Ali Osman ENGİN
Köşe Yazarı
Ali Osman ENGİN
 

VATAN VE MİLLET DÜŞMANI HAİN DARBECİLERİN TÜM FARKLILIKLARI İÇİNE ALAN BÜYÜK TÜRK MİLLETİNDEN YEDİKLERİ İFLAH OLMAZ DARBELER!

Öncelikle bütün milletimize ve sevenlerimize geçmiş olsun, şehitlerimizin ruhları şad ve  gazilerimize Rabbim acil şifalar ihsan eylesin. 15 Temmuz gecesi vatan haini satılmış beynelmilel şer şebekelerinin uşaklarının sahneye  koydukları oyunun kodları yavaş yavaş çözülmeye başlıyor.   Bu oyun; düşman küresel aktörler tarafından ekilen iç savaş tohumlarından yükselen darbe kolunun sahnelediği bir oyundur. Dolayısıyla ortada verilmiş bir ihale ve bu ihaleyi alan taşeronlar vardır. İhaleyi veren her zaman olduğu gibi batı ve doğu emperyalizmi, bu ihaleyi alanlar ise; Vatikan’ın cübbeli ve sarıklı gizli kardinali olduğunu tereddütsüz söyleyebileceğimiz okyanus ötesi Haşhaşi  post modern Hasan Sabbah’ın paralel örgütünün yapılandırdığı ve beyinleri kurutularak iradeleri ipotek altına alınan tapınak şövalyeleridir. Daha önce yazdığım bir yazıda bu tapınak şövalyelerinin bir yerlerde saklandıklarını ve uygun ortam bulduklarında ise mutlaka heveslerini gerçekleştirmek için ortaya çıkacaklarını belirtmiştim. Maalesef 15 Temmuz, işte böyle bir hevesin harekete geçirdiği tapınak şövalyeleriyle boğazın simonlarının başkaldırdıkları karanlık bir gece olmuştur. Türk Milletinin gerçek askerlerinden mutlaka ayırt edilmesi gereken ve bu kalkışmaya yeltenenler ses duvarını aşan jetlerle ve kursaklarındaki kin ve nefreti mermileştirerek kusan savaş helikopterleriyle karanlıkları delip, Çanakkale gibi, Sarıkamış gibi, milli mücadele de olduğu gibi, Bedir de ve Kerbela’ da olduğu gibi Hilâli Haça çiğnetmeyen, minarelerden ezanı susturmayan vatan evlatlarına kan ateşi kusanlara karşı, sarsılmaz imanını siper eden, canını cananına tercih eden serden geçtilere tosladılar. Onlar 15 Temmuz Gecesi Aslanlarının, bu aziz milletin maküs talihini yenen aslanların iman nurlarının, onların attıkları mermi ve bomba ışıklarından çok daha ferli olduğunu bilmiyorlardı. Bunu onlarla beraber bütün dünya da öğrenmiş oldu. İşte bu millet büyük Türk Milletidir ve onun reisi cumhuru da, modern çağların yüce Alpaslan’ıdır. Oda kefenini giyerek cenk meydanına çıkmıştı. Milletin şimdiki reisi de aynı şekilde kefenim üzerimde diyerek cenk meydanlarına inmiştir. Hükumet ve muhalefet liderleri de aynı şekilde çok önemli öngörülerle oynanan ihanet oyunlarına karşı tavır almışlar ve özellikle sayın Dr. Devlet Bahçeli; başlatılan ihanet sürecinin hemen arkasından devlet ve milletle beraber olduğunu yüksek sesle ortaya koymuştur. Sayın Dr. Devlet Bahçeli, Okyanus ötesi tabirini kullanarak bu yapının ileriye dönük olarak devletimiz ve milletimiz için çok büyük bir tehlike olabileceğini açıkça ortaya koyuyordu. Bugün o öngörülerin doğruluğunu teslim etmeyen bir ALLAH’ ın kulu da yoktur. O gün Devlet Bey’e ateş püsküren, Özel Harekat Polislerimizi düşman çatlatan koç bıyıklarından dolayı eleştiren ve o zamanki yaygın olan kamuflajlarla kendilerini, Bukalemunlara taş çıkartacak