Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

KETHUDA MAHALLESİ 1

Kars istikametinden ilçeye girerken; Gözeler mevkiinden sonra, sağda Rus'lardan kalma adete şato gibi bahçeli taş bina bulunmaktaydı. Bu binada, mezbahada kasap olarak çalışan Halis Önal otururdu (1). Halis Önal; tavuk, kaz, hindi ve ördek beslerdi. Bu bölgede; subay lojmanları, İlçe Tarım Müdürlüğü(2) ve TMO lojmanları vardı (3). İlçe merkezine gelirken sol tarafta; Nazlı baba, Şehit  Ali Çavuş, Tacettin Külekçi ve diğer şehitlerin kabirlerinin bulunduğu ''İlçe Şehitliği'', sağ tarafta ise İlçe Mezarlığı bulunmaktadır. Eskiden İran'a giden transit yol, mezarlık ve şehitliğin arasından geçerken, yol genişleyince  güzergâh değişti. Şehitliğin tam hizasında, oğlu Emrullah ile uzun yıllar Turistik Otel'i çalıştıran Araklı’lı Ali Civelek’in evi vardı. Emrullah lisede bizden bir üst sınıftaydı ve boyu hayli uzundu. Ali Civelek, 40 yapraktan oluşan baklavaları kendi yapardı. 2 yıldızlı ve batı standartlarında hizmet veren otelin adisyon fişlerinde, PA-KA-HO yazardı. Büyük oğlu Halim ise Amerika'ya yerleşti.   Mezarlıktan sonra, sağda Emi Hocagil’in evler vardı. Zinnur, Orhan, Naci, Halil, Hacı, İhsan, Nuri ve amcaları Hacı Salih Yerdelen oturmaktaydı. Yanda da Maksut Yüzüak’ın evi vardı. Biraz ilerde, Gorele Halil’in metruk halde bulunan hanları ve evi, hanın yanında ise Hıfzı ve oğlu Sedat Günaştı’nın bahçeli evi vardı (4). Bu evin batı tarafında dağın yamacında büyükbaş hayvanlar/nahır toplanırdı. Yolun sol tarafında üstü lojman olan istasyon binası vardı. Burada Gar Müdürü Sırrı Günay otururdu. Sırrı Günay'ın Çocukları; Şevket, Ahmet, Fikret ve Melike..Şevket Günay Hava Harp Okulu'nu bitirip pilot oldu. Melike ise rahmetli yüzbaşı,Tacettin Külekçi ile evlendi. Sırrı Günay’dan sonra; Kadir Ucun ve Eyüp bey de hem Gar Müdürlüğü hem de Hareket Memurluğu yaptılar. Daha sonra, Gar Müdürü Kaya Güngül oldu. Çok kibar ve beyefendi olan oğlu Hüseyin Güngül, Sedi Korucuk'un kızıyla evlendi. Futbol da oynayan Hüseyin ile lisede aynı dönemde okuduk. İstasyon binasının karşısındaki binada, istasyonda her işi yapan Yaşar Kaplan otururdu. Yük trenleri manevra yaptığında, vagonları birbirine bağlayan Yaşar Kaplan, pipoya benzeyen bir düdükle makinistle haberleşirdi. Makinist de değişik düdük sesleri ile mukabele ederdi. Tren hareket halindeyken İki vagonun arasına geçip, bir metre uzunluğundaki ağır zinciri öteki vagondaki kancaya takardı. Bu işlem anında yapılmalıydı, gecikme anında, tampon yapılınca vagon kaçardı. Gece vakti de elindeki lambayı değişik şekillerde sallayarak makinistle haberleşirdi. Yaptığı iş çok tehlikeliydi. Manevra yapan trenleri, demiryolu üzerindeki tahta köprüden  seyrederdik.   