Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

ÇARŞI 7

Ahmet Aktaş’ın dükkânının yanındaki ara sokaktan sonra, müşteriye her zaman güleryüzlü davranan İshak ve Mustafa Ceviz kardeşlerin hırdavat dükkânı vardı. Çok kere de bu dükkândan alışveriş yapardım. Dükkânın güney kısmında büyükçe bir kapının arkasında ardiye vardı. Hemen yanında Muhittin Kayıkçı’nın mutfak malzemeleri satan dükkânı bulunmaktaydı. Heybetli duruşu fakat mütevazi ve bilge kişiliği ile Zeki Korkmaz'ın (1) Aygaz ürünleri satan dükkânının hemen yanında Ziya Kıran’ın dükkânı vardı. Dükkânda Gislaved/Trabzon lastiği başta olmak üzere ayakkabılar satılırdı. Ali Civelek’in dükkânı ise küçük bir market tipindeydi (2). Hacı Rıza Demircioğlu’na ait dükkânı; gar müdürü Sırrı Günay'ın oğlu, Ahmet Günay market olarak çalıştırdı.. Bu markette bütün ürünler ambalaj içerisinde satışa sunulurdu. Ahmet Günay Marmara Üniversitesi'ne kayıt yaptırınca marketi kapatmak zorunda kalır. Önceden terzilik yapan ve bakkal dükkânı işleten Şeref Efe bu dükkânı satın alarak züccaciye ürünleri satmaya başladı. Yanında ise Alvar’lı Şeref ustanın gazyağı dükkânı vardı (3).   Cemal Bakırcı’nın dükkânında ise; bel lastiği, Gripin, ishal hapı, kundaktaki çocuklar için çok küçük şişelerde anason/naneson, düğme fermuar, çat-pat ve her türlü oyuncak bulunurdu. Çocukları, Ekrem ve Mükerrem her zaman dükkânda ayakta beklerdiler. Her dükkâna gittiğimde, siyah renkli ebonit çerçeveli kalın camlı gözlük takan Cemal Bakırcı, bana şaka türünden sözler söylerdi (4). Futbol takımlarının futbolcularının olduğu vesikalık fotoğraflar ise, sakızlardan çıkardı. Seti tamamlayana futbol topu verilirdi (5). Bu kampanya bütün müşterilerin ilgisini çekerdi. Müşteriye karşı her zaman tebessüm eden Fahrettin Önler'in dükkânında, Gislaved lastik ve ayakkabı türü şeyler de bulunurdu. Hemen yanında gazyağı satan Nurettin Oral'ın dükkânı vardı. Yaklaşık 150 litrelik variller ikiye bölünüp iki tane de kulp kaynatılarak gazyağı satışında kullanılırdı. Dükkâna götürülen kabın ağzına huni/zakar takılıp sapı olan litrelik kutularla gazyağı doldurulurdu (6). Otelden evvelki son dükkânda ise Hasan Mindivanlı gazyağı satardı.   Kaldırımın biraz gerisinde ihtişamlı Mindivanlı’ya ait Cihan Oteli vardı. Altı kahvehane üstü otel olup popülaritesi hayli fazlaydı. Büyükbey, Cavit ve Canip Aydın (Müdür) kardeşler işletirdi. Zemin katta bilardo masası vardı ve herkes giremezdi. 1969 yılı eylül veya ekim ayında saat 8 civarında yandı. Okula giderken yanışını gördüm. Çok korkunçtu, camlar su gibi akıyordu. Yaşar Gözeler’in elektrik malzemeleri satan dükkânı, otelin yanındaydı. Hemen yanda ise mescid vardı. İmamı ise müftü Kamil Efendi’nin oğlu Abdullah hocaydı /Abıli hoca (7).  Çok hızlı konuşan Ali Atmaca’nın nalbur dükkânının yanında, Toto Sebo ve Cevdet Alış’ın ortak berber dükkânı, yanında ise Abdulkadir Yazıcı'nın plakçı dükkânı vardı. Mine Koşan başta olmak üzere arabesk 45'lik plaklar çalınırdı. Hemen yanında Necmi Sabuncuoğlu'nun dükkânı vardı. Duayen gazeteci Kadir Sabuncuoğlu'nun abisi olan, Necmi Sabuncuoğlu mütevazi bir kişiliğe sahipti. 