikle üniversitelerimizde yürütülen soruşturmalarda komisyonlarca gerekli bilgilendirmeler yapılmış olsa da, bu konuda muhatap alt idareler tarafından ağır hareket edildiği gözlenmektedir.             Ortaya çıkan bu ağırdan almaların başka bir boyutuyla, üst yönetimlerin altını oyma senaryolarına dönüştürüldüğü de akla getirilmelidir. Çünkü bu tür ihmallere berrak değil de, bulanık zihinsel faaliyetlerle yaklaşıldığı zaman, çok çarpıcı durumlarla karşılaşılıyor.  Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ve özellikle üniversitelere örnek oluşturacak ciddiyette ve kararlılıkta çalışmalarını sürdüren Atatürk Üniversitesi Rektörlüğünü kutlamak ve aynı titizlik ve ciddiyette destek olunması gerekir. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Ömer ÇOMKLI Hocamızın Atatürk Üniversitemizi şehir sınırlarını aşarak yeniden yüklendiği misyon ve vizyon çerçevesinde bir dünya üniversitesi olma çaba ve gayretlerini destekliyor ve heyecanla izliyoruz. Üniversitemizin ve şehrimizin buna ayak uydurabilecek potansiyellere sahip olduğu inkâr edilemez bir gerçekliktir. Bunu dışarıdan gelenlerin gözlemlemesi çok daha kolay olmaktadır.             Bu misyonun gerçekleştirilmesi çerçevesinde çok ciddi olarak yürütülen proje çalışmalarının, eğitim ve öğretime yapılan yatırım ve verilen desteklerin, çok değerli örnekler olduğu ifade edilebilir. Diğer yandan çevre ilçelerde bulunan yüksek okulların daha aktif olmaları ve öğrenci potansiyellerinin genişletilmesi konularında da oldukça anlamlı ve isabetli değerlendirme ve geliştirme çalışmalarından da övgüyle bahsedilebilir.             Bütün bu çalışmalar yapılırken şüphesiz kültürel, geleneksel değer ve normlarımızın da benimsenip geliştirilerek tüm insanlığa katma değer sağlayacak medeniyet değerlerine dönüştürülmesi noktasında da yapılması gereken hamlelerin göz ardı edilmediğini, bu konuda sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere ağırlık verildiği gözden kaçmamaktadır. Toplumsal birlik ve beraberliğin bu tür faaliyetlerle sağlamlaştırıldığı ve terör ve illegalitenin önüne geçildiği bilinmektedir.             Terör ve terör örgütleriyle ilgili olarak sürdürülen operasyonlarda, ne hikmetse birden bire el değiştiren mal varlıkları ve bu varlıkları kendi demirbaşlarına geçirdikleri belli olan ve adı başka olan yapılanmaların da bu manada çok detaylı analizlere tabi tutulmaları ve oynanan körebe ve saklambaç oyunlarının akıbetleri soruşturulmalıdır. Esasında bu tür davranışların kayırma ve kollama davranışları olduğu, yada devlete meydan okuma olduğu unutulmamalıdır.             Kendilerine bir türlü sağlanmış olan imkân ve fırsatlar çerçevesinde gelirlerinin belli bir oranını himmet veya bağış/destek olarak sürekli bir şekilde şuraya buraya (paralel veya paralelin paraleli) aktaranların da bir gözden geçirilmesinde yarar vardır. Elbette ki kimseyi suçlamak istemiyoruz, ancak bu insanların daha sonraki tutum ve davranışlarından dolayı bilinmelerinin kontrol açısından önemli olacağını belirtmek gerekir.             ALLAH bütün mazlum milletlerin sığınağı ve umut ışığı olan, İslâm aleminin uğradığı zulüm ve baskılardan HAKKA tutunarak ayağa kalkmasını İnşallah sağlayacak Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini korusun ve yüceltsin.             A M İ N…