renk değiştirme yöntemleri ile gizlemiş olanların, bugün ana üryan açıkta kaldıklarını biz gene de söylememiş olalım. Hep aynı istikametlere hizalı badem bıyıklarıyla paralellerin paraleli olduklarını saklayamayanların, kendi öz atasını ve dedesini hatırlatan pala bıyıklarıyla ülkemizin ve milletimizin en kritik durumunda her yerde ve her cephede göğsünü siper eden bu aslan yürekli, çelik bilekli, iman kuvvetli ve de ne kadar zorlarına gitse de bütün insanlığa Türk-İslâm Medeniyetini hediye eden büyük Türk Milletinin gerçek varisleri olan serdengeçtilere edecek sözleri olamaz. Hem zamanın ruhu da aslına dönüyor ve bu insanların o gün tükürdüklerini bugün temizlemeleri de milletimizin temel beklentilerindendir. Eğer çok net olarak konuşmak gerekirse, şu an itibariyle ülkemizin bir bölümünde yoğun olarak sürdürülen terör olaylarında gönüllü olarak vatan, namus, şeref, haysiyet, din, iman savunması yapan kolluk kuvvetlerinin de işte o serdengeçti milli güçler olduğu temel bir gerçekliktir. O savaş meydanlarında milletimizin safında ne bir paralel yapı mensubunu ve ne de onların türevlerinden birilerini görebilirsiniz. Onları bu milli güçlere kurşun atan ve hendek kazanlar arasında veya onlara çeşitli destekler sağlarken görebilirsiniz. Şurası çok iyi bilinmelidir ki hepimiz birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Herkes haddini ve gratını bilmek durumundadır. Halk dünyayı  şaşırtan ve içten içe gıpta ettiren cesaretiyle Hakka sım sıkı tutunarak ayağa kalkmış ve artık hiçbir dünyevi gücün bu kükreyen ruhu çökertemeyeceği, ezelden ebede yazmıştır. Kendisiyle gururlandığımız o kahraman Dadaş astsubay’ ın özel kuvvetleri basan hain başını alnından vurarak indirmesi ve bile bile şehadet şerbetini içmeye gönüllü olması, muhteşem ötesi muhteşem bir destandır. Bu olay tarihe altın harflerle işlenecektir. Çünkü ihaneti geri döndüren mihenk noktalarından birisidir. Ölüm yağdıran bomba ve mermilerin korkutamadığı bu aziz millet rüştünü yedi düvele ispat etmiştir. Artık ölümler ve öldürenler bizden korksunlar. Artık girdiğimiz yolun geri dönüşü yoktur ve gemiler yakılmıştır. Kilitleneceğimiz hedefler dahi bizden daha fazla bize koşacaklar. Çünkü biz hedeflerin de hedefleriyiz. Hedefleri hedeflerine ancak biz ulaştıracağız. Temkinli olmalı ve acele etmeliyiz. Zamanın ruhu da bize göre değişecek. Durmak yok, rehavet yok, yılmak yok, yorulmak yok. Bir zamanlar bu Haşhaşi örgütün elebaşının yeğeniyle komşuluk yapmıştım. Yeğeni malum şahsa; “o bir şarlatandır. Milletin sandığı gibi birisi asla değildir” şeklinde tanımlamalar yaptığı zaman, bazılarının pek hoşuna gitmiyordu. Şimdi nasıl bir gizli Kardinal şarlatan olduğunu umarım anlıyorlardır. Bu örgütün bütün kamu kurum ve kuruluşlarındaki hücreleri deşifre edilmeli ve mutlaka hukuk devletimizin hukuk kuralları çerçevesinde gerekenler yapılmalıdır. Onları koruma refleksi gösterenler, devlet erkinin kendilerine verdiği yetki ve sorumlulukları onlarla paylaşanlar, bu paylaşımları ötekileştirdikleri vatan evlatlarına baskı aracı olarak kullananlar