3. Ordu Komutanlığı'nın sebze ve gıda ihalelerine katılırdı. Yanda, Yusuf Gerekli’nin berber dükkânı vardı. Bu dükkân sonraları ekmek fırınına çevrildi (Cemal ve Yunus kardeşler.) en sonunda da yıkılıp Türk Ticaret Bankası yapıldı. Katkılarından dolayı, A. Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'e teşekkür ederim.   DİPNOTLAR: 1-Herkesin halını hatırını soran duble paça siyah takım elbise giyen Zeki Korkmaz, ''risale'lerin'' hepsini ezbere biliyordu. 2-Ali Civelek, aslen Trabzon Araklı’lıydı, mezarlığın karşısındaki pancar kantarının arkasındaki bahçeli evde otururlardı. Oğlu Emrullah’la yıllarca Kale Otel’i işlettiler. Otelin restoran adisyon fişlerinin başlığında PA-KA-HO yazısı vardı. Otel müdürü, Trabzon’lu emekli albaydı. Otel, iki yıldızlı ve Turizm Bakanlı’ğından onaylıydı. Ali Civelek 40 kat baklava yapardı. Bizim kapının önünden her geçişinde bana nasihat ederdi. Uzun boylu olan Emrullah, lisede bizden bir üst sınıftaydı. Sonraları Araklı’ya gitti ve kahvehane çalıştırdı. Büyük oğlu, Halim Civelek ise Amerika’ya yerleşti.   3- Bütün evlerde  gaz lambası ve gaz ocağı kullanılırdı. Gaz lambasının küçüğü 5, en büyüğü ise 14 numaraydı. Çok kere lambanın içi simsiyah olurdu. Kadınlar gündüzleri leçek, tahta çubuk ve tükürükle temizlerdi. O zamanlar, köyde yaşayanlar ilçeye yürüyerek gelip dönerken de içine fitil geçirilmiş lamba borusunu boyunlarına asarak giderlerdi. Gelirken de yoğurt ve yumurta getirip bakkallara satarlardı. Ahırlarda da gaz yağı lambası kullanılırdı. Tenekeden koni biçimindeki düzenekten çıkan fitilin yanmasıyla aydınlatılırdı. Yemekler de Vezüv veya Opel marka gaz ocağında pişirilirdi. Arada bir pompa vurmak ve eğer tıkanırsa iğne ile açmak gerekirdi.   4-Cemal Bakırcı'nın dükkânında bazen müezzin olan kardeşini görürdüm. Cemal Bakırcı cidiyetini bozmadan, dükkâna gelen herkese espritüel cümleler söylerdi. Bel lastiği almaya gelenlere, ''ola, tuman lastiği! der, bir yandan da cam çerçeveli tezgâha işaretlenmiş metre ile ölçüm yapardı. İshal hapı almaya gelenlere de; -Ola ....... düşdüz! derdi.   5- Çocukluğumuzda yumurtadan biraz büyük ''dolma'' toplarla 'dondi' oynardık. Daha sonra portakal büyüklüğünde lastik, plastik toplar ve futbol topu büyüklüğünde 19 liraya satılan naylon toplar satılmaya başladı. Ortaokulda okurken de içi lastik, dışı bez olan toplar vardı. İç lastik patladığında, ayakkabı tamircilerine yaptırırdık. At arabacıların pompası ile de işirirdik. En sonunda da siboplu toplar çıktı.   6-Gaz yağı, genellikle 3,75 lt. kapasiteli üzerinde Castrol veya Petrol Ofisi yazan teneke kutularla alınırdı. 7-Abıli hoca hem gizli ilimlere vakıf hem de aşırı nüktedandı. Bir gün Ahmet Akgül’le kuracakları fantastik sistem üzerine konuşurlarken, 65 yaş ve üzeri herkesin kellesini kesmeye karar verirler. O esnada, Hasankale eşrafından  S.P. kaldırımdan geçer. Abıli hoca, gıyabında şöyle der; -Hey koca danel, kelle gitmiş haberi yok.. *********************************************** MÜZİK BUKETİ SANAT MÜZİĞİ: Dün gece. (Emel Sayın- Sema Sultanova) Al goncayı deremedim. (Belgin Erol) FANTEZİ: Sorma arkadaşım. (Zeki Müren) TÜRKÜ: Yüce dağ başında yağan kar idim. (Gülşen Kutlu)
Ekleme Tarihi: 25 Kasım 2024 - Pazartesi
Suat ÖZARAS