İstasyondan sonra, polis karakol binası bulunmaktaydı. Karakoldan, Erzurum tarafına üç tane cadde vardı. İran Transit Yolu karakolun solundan geçip, ikincisi yol ise  çarşı içinden geçmekteydi. Bu iki yol, ilçe çıkışında Özkan Koltukoğlu’nun petrol istasyonunda birleşirdi. Üçüncü cadde ise karakolun sağından gidip Halk Eğitimi binasının önünde sonlanırdı.    DİPNOTLAR: 1-Zühal Önal ile lise birinci sınıfta beraber okuduk. 2. kat kuzeye bakan sağdaki ilk sınıfta, orta hizada en ön sırada otururdu. Chevrolet taksisi olan abisi ile Nihal ve Filiz adlarında iki kız kardeşi vardı. Zühal Önal Savcılık Özel Kalem'i ve akabinde de seçim müdürü oldu. Odasına gittiğimde; -Gel gardaş! diye sohbete başlardı.   2-Tarım Müdürlüğü lojmanında, belediye başkanlığı da yapan Yaşar Demircioğlu oturmaktaydı. 1980 yılında Pasinler Belediyesi tarafından alınan O 302 Mercedes otobüslerle, Erzurum-Pasinler arasında her yarım saatte karşılıklı sefer düzenlenirdi. Yoncalık'tan aşağı inen otobüsler, Şair Nef'i Ortaokulu'nun yanından geçip Taşamağazalar'ın sonunda sağa bükülüp Mahallebaşı Semtine gelirlerdi. Sabah 8, akşam 17 seferleri ise, Paşalar Caddesi, Erzurum Lisesi, Kuşkay ve SSK Rant Tesisleri yanından geçip Mahallebaşı semtine gelirlerdi. İl Trafik Komisyonu istasyonun yanında garaj yeri gösterip bu hattı iptal eder. Kurala uymayan belediye otobüslerini de bağlar. Pasinler Belediye Başkanı Yaşar Demircioğlu ile ..... arasında geçen telefon görüşmesi; -Sayın ....., biz Ağrı Vilayetine bağlanmak istiyoruz. -Bu da nereden çıktı, Yaşar Bey.. -Sayın .... Erzurum Vilayeti bizi ikinci sınıf vatandaş yerine koyuyor. Bazı otobüslerimiz bağlanmış durumda.. Konuşmanın akabinde İl Trafik Komisyonu karaı iptal edilir.   3- Ofis lojmanları sobalı, girişteki kaloriferli lojmanda ise ofis müdürü Mehmet Evsen kalıyordu. (Eşi Rana, çocukları Fikret İbrahim, Fitnat ve Dilara. Zâkir Bayoğlu'nun kızı ile evlenen Fikret, Pasinler Gençlik Kulübünü çalıştırdı. Nef'i İlkokulu'nu bitiren Fitnat ise, biz orta birinci sınıfta iken orta 3. sınıfta okuyordu. Fitnat, 1969-1970 eğitim öğretim yılında okulda kurulan kısa dalga radyoda spikerlik yaptı. Fitnat, ikinci teneffüste öğretmen derse girmeden, sınıfları dolaşıp temizlik için puan veren ekipteydi.) Bu lojman 3-4 basamaklıydı. Basamaklar 2. kalite mermerden yapılmıştı ve merdiven aralarında boşluk vardı. Dış kapıdan girince koridorda sağ tarafta büyükçe bir petek vardı.   Ayla, Yücel, Tokay, Konuralp ve Tolga'nın babası olan Adil Aslan; TMO'da memurdu. Bizi her görüşünde, kahverengi ebonit çerçeveli gözlüğünü indirip nasihat ederdi. Uzunca bastonuyla, karşıdan gelen vasıtaları rahatça görebilmesi için yolun sol tarafından yürürdü. Bastonu yere değdikten sonra, havaya kaldırıp, bir ileri bir geri savurduktan sonra yere koyardı. Tıpkı bir orkestra maestrosu gibi ritim yakalamıştı. Yücel abladan korkmayan yoktu. Asfaltın kenarına ipe bağladığımız cüzdanı koyup, ipin üzerine de kum döküp yolun kenarına gizlendik. Yücel abla cüzdana uzandığında ipi hafifçe çektik, bir kere daha uzandığında ipi yine çektik. Asfaltın kenarına içine kum doldurduğumuz kese kâğıdını bırakıp gizlenirdik. Renkli jelatinli bayram şekerlerinin içine küçük taş koyup, her iki tarafından fiyonk gibi büküp kese kağıdına koyup birazını da yola dökerdik. Ayla Aslan, Necmettin Güngör'le evlendi. Tokay Aslan bizden 3 sınıf ilerde, Kunur ise bizimle aynı sınıftaydı.   