Kimler basıp da geçmiş, ayak izleri kimin
Hiç bitmedi bitmiyor hikâyesi kalbimin
Hayrettin YAZICI
SENSİZ UYANMAK
Uyanmak var ya, sensiz; yataklarda bir bilsen
Sanki gökler, bir kurşun buharıyla omzumda...
Ve ne tuhaf, gözlerim.. gözlerime bir nehir
Bağlansa, dolmayacak bir boşluk var başımda! ..
Aynası gözlerimin, gönlündedir bilirim..
Ruhuna sinmiş derim, dudağımın izleri! ..
Günahı hayal eder; utanır, irkilirim..
Kirletmek bize düşmez, derim; nur denizleri..
Bakma sen gönlüme, sitemi bitmez..
Ne hüznü eksilir, ne sana doyar!
Bilmez ki, kor ateş hülyalarının
Yağmuru, bilinmez bir başka diyar..
Açılır perdeler, bir gün ansızın
Bir hülya bitmeden, bir hülya başlar...
Uyanmak var ya, sensiz; yataklarda bir bilsen...
AHMET TEVFİK OZAN
SONBAHAR
Dökerken ufka donuk, kanlı bir ziya eylül,
Ederek zülf-i tarumara hulul
Gizli bir sesle ağlayan ey bad!
Şimdi göklerde katre katre yanan,
Necm-i mahmuru bir dakika nihan
Ederek sonra eyleyen ikad,
Ah, ey bad-ı hasta, bad-ı keder.
O kadar natüvan ki gizli sesin,
Kendi derdinle kendin ağlarsın,
Sana derdin senin kifayet eder.
AHMET HAŞİM
SENİN İÇİN
Sesin işler gibi bir şûh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken
Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi
Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış bûsem
Toplanır leblerime bir gece dalgın dursan
Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
Genç eder ufkumu hülyâlarımın genç kokusu
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerede
Çehremi varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam
Gençliğin böyle benimken kocamam hiç kocamam
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun
CENAP ŞAHABETTİN
YEDİVEREN EZGİLER AĞLAYAN KÜLLERİNDE
Bir sürgünde saklıdır dünyaya düşen izler
Bir ebedi sevdayı kalem taşır, kan gizler
Sinemdeki sirpençe filizlenir de bir gün
O granit kalbinde kanatlanır denizler
Can güneşim batıyor vefasız güllerinde
Al götür umudumu nazlı kâküllerinde
Senin de feryadını işitirler, şairin
Yediveren ezgiler ağlayan küllerinde
NURULLAH GENÇ
ZAMAN ÇIRASI
Üzgün gözlerinde gezen hayaller
Camlarımı taşlıyorlar bilesin..
Uzadıkça zaman çetindir yollar,
Kulağımda çınlar, her gece sesin.
Aydınlat yolumu zaman çırası,
Korkutur karanlık, çıkıp gelemem.
Zülfünün her teli kılıç yarası,
Ne yana düşerim, ben de bilemem.
Yoksa, sen mi benim ahir zamanım
Sura üfleyecek sen misin, söyle.
Bir değil bin defa çıkıyor canım,
Bilemem ne kadar yaşanır böyle.
Doğmayacak derler, ayı bir daha
Güneş de toplamış elin-eteğin,
Bütün saatleri kurup günaha
Kıyametim olur çekip gittiğin..
Bir tebessüm düşür şimdi dudağa,
Kaynat içimdeki azgın kazanı.
Güneş seksin bir dağdan dağa,
Vuralım kurşunla her geçen anı.
HAYRETTİN YAZICI