ÇARŞI 7

Ahmet Aktaş’ın dükkânının yanındaki ara sokaktan sonra, müşteriye her zaman güleryüzlü davranan İshak ve Mustafa Ceviz kardeşlerin hırdavat dükkânı vardı. Çok kere de bu dükkândan alışveriş yapardım. Dükkânın güney kısmında büyükçe bir kapının arkasında ardiye vardı. Hemen yanında Muhittin Kayıkçı’nın mutfak malzemeleri satan dükkânı bulunmaktaydı. Heybetli duruşu fakat mütevazi ve bilge kişiliği ile Zeki Korkmaz'ın (1) Aygaz ürünleri satan dükkânının hemen yanında Ziya Kıran’ın dükkânı vardı. Dükkânda Gislaved/Trabzon lastiği başta olmak üzere ayakkabılar satılırdı. Ali Civelek’in dükkânı ise küçük bir market tipindeydi (2). Hacı Rıza Demircioğlu’na ait dükkânı; gar müdürü Sırrı Günay'ın oğlu, Ahmet Günay market olarak çalıştırdı.. Bu markette bütün ürünler ambalaj içerisinde satışa sunulurdu. Ahmet Günay Marmara Üniversitesi'ne kayıt yaptırınca marketi kapatmak zorunda kalır. Önceden terzilik yapan ve bakkal dükkânı işleten Şeref Efe bu dükkânı satın alarak züccaciye ürünleri satmaya başladı. Yanında ise Alvar’lı Şeref ustanın gazyağı dükkânı vardı (3).


 
Cemal Bakırcı’nın dükkânında ise; bel lastiği, Gripin, ishal hapı, kundaktaki çocuklar için çok küçük şişelerde anason/naneson, düğme fermuar, çat-pat ve her türlü oyuncak bulunurdu. Çocukları, Ekrem ve Mükerrem her zaman dükkânda ayakta beklerdiler. Her dükkâna gittiğimde, siyah renkli ebonit çerçeveli kalın camlı gözlük takan Cemal Bakırcı, bana şaka türünden sözler söylerdi (4). Futbol takımlarının futbolcularının olduğu vesikalık fotoğraflar ise, sakızlardan çıkardı. Seti tamamlayana futbol topu verilirdi (5). Bu kampanya bütün müşterilerin ilgisini çekerdi. Müşteriye karşı her zaman tebessüm eden Fahrettin Önler'in dükkânında, Gislaved lastik ve ayakkabı türü şeyler de bulunurdu. Hemen yanında gazyağı satan Nurettin Oral'ın dükkânı vardı. Yaklaşık 150 litrelik variller ikiye bölünüp iki tane de kulp kaynatılarak gazyağı satışında kullanılırdı. Dükkâna götürülen kabın ağzına huni/zakar takılıp sapı olan litrelik kutularla gazyağı doldurulurdu (6). Otelden evvelki son dükkânda ise Hasan Mindivanlı gazyağı satardı.

 

Kaldırımın biraz gerisinde ihtişamlı Mindivanlı’ya ait Cihan Oteli vardı. Altı kahvehane üstü otel olup popülaritesi hayli fazlaydı. Büyükbey, Cavit ve Canip Aydın (Müdür) kardeşler işletirdi. Zemin katta bilardo masası vardı ve herkes giremezdi. 1969 yılı eylül veya ekim ayında saat 8 civarında yandı. Okula giderken yanışını gördüm. Çok korkunçtu, camlar su gibi akıyordu.


Yaşar Gözeler’in elektrik malzemeleri satan dükkânı, otelin yanındaydı. Hemen yanda ise mescid vardı. İmamı ise müftü Kamil Efendi’nin oğlu Abdullah hocaydı /Abıli hoca (7).  Çok hızlı konuşan Ali Atmaca’nın nalbur dükkânının yanında, Toto Sebo ve Cevdet Alış’ın ortak berber dükkânı, yanında ise Abdulkadir Yazıcı'nın plakçı dükkânı vardı. Mine Koşan başta olmak üzere arabesk 45'lik plaklar çalınırdı. Hemen yanında Necmi Sabuncuoğlu'nun dükkânı vardı. Duayen gazeteci Kadir Sabuncuoğlu'nun abisi olan, Necmi Sabuncuoğlu mütevazi bir kişiliğe sahipti. 3. Ordu Komutanlığı'nın sebze ve gıda ihalelerine katılırdı. Yanda, Yusuf Gerekli’nin berber dükkânı vardı. Bu dükkân sonraları ekmek fırınına çevrildi (Cemal ve Yunus kardeşler.) en sonunda da yıkılıp Türk Ticaret Bankası yapıldı.