Diğer lojmanda; Metin, Yılmaz, Haydar ve Ali Ekber Özilhan oturmaktaydılar. Futbol da oynayan Ali Ekber, babasının her ay fırından peşin para ile aldığı ekmek kartı ile Süleymen Yıldız'ın fırınından 8 tane somun ekmek alırdı.  Ofisde çalışan Hakkı Kotan ve ailesi önce lojmanda sonra da bizim karşımzdaki eve taşındılar. Anne dediğimiz Nurhayat abla daha sonra Paşabey Mahallesinde ev aldı ve orada tek başına yaşamaya başladı. Yanına uğrayışımda,benimle dertleşirdi. Kışları, Adana'ya kızı Hamiyet'in yanına giderdi. Hamiyet abladan başka Halil ve Mahmut adında iki çocuğu daha vardı. Lütfü, Yavuz, Fikri Akgül, Billur Teyze ve oğulları Köksal, Yüksel, Saliha, Bahriye Kızıltaş, Baki Çotur, Ali ve Asuman Başar ile Salim Ertuğrul ile türkçe öğretmenimiz Serap İclal Fermanlıgil de ofis lojmanlarında kaldı.   Lojmanların doğu tarafında demiryolu kenarında arpa ve buğday konulması için yapılmış 5 tane silindir şeklinde büyükçe silo bulunmaktaydı. Bunların kuzeyinde ise çatısında ''OFİS KARAGÜN DOSTUDUR'' yazılı çok büyük bir silo daha vardı. Bir demiryolu hattı da silolara kadar uzanıyordu. 100m. kadar doğu tarafında demirylunun kenarında Rus'lardan kalma istasyon binası vardı. Demiryolunu geçip güney tarafına gidildiğinde ise yolun her iki tarafında bostanlar vardı. Bu bostanlarda; salata, mısır, kabak, ayçekirdeği, nane, tarhın, maydanoz, aşotu gibi sebzeler yetiştirilirdi. Garnizon, ofis lojmanları ve çadırlarda kalan Erzurum'lular buradan alışveriş yaparlardı. Asfaltın kuzey tarafında ise TMO binası vardı. Yılın değişik zamanlarında, ofis ithal pirinç satardı. Bu pirinçler hem ucuz hemde ''artımlıydı''. Evlerde genellikle bulgur pilavı yenilirdi. Pirinç pilavı ramazanda sahurda genellikle kaz etiyle yenilirdi. Hem pirinç hem de evde yapılan bulgur pişmeden evvel ayırtlanırdı. Bulgur pilavının içinden bazen küçük taş çıkardı.   4-Belediye başkan adaylarından rahmetli Foto Çakar’ın şu sözü meşhurdu; -Bir gazzığ Gorele’nin ğanlarına çağiyerim, bir gazzığ da Özkan’ın pompasına..  Ondan sonra bir çırpi /ip çekiyerim..Çırpının dışına çığan evleri yığiyerim. Önce fotoğrafçılık sonra da tarım makinaları satan çok mert birisiydi. Permatik satan birisi sabahleyin ve ikindi vakti dükkanının önünden geçerken, Foto Çakar'ın dikkatini çeker. Ne kadar satış yaptığını sorar. Çok az diye cevap alınca da, adamın elindeki bütün malzemeyi satın alarak, müşterilerine ücretsiz dağıtır.
Ekleme Tarihi: 16 Eylül 2024 - Pazartesi
Suat ÖZARAS

