15 Temmuz dolayısıyla yıllardır olduğu gibi nice kahramanlık hikâyeleri anlatılacak, dinleyeceğiz.   Anlatılan hikâyelerde hainler olacak, aldatanlar olacak, güya yıllarca hainlerle mücadele etmiş “kahramanlar” olacak ve tabi ki hainlere canı pahasına karşı koyan, boyun eğmeyen kahraman Türk Milleti olacak.   Ama hikâyenin aldananları, siyasi çıkarları için, makam, güç, para, şan, şöhret kazanabilmek için destek verenleri, besleyip büyütenleri, mesele şahsi çıkarlarına dokunana kadar onlara destek olanları bugüne kadar anlatılmadı, anlatılmayacak.   Yıllarca, bilerek, isteyerek bütün gücü, malı, mülkü, konumu, makamı ile Fetö'ye destek verip, Fetö kaybedince de kazanan tarafa ustalıkla yanaşarak makamını, gücünü koruyanların veya yeni makamlar, yeni güçler, yeni zenginlikler kazananların hikâyesi anlatılmadı, anlatılmayacak.   Böyle olunca ve hikâye kasıtlı olarak eksik anlatılınca; kimse ders almadı, almayacak. Bu gibi oluşumlar, destekçileri, aldananlar, çıkarları için tedbirsiz davrananlar, aklını başkalarına kiraya verenler yine olacak.   Bu ve benzeri hikâyeler eksik anlatıldıkça her zaman endişe, korku, güvensizlik ortamı yaşanacak.   Ben derim ki; bu ve benzeri birçok ihanete maruz kalan milletim ve özellikle geleceğimiz olan genç nesil, uyanık olun, aklınızı başınıza devşirin.   Türk düşmanlarını, İslâm düşmanlarını, Bayrak düşmanlarını iyi tanıyın.   Hainlerin, şeytanın ve düşmanların sizi en kolay aldatma yolunun sizin içinizden çıkmış, sizden biriymiş gibi görünüp, sizler gibi davranmak, sizler gibi yaşamak ve bu yolla sizleri zehirlemek, aldatmak ve bu şekilde şeytani arzularına ulaşmak olduğunu iyi bilin.   Aldanmayın, aldatmayın, vatanımıza milletimize ve dolayısıyla sizlere zarar veren, zarar verilmesine sebep olan hiç kimseyi affetmeyin.   Yaşadığımız tek bir günün bile geri gelmeyeceğini, birilerinin hırsları, hataları, ihanetleri sebebiyle gidenin bizden, ülkemizden, bizim hayatımızdan gidiyor olduğunu bilin ve ülkemizin, milletimizin, kendimizin geleceği iyi olsun diye bugünümüzü kötü, huzursuz, endişe, korku, baskı ve yokluk ile yaşamamız gerekmediği bilincine bir an evvel ulaşın.