Doğunun Demirel'i İhsan Toraman
Doğunun Demirel'i İhsan Toraman
Doğunun Demirel'i İhsan Toraman
Siyaset ve İlm-i siyasetin duayen ismi, doğunun Demirel'i (1). Derler ki, çoğu kişi siyaseti İhsan Toraman'dan öğrenmiştir. Çok da iyi bar oynardı. Kahverengi paltosu ve fötr şapkasıyla çarşıdan geçtiğinde yaşlısı genci, ona hürmette kusur etmezdi. 72’li yıllarda; sabah bahçelere giderken korganın (Şimdiki Aras-Edaş) önünde, İhsan Toraman'ı işçilere talimat verirken görmüştüm.
Asma köprünün yapılışı; yaklaşık 40 m. genişliğindeki çayın önünün tahtalarla kapatılıp mini bir baraj yapılıp 9 tane kayık atılması, benimle beraber herkesin hafızasındadır (2). Kayıklara binmek için millet kuyruk oluştururdu. Sıcak yaz günlerinde barajda yıkanırdık. Çadırlarda kalanlar, banliyö treniyle günübirlik gelenler, çermiklerden salınarak çadırlara dönenler, Velibaba çay kahvesindeki arabesk müzik, semaverlerden çıkan dumanlar, sünnet düğünlerinin -klarnet zilli tef- canlı müziği ve uçurulan uçurtmalar...Hasankale'nin popülaritesini artıran unsurlardı..
Bu barajın her iki tarafında beton direkler vardı (3). O zaman plastik kutularda Merbolin boyaları vardı. Direklerin lambaları, çocuklar taş atıp kırmasın diye bu plastik kutular içerisine alınmıştı. (Taş atıp lamba kırmak çocuklar için hoş bir eğlenceydi.)
Büyük sel felaketinden sonra, sokaklar balçık gibi çamurdu. Bu sokaklara paket taş ile kaplanmasına çok sevinmiştik. Mahallemize bir de çeşme yapılmıştı. O zaman her evde çeşme yoktu. (Mahalle çeşmelerinde ve İssi pungarda, yemekten sonra kaplar yıkanırdı. Deterjan olarak da kum ve kül kullanılırdı.)
Çermiklerden bahçelere gelirken sağ tarafta bulunan bölgede; yuvarlak bir parkur ve buna sabitlenmiş bisikletler vardı. (Atlı karınca gibi) Ayrıca iki tane döner salıncak yapılıyordu. (Birisi soldan sağa dönen, diğeri yukardan aşağıya..) Şimdiki devre-mülkün yerine koskocaman bir yüzme havuzu yapılmıştı. Sadece içine su doldurulacaktı. Toraman'dan sonra kaderine terkedildi.. Şimdiki Kervan Lokantası'nın olduğu yerdeki dükkanlar ile ilçe merkezindeki hal dükkanları ve prefabrik hal binası 70'li yıllarda yapıldı (4).
İhsan Toraman, hatırını kıramayacağı bir kişinin oğlunu işe alıyor (S.K.). Bu şahıs hiç bir işi beğenmiyor. En sonunda Toraman bu şahsı odasına çağırıp koltuğuna oturtup anahtarları da veriyor. Genç şaşırdığında, şöyle diyor;
-Madem hiç bir işi beğenmiyorsun, o zaman belediye başkanı ol. Genç hatasını anlayıp ilk verilen görevi kabulleniyor.
Belediye’de çay dağıtımını yapan Hüseyin Kavut (Paşa) aynı zamanda İhsan Toraman’ın özel kalem müdürlüğünü de pratik olarak yapardı.. İhsan Toraman ile görüşmeye gelenler için;
-Tamam sen içeri gir.. Sen biraz bekle..
Ankara'dan döndüğünde; muhalifleri, İhsan Toraman'ın karakola düştüğünü söylüyorlar. (O sıralar karakola düşenin saçları 3 numara traş edilirdi.) Toraman belediyeden çıkınca, fötr şapkasını eline alıp –çarşının bir ucundan diğer ucuna kadar- herkese selam veriyor.
Bünyamin Yağar dedi ki;
-Seçime bir iki gün kala, bir kişi gelip Toraman’a hakaret etmeye başladı. Ben bu şahsı dövecektim, elimden tutup yavaşça şöyle dedi;
-Bu adam provokatör, dövdüğün anda seçimi kaybederiz.
Hasankale eşrafından bir kişi Toraman'ın gıyabında konuşuyor. Toraman hemen birkaç kişiyle dükkanına gidiyor ve;
-Kahveni içmeye geldim, diyor. Kapının önüne masa sandalye atılıyor ve kahveler içiliyor..
Karizma hatta karizmanın çok çok ötesinde nev’i şahsına münhasır siyaset üstü onursal bir belediye başkanını, acizane naçizane fakat halisane duygularla hissiyatlarınıza sunmak istedim. Teveccüh buyurup, hüsn-ü kabul ile kabul buyurduysanız, fevkaladenin de ötesinde duygularla şerefyab olduğumu belirtmek isterim.
DİPNOTLAR:
1-Türkiye'de; siyasetçiler ad veya soyadıyla anılır. Bu isimler artık marka olmuştur. Hiç kimse, İhsan toraman demez.. Toraman der. Babagil (Kemal Babagil) , Sebeh Bey (Sebih Pasin), Durdaği (Durdağı Atasever), Möhsün Bey (Muhsin Yüce), Erikan (Arıkan Şenyurt), Mitat Bey, (Mithat Bingöl)..
2- O zamanki Milliyet gazetesinde ilk sayfada (gazetenin tam orta kısmında..)asma köprü haber olmuştu. Boğaziçi köprüsüne nazire olarak yapılan köprü için İhsan Toraman gazeteye şöyle demeç vermişti: ‘’Biz Boğaziçi köprüsünden önce bitirdik.’’
3-O zaman TEK. Yoktu. Elektrik parası belediyeye yatardı. Bu işe bakan memur; Osman Selçuk, teknik personel de Hanifi Çalık'tı. Belediyenin imkanları kısıtlıydı. Kornası ve kapısı olmayan jeeple arızalara gidilirdi.
4- Bu dükkanlar belediye imkanları ile yapıldı. Kalıp işlerini marangoz Nadim Usta, tabla beton dökme işini belediye personeli yaptı. Hayrettin Narmanlı dedi ki;
-Dükkanların betonlarını, belediye personeli döktü. Akşamleyin, turistik oelde güveç yedik ve Turistik Otelin havuzunda yıkandık. Havuz sadece bize tahsis edilmişti.
RESİM: Çermik Şenlikleri. Kaymakam, Tümay Soybay. İhsan Toraman ve İlköğretim Müdürü Adil Sofuoğlu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.