Ağustos, Zafer ayındayız...
Kadir Mısıroğlu.
Yavuz Bahadıroğlu.
Mustafa Armağan.
Ve.
Türevleri...
Bir Milleti ipe sapa gelmez yalanlarıyla zehirlediler.
Mahvettiler...
Bazı sözde din adamlarının da desteğiyle.
Sormayan, sorgulamayan, hemen inanan, biat kültürünü benimsemiş.
Azımsanamayacak sayıda ki insanı.
Kendilerine inandırıp.
Cumhuriyete, kurucu değerlerine ve kurucularına düşman ettiler!
Ülkücüyüm (!) diyenleri bile Türkün son Devletine kin besler hale getirdiler...
(Bedel ödemiş gerçek ülkücülere selam olsun.)
Bu sözde tarihçiler.
Ağır vebal altındadırlar.
İkisi gitti.
Hesabını veriyor.
Kaldı birisi...
Bu sözde tarihçiler...
Halil İnalcık gibi, tarih alanında Dünya devinin kesip attığı tırnak olamazlar...
Ama...
Yukarıda söz ettiğim Millet şuurundan habersiz kişilikler.
Cumhuriyet sayesinde para, pul, mal, mülk sahibi olanlar.
Cumhuriyet olmasaydı sarayın ahırında seyis bile olamayacak kişilikler.
Halil İnalcık'a.
İlber Ortaylı'ya.
Yada.
Yusuf Halaçoğlu'na değil.
Bu sözde tarihçilere, ısrarla inanmayı seçtiler, seçiyorlar.
Cumhuriyet sayesinde var olanlar.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına küfrediyorlar...
Bu sözde tarihçiler...
15 bin Vatan evladı Mehmetçiğin şehit olduğu.
Kurtuluş Savaşına bile 'Yok böyle bir savaş' dediler.
Bu güruh buna bile inandı maalesef!
Bu nedenle...
Cumhuriyete ve kurucularına kin kusuyorlar.
Diş biliyorlar...
Yanlış yoldalar, bunu anlayacaklar!
Ben...
Türk, Devlet ve Millet düşmanı bu sözde tarihçilere hakkımı helal etmiyorum!
Son söz...
Yevmil kıyamette.
İki elim yakalarındadır!