KETHUDA MAHALLESİ 1

Kars istikametinden ilçeye girerken; Gözeler mevkiinden sonra, sağda Rus'lardan kalma adete şato gibi bahçeli taş bina bulunmaktaydı. Bu binada, mezbahada kasap olarak çalışan Halis Önal otururdu (1). Halis Önal; tavuk, kaz, hindi ve ördek beslerdi. Bu bölgede; subay lojmanları, İlçe Tarım Müdürlüğü(2) ve TMO lojmanları vardı (3). İlçe merkezine gelirken sol tarafta; Nazlı baba, Şehit  Ali Çavuş, Tacettin Külekçi ve diğer şehitlerin kabirlerinin bulunduğu ''İlçe Şehitliği'', sağ tarafta ise İlçe Mezarlığı bulunmaktadır. Eskiden İran'a giden transit yol, mezarlık ve şehitliğin arasından geçerken, yol genişleyince  güzergâh değişti. Şehitliğin tam hizasında, oğlu Emrullah ile uzun yıllar Turistik Otel'i çalıştıran Araklı’lı Ali Civelek’in evi vardı. Emrullah lisede bizden bir üst sınıftaydı ve boyu hayli uzundu. Ali Civelek, 40 yapraktan oluşan baklavaları kendi yapardı. 2 yıldızlı ve batı standartlarında hizmet veren otelin adisyon fişlerinde, PA-KA-HO yazardı. Büyük oğlu Halim ise Amerika'ya yerleşti.

 

Mezarlıktan sonra, sağda Emi Hocagil’in evler vardı. Zinnur, Orhan, Naci, Halil, Hacı, İhsan, Nuri ve amcaları Hacı Salih Yerdelen oturmaktaydı. Yanda da Maksut Yüzüak’ın evi vardı. Biraz ilerde, Gorele Halil’in metruk halde bulunan hanları ve evi, hanın yanında ise Hıfzı ve oğlu Sedat Günaştı’nın bahçeli evi vardı (4). Bu evin batı tarafında dağın yamacında büyükbaş hayvanlar/nahır toplanırdı. Yolun sol tarafında üstü lojman olan istasyon binası vardı. Burada Gar Müdürü Sırrı Günay otururdu. Sırrı Günay'ın Çocukları; Şevket, Ahmet, Fikret ve Melike..Şevket Günay Hava Harp Okulu'nu bitirip pilot oldu. Melike ise rahmetli yüzbaşı,Tacettin Külekçi ile evlendi. Sırrı Günay’dan sonra; Kadir Ucun ve Eyüp bey de hem Gar Müdürlüğü hem de Hareket Memurluğu yaptılar. Daha sonra, Gar Müdürü Kaya Güngül oldu. Çok kibar ve beyefendi olan oğlu Hüseyin Güngül, Sedi Korucuk'un kızıyla evlendi. Futbol da oynayan Hüseyin ile lisede aynı dönemde okuduk.


İstasyon binasının karşısındaki binada, istasyonda her işi yapan Yaşar Kaplan otururdu. Yük trenleri manevra yaptığında, vagonları birbirine bağlayan Yaşar Kaplan, pipoya benzeyen bir düdükle makinistle haberleşirdi. Makinist de değişik düdük sesleri ile mukabele ederdi. Tren hareket halindeyken İki vagonun arasına geçip, bir metre uzunluğundaki ağır zinciri öteki vagondaki kancaya takardı. Bu işlem anında yapılmalıydı, gecikme anında, tampon yapılınca vagon kaçardı. Gece vakti de elindeki lambayı değişik şekillerde sallayarak makinistle haberleşirdi. Yaptığı iş çok tehlikeliydi. Manevra yapan trenleri, demiryolu üzerindeki tahta köprüden  seyrederdik.

 

İstasyondan sonra, polis karakol binası bulunmaktaydı. Karakoldan, Erzurum tarafına üç tane cadde vardı. İran Transit Yolu karakolun solundan geçip, ikincisi yol ise  çarşı içinden geçmekteydi. Bu iki yol, ilçe çıkışında Özkan Koltukoğlu’nun petrol istasyonunda birleşirdi. Üçüncü cadde ise karakolun sağından gidip Halk Eğitimi binasının önünde sonlanırdı.

 

 DİPNOTLAR:
1-Zühal Önal ile lise birinci sınıfta beraber okuduk. 2. kat kuzeye bakan sağdaki ilk sınıfta, orta hizada en ön sırada otururdu. Chevrolet taksisi olan abisi ile Nihal ve Filiz adlarında iki kız kardeşi vardı. Zühal Önal Savcılık Özel Kalem'i ve akabinde de seçim müdürü oldu. Odasına gittiğimde;
-Gel gardaş! diye sohbete başlardı.


 
2-Tarım Müdürlüğü lojmanında, belediye başkanlığı da yapan Yaşar Demircioğlu oturmaktaydı. 1980 yılında Pasinler Belediyesi tarafından alınan O 302 Mercedes otobüslerle, Erzurum-Pasinler arasında her yarım saatte karşılıklı sefer düzenlenirdi. Yoncalık'tan aşağı inen otobüsler, Şair Nef'i Ortaokulu'nun yanından geçip Taşamağazalar'ın sonunda sağa bükülüp Mahallebaşı Semtine gelirlerdi. Sabah 8, akşam 17 seferleri ise, Paşalar Caddesi, Erzurum Lisesi, Kuşkay ve SSK Rant Tesisleri yanından geçip Mahallebaşı semtine gelirlerdi. İl Trafik Komisyonu istasyonun yanında garaj yeri gösterip bu hattı iptal eder. Kurala uymayan belediye otobüslerini de bağlar. Pasinler Belediye Başkanı Yaşar Demircioğlu ile ..... arasında geçen telefon görüşmesi;
-Sayın ....., biz Ağrı Vilayetine bağlanmak istiyoruz.
-Bu da nereden çıktı, Yaşar Bey..
-Sayın .... Erzurum Vilayeti bizi ikinci sınıf vatandaş yerine koyuyor. Bazı otobüslerimiz bağlanmış durumda.. Konuşmanın akabinde İl Trafik Komisyonu karaı iptal edilir.

 

3- Ofis lojmanları sobalı, girişteki kaloriferli lojmanda ise ofis müdürü Mehmet Evsen kalıyordu. (Eşi Rana, çocukları Fikret İbrahim, Fitnat ve Dilara. Zâkir Bayoğlu'nun kızı ile evlenen Fikret, Pasinler Gençlik Kulübünü çalıştırdı. Nef'i İlkokulu'nu bitiren Fitnat ise, biz orta birinci sınıfta iken orta 3. sınıfta okuyordu. Fitnat, 1969-1970 eğitim öğretim yılında okulda kurulan kısa dalga radyoda spikerlik yaptı. Fitnat, ikinci teneffüste öğretmen derse girmeden, sınıfları dolaşıp temizlik için puan veren ekipteydi.) Bu lojman 3-4 basamaklıydı. Basamaklar 2. kalite mermerden yapılmıştı ve merdiven aralarında boşluk vardı. Dış kapıdan girince koridorda sağ tarafta büyükçe bir petek vardı.

 

Ayla, Yücel, Tokay, Konuralp ve Tolga'nın babası olan Adil Aslan; TMO'da memurdu. Bizi her görüşünde, kahverengi ebonit çerçeveli gözlüğünü indirip nasihat ederdi. Uzunca bastonuyla, karşıdan gelen vasıtaları rahatça görebilmesi için yolun sol tarafından yürürdü. Bastonu yere değdikten sonra, havaya kaldırıp, bir ileri bir geri savurduktan sonra yere koyardı. Tıpkı bir orkestra maestrosu gibi ritim yakalamıştı. Yücel abladan korkmayan yoktu. Asfaltın kenarına ipe bağladığımız cüzdanı koyup, ipin üzerine de kum döküp yolun kenarına gizlendik. Yücel abla cüzdana uzandığında ipi hafifçe çektik, bir kere daha uzandığında ipi yine çektik. Asfaltın kenarına içine kum doldurduğumuz kese kâğıdını bırakıp gizlenirdik. Renkli jelatinli bayram şekerlerinin içine küçük taş koyup, her iki tarafından fiyonk gibi büküp kese kağıdına koyup birazını da yola dökerdik. Ayla Aslan, Necmettin Güngör'le evlendi. Tokay Aslan bizden 3 sınıf ilerde, Kunur ise bizimle aynı sınıftaydı.