Katkılarından dolayı, A. Yaşar Bayoğlu ve Cengiz Deren'e teşekkür ederim.

 

DİPNOTLAR:
1-Herkesin halını hatırını soran duble paça siyah takım elbise giyen Zeki Korkmaz, ''risale'lerin'' hepsini ezbere biliyordu.
2-Ali Civelek, aslen Trabzon Araklı’lıydı, mezarlığın karşısındaki pancar kantarının arkasındaki bahçeli evde otururlardı. Oğlu Emrullah’la yıllarca Kale Otel’i işlettiler. Otelin restoran adisyon fişlerinin başlığında PA-KA-HO yazısı vardı. Otel müdürü, Trabzon’lu emekli albaydı. Otel, iki yıldızlı ve Turizm Bakanlı’ğından onaylıydı. Ali Civelek 40 kat baklava yapardı. Bizim kapının önünden her geçişinde bana nasihat ederdi. Uzun boylu olan Emrullah, lisede bizden bir üst sınıftaydı. Sonraları Araklı’ya gitti ve kahvehane çalıştırdı. Büyük oğlu, Halim Civelek ise Amerika’ya yerleşti.

 

3- Bütün evlerde  gaz lambası ve gaz ocağı kullanılırdı. Gaz lambasının küçüğü 5, en büyüğü ise 14 numaraydı. Çok kere lambanın içi simsiyah olurdu. Kadınlar gündüzleri leçek, tahta çubuk ve tükürükle temizlerdi. O zamanlar, köyde yaşayanlar ilçeye yürüyerek gelip dönerken de içine fitil geçirilmiş lamba borusunu boyunlarına asarak giderlerdi. Gelirken de yoğurt ve yumurta getirip bakkallara satarlardı. Ahırlarda da gaz yağı lambası kullanılırdı. Tenekeden koni biçimindeki düzenekten çıkan fitilin yanmasıyla aydınlatılırdı. Yemekler de Vezüv veya Opel marka gaz ocağında pişirilirdi. Arada bir pompa vurmak ve eğer tıkanırsa iğne ile açmak gerekirdi.

 

4-Cemal Bakırcı'nın dükkânında bazen müezzin olan kardeşini görürdüm. Cemal Bakırcı cidiyetini bozmadan, dükkâna gelen herkese espritüel cümleler söylerdi. Bel lastiği almaya gelenlere, ''ola, tuman lastiği! der, bir yandan da cam çerçeveli tezgâha işaretlenmiş metre ile ölçüm yapardı. İshal hapı almaya gelenlere de;
-Ola ....... düşdüz! derdi.

 

5- Çocukluğumuzda yumurtadan biraz büyük ''dolma'' toplarla 'dondi' oynardık. Daha sonra portakal büyüklüğünde lastik, plastik toplar ve futbol topu büyüklüğünde 19 liraya satılan naylon toplar satılmaya başladı. Ortaokulda okurken de içi lastik, dışı bez olan toplar vardı. İç lastik patladığında, ayakkabı tamircilerine yaptırırdık. At arabacıların pompası ile de işirirdik. En sonunda da siboplu toplar çıktı.

 

6-Gaz yağı, genellikle 3,75 lt. kapasiteli üzerinde Castrol veya Petrol Ofisi yazan teneke kutularla alınırdı.


7-Abıli hoca hem gizli ilimlere vakıf hem de aşırı nüktedandı. Bir gün Ahmet Akgül’le kuracakları fantastik sistem üzerine konuşurlarken, 65 yaş ve üzeri herkesin kellesini kesmeye karar verirler. O esnada, Hasankale eşrafından  S.P. kaldırımdan geçer. Abıli hoca, gıyabında şöyle der;
-Hey koca danel, kelle gitmiş haberi yok..


***********************************************
MÜZİK BUKETİ
SANAT MÜZİĞİ: Dün gece. (Emel Sayın- Sema Sultanova)
Al goncayı deremedim. (Belgin Erol)
FANTEZİ: Sorma arkadaşım. (Zeki Müren)
TÜRKÜ: Yüce dağ başında yağan kar idim. (Gülşen Kutlu)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri