Önümüzde ki Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Gündem Cumhurbaşkanlığı seçimi. Şu ana kadar adaylık için ismi geçenler olmasına rağmen henüz resmi bir aday yok. Zaten olmasını da beklemiyorum. Çünkü; Daha dört ay var ve kimse şimdiden ortaya çıkıp yıpranmak istemiyor. Bu seçimin önemli bir özelliği var. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde halk ilk kez,Cumhurbaşkanı seçecek. Seçilecek kişi halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe yazılacak. Anayasamıza 2010 yılında “Anayasa değişikliği referandumuyla” getirilen bu durum beraberinde bazı sıkıntıları da getirecek gibi. Çünkü;C.Başkanı ve Başbakan arasında,Yetki çatışması olabilir.2007’de ki 367 krizini aşmak üzere getirilen bu sistem,İleride Türkiye’ye daha büyük bir kriz yaşatabilir. Bu durumu kişilerden, Partilerden ve siyasetten tamamen ayrı olarak, Getirilen ‘Yeni Sistem’in sorunu olarak görüyorum. Olaya tamamen İlkesel olarak bakıyorum. Eski sistemde Cumhurbaşkanı’nı halk adına TBMM.seçiyordu. Cumhurbaşkanlığı makamı Sembolik ve Temsili bir makamdı. Cumhurbaşkanları, Anayasa’nın tanıdığı yetkileri tam anlamıyla kullanmıyor, Kendisini seçen Meclisle ve elbette ki Başbakanla karşı karşıya gelmemek,çatışmamak için pasif bir görev anlayışı ile çalışıyordu. Şimdi ise Cumhurbaşkanı’nı doğrudan halk seçecek. Artık Halkın seçtiği güçlü bir Cumhurbaşkanı olacak. Görevi direkt halktan almak,mantıklı ve demokratik gelse de, Bu sistem, Seçimle gelen Başbakan’la, Yine seçimle gelen Cumhurbaşkanı arasında “yetki kullanımı” anlamında çatışma yaratabilecektir. 1982 Anayasası’nın tanıdığı tüm yetkileri kullanmak isteyen, “Halkın Seçtiği” bir Cumhurbaşkanı Yine “Halkın Seçtiği” bir Başbakanla yetki kullanımı manasında karşı karşıya gelebilecektir. Örnek vermek gerekirse; Anayasamızda,C.Başkanı’nın Bakanlar kuruluna başkanlık etme yetkisi var. Ancak şu ana kadar hiç bir Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanmadı. Ancak, Halkın seçtiği güçlü bir Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanmak isterse ne olacak.? Bu istek karşısında Başbakanın tavrı ne olacak.? Her iki güç; “Beni halk seçti.Yetkimi kullanıyorum..” derse olay içinden çıkılamaz bir hal almayacak mı.? Anayasanın Cumhurbaşkanına tanıdığı buna benzer pek çok yetki var. Sistem, 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle maalesef ki çok sorunlu bir hale getirildi. Bu durum; Devlet yönetiminde çift başlılık ve beraberinde halkın seçmiş olduğu iki “erk”arasında uyum sorunu yaratabilir. Terleyen,koşan bir Cumhurbaşkanı kriz yaratır. Ülke olarak, Önce sorun yaratıp,sonra o sorunu çözmek için tüm enerjimizi sarf etmeyi çok iyi başarıyoruz. Şunu asla unutmayalım. İktidar asla gölge kabul etmez.   Son Söz; Kriz çözmek için getirilen bir sistem daha derin KRİZ yaratacak gibi..