 

Diğer lojmanda; Metin, Yılmaz, Haydar ve Ali Ekber Özilhan oturmaktaydılar. Futbol da oynayan Ali Ekber, babasının her ay fırından peşin para ile aldığı ekmek kartı ile Süleymen Yıldız'ın fırınından 8 tane somun ekmek alırdı. 


Ofisde çalışan Hakkı Kotan ve ailesi önce lojmanda sonra da bizim karşımzdaki eve taşındılar. Anne dediğimiz Nurhayat abla daha sonra Paşabey Mahallesinde ev aldı ve orada tek başına yaşamaya başladı. Yanına uğrayışımda,benimle dertleşirdi. Kışları, Adana'ya kızı Hamiyet'in yanına giderdi. Hamiyet abladan başka Halil ve Mahmut adında iki çocuğu daha vardı. Lütfü, Yavuz, Fikri Akgül, Billur Teyze ve oğulları Köksal, Yüksel, Saliha, Bahriye Kızıltaş, Baki Çotur, Ali ve Asuman Başar ile Salim Ertuğrul ile türkçe öğretmenimiz Serap İclal Fermanlıgil de ofis lojmanlarında kaldı.

 

Lojmanların doğu tarafında demiryolu kenarında arpa ve buğday konulması için yapılmış 5 tane silindir şeklinde büyükçe silo bulunmaktaydı. Bunların kuzeyinde ise çatısında ''OFİS KARAGÜN DOSTUDUR'' yazılı çok büyük bir silo daha vardı. Bir demiryolu hattı da silolara kadar uzanıyordu. 100m. kadar doğu tarafında demirylunun kenarında Rus'lardan kalma istasyon binası vardı. Demiryolunu geçip güney tarafına gidildiğinde ise yolun her iki tarafında bostanlar vardı. Bu bostanlarda; salata, mısır, kabak, ayçekirdeği, nane, tarhın, maydanoz, aşotu gibi sebzeler yetiştirilirdi. Garnizon, ofis lojmanları ve çadırlarda kalan Erzurum'lular buradan alışveriş yaparlardı. Asfaltın kuzey tarafında ise TMO binası vardı. Yılın değişik zamanlarında, ofis ithal pirinç satardı. Bu pirinçler hem ucuz hemde ''artımlıydı''. Evlerde genellikle bulgur pilavı yenilirdi. Pirinç pilavı ramazanda sahurda genellikle kaz etiyle yenilirdi. Hem pirinç hem de evde yapılan bulgur pişmeden evvel ayırtlanırdı. Bulgur pilavının içinden bazen küçük taş çıkardı.

 

4-Belediye başkan adaylarından rahmetli Foto Çakar’ın şu sözü meşhurdu;
-Bir gazzığ Gorele’nin ğanlarına çağiyerim, bir gazzığ da Özkan’ın pompasına..  Ondan sonra bir çırpi /ip çekiyerim..Çırpının dışına çığan evleri yığiyerim. Önce fotoğrafçılık sonra da tarım makinaları satan çok mert birisiydi. Permatik satan birisi sabahleyin ve ikindi vakti dükkanının önünden geçerken, Foto Çakar'ın dikkatini çeker. Ne kadar satış yaptığını sorar. Çok az diye cevap alınca da, adamın elindeki bütün malzemeyi satın alarak, müşterilerine ücretsiz dağıtır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler