Çocukluğumu düşünüyorum da.
1970'li yıllarda ilk okul öğrencisiydim.
İlkokula 1973 yılında başlamıştım.
Hasankale'de,
Kar dolayısıyla tatil falan hak getire.
Hiç hatırlamıyorum ‘Kar..’yada ‘Kötü hava koşulları..’ sebebiyle okulumuzun tatil olduğunu.
Gece “Her şey normal..” yatardık.
Sabah kalkardık ki adam boyu kar yağmış.
Tipi esiyor.
Buluştuğumuz arkadaşlarla ‘Kar'ları yara yara yürüyerek giderdik okula.
Bundan hiçte şikayetçi değildik.
Çünkü;
Kar bizim hayatımızın bir parçasıydı.
Kar yağması.
Tipi esmesi olağan bir şeydi.
Kar dolayısıyla günlük hayatımızda anormal değişiklikler olmazdı.
Herkes işinde gücünde yaşamına devam ederdi.
Zor doğa şartlarında bile hayat olağan akışında sürerdi.
Hiçbir sıkıntı çekmezdik.
Eksi 35-40'ları çok yaşamışızdır.
Bilenler bilir.
O zamanlar öyleydi.
Kar'a alışkındık.
Herkes ne yapacağını bilirdi.
Günümüzde ise.
Sanırım 'Metropol..' kültürü ve yaşantısından olsa gerek.
Böylesi alışkanlıklarımız yok oldu.
Iki tane kar düşünce.
Yada,
Hava soğuyunca.
Veya,
İki damla yağmur yağınca.
Bütün şehirlerimizde her şey felç oluyor.
Hayat duruyor.
Herkes hastalıklarla boğuşuyor.
Demem o ki;
Geçmişten günümüze çok şey değişti.
Eskiden 'Mücadele..' etmek vardı.
Şimdi ise 'Pes..' etmek var.
“Kabullenmek..” var.
İklimlerle birlikte,
Bizler de değiştik.
'Naylon'dan insanlar olduk...
Son Söz;
Kar toprağın gıdasıdır…