bütün bunların hesabını vermelidirler. O satılmış çete mensupları hep kriptolu çalışmışlar, örgütsel faaliyetlerde bulunmuşlar, birbirlerini motive ederken, vatan ve millet duyarlılığı yüksek olanları gizli hedefler olarak belirlemişlerdir. Bunların; ne teröristlerle, ne bu aziz milletle hesabı olanlarla, ne esrarcıyla, ne fuhuşçuyla, ne kumarcıyla ve nede tefecilerle bir hesapları yoktur. Onlarla her zaman amaç ve hedef birliktelikleri olmuştur. Bu milletin evlatlarını ailelerinden koparıp köleleştirmişlerdir. Bu aziz milletle hesabı olanlar, hep oyunlarını genç kuşakları imha ve heba etme temeline oturtmuşlardır. Çanakkale öyledir, 12 Eylül öncesi ve sonrası öyledir, bu hain paralel terör yapılarının üzerinde operasyonlar yaptıkları hedef kitleleri yine bu milletin çocuklarıdır. Amansız bir mücadele verdiğimizi düşündüğüm terör organizasyonlarının hedef kitleleri de yine aynı şekilde gençlerdir. Oynanan oyunlar çok kompleks ve derindir. Bugün böyle, yarın başka görüntülü olabilir. Ama hep hedef aynıdır. Hedef bu aziz millettir ve onun elde ettiği veya etme ihtimali olan kazanımlarıdır. Son terör saldırısı olan başkaldırı ve iç savaş çıkartma kalkışması başlatıldığında, Ermenistan’da da benzer durumların olduğunu duyuyoruz. Bu durumun daha önce sahneye konulan Arap Baharına benzediğini görüyorum. Yeni bir bölgesel dizayn olayının kokularını alıyorum. Devlet yetkililerimizin de bu durumun farkında olduklarını anlıyorum. Rabbim ülkemizin, milletimizin ve bütün mazlumların yar ve yardımcısı olsun, amin.
Ekleme Tarihi: 24 Temmuz 2016 - Pazar
Ali Osman ENGİN

VATAN VE MİLLET DÜŞMANI HAİN DARBECİLERİN TÜM FARKLILIKLARI İÇİNE ALAN BÜYÜK TÜRK MİLLETİNDEN YEDİKLERİ İFLAH OLMAZ DARBELER!

Öncelikle bütün milletimize ve sevenlerimize geçmiş olsun, şehitlerimizin ruhları şad ve  gazilerimize Rabbim acil şifalar ihsan eylesin. 15 Temmuz gecesi vatan haini satılmış beynelmilel şer şebekelerinin uşaklarının sahneye  koydukları oyunun kodları yavaş yavaş çözülmeye başlıyor.   Bu oyun; düşman küresel aktörler tarafından ekilen iç savaş tohumlarından yükselen darbe kolunun sahnelediği bir oyundur. Dolayısıyla ortada verilmiş bir ihale ve bu ihaleyi alan taşeronlar vardır. İhaleyi veren her zaman olduğu gibi batı ve doğu emperyalizmi, bu ihaleyi alanlar ise; Vatikan’ın cübbeli ve sarıklı gizli kardinali olduğunu tereddütsüz söyleyebileceğimiz okyanus ötesi Haşhaşi  post modern Hasan Sabbah’ın paralel örgütünün yapılandırdığı ve beyinleri kurutularak iradeleri ipotek altına alınan tapınak şövalyeleridir. Daha önce yazdığım bir yazıda bu tapınak şövalyelerinin bir yerlerde saklandıklarını ve uygun ortam bulduklarında ise mutlaka heveslerini gerçekleştirmek için ortaya çıkacaklarını belirtmiştim. Maalesef 15 Temmuz, işte böyle bir hevesin harekete geçirdiği tapınak şövalyeleriyle boğazın simonlarının başkaldırdıkları karanlık bir gece olmuştur. Türk Milletinin gerçek askerlerinden mutlaka ayırt edilmesi gereken ve bu kalkışmaya yeltenenler ses duvarını aşan jetlerle ve kursaklarındaki kin ve nefreti mermileştirerek kusan savaş helikopterleriyle karanlıkları delip, Çanakkale gibi, Sarıkamış gibi, milli mücadele de olduğu gibi, Bedir de ve Kerbela’ da olduğu gibi Hilâli Haça çiğnetmeyen, minarelerden ezanı susturmayan vatan evlatlarına kan ateşi kusanlara karşı, sarsılmaz imanını siper eden, canını cananına tercih eden serden geçtilere tosladılar. Onlar 15 Temmuz Gecesi Aslanlarının, bu aziz milletin maküs talihini yenen aslanların iman nurlarının, onların attıkları mermi ve bomba ışıklarından çok daha ferli olduğunu bilmiyorlardı. Bunu onlarla beraber bütün dünya da öğrenmiş oldu. İşte bu millet büyük Türk Milletidir ve onun reisi cumhuru da, modern çağların yüce Alpaslan’ıdır. Oda kefenini giyerek cenk meydanına çıkmıştı. Milletin şimdiki reisi de aynı şekilde kefenim üzerimde diyerek cenk meydanlarına inmiştir. Hükumet ve muhalefet liderleri de aynı şekilde çok önemli öngörülerle oynanan ihanet oyunlarına karşı tavır almışlar ve özellikle sayın Dr. Devlet Bahçeli; başlatılan ihanet sürecinin hemen arkasından devlet ve milletle beraber olduğunu yüksek sesle ortaya koymuştur. Sayın Dr. Devlet Bahçeli, Okyanus ötesi tabirini kullanarak bu yapının ileriye dönük olarak devletimiz ve milletimiz için çok büyük bir tehlike olabileceğini açıkça ortaya koyuyordu. Bugün o öngörülerin doğruluğunu teslim etmeyen bir ALLAH’ ın kulu da yoktur. O gün Devlet Bey’e ateş püsküren, Özel Harekat Polislerimizi düşman çatlatan koç bıyıklarından dolayı eleştiren ve o zamanki yaygın olan kamuflajlarla kendilerini, Bukalemunlara taş çıkartacak renk değiştirme yöntemleri ile gizlemiş olanların, bugün ana üryan açıkta kaldıklarını biz gene de söylememiş olalım. Hep aynı istikametlere hizalı badem bıyıklarıyla paralellerin paraleli olduklarını saklayamayanların, kendi öz atasını ve dedesini hatırlatan pala bıyıklarıyla ülkemizin ve milletimizin en kritik durumunda her yerde ve her cephede göğsünü siper eden bu aslan yürekli, çelik bilekli, iman kuvvetli ve de ne kadar zorlarına gitse de bütün insanlığa Türk-İslâm Medeniyetini hediye eden büyük Türk Milletinin gerçek varisleri olan serdengeçtilere edecek sözleri olamaz. Hem zamanın ruhu da aslına dönüyor ve bu insanların o gün tükürdüklerini bugün temizlemeleri de milletimizin temel beklentilerindendir.

Eğer çok net olarak konuşmak gerekirse, şu an itibariyle ülkemizin bir bölümünde yoğun olarak sürdürülen terör olaylarında gönüllü olarak vatan, namus, şeref, haysiyet, din, iman savunması yapan kolluk kuvvetlerinin de işte o serdengeçti milli güçler olduğu temel bir gerçekliktir. O savaş meydanlarında milletimizin safında ne bir paralel yapı mensubunu ve ne de onların türevlerinden birilerini görebilirsiniz. Onları bu milli güçlere kurşun atan ve hendek kazanlar arasında veya onlara çeşitli destekler sağlarken görebilirsiniz. Şurası çok iyi bilinmelidir ki hepimiz birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Herkes haddini ve gratını bilmek durumundadır.

Halk dünyayı  şaşırtan ve içten içe gıpta ettiren cesaretiyle Hakka sım sıkı tutunarak ayağa kalkmış ve artık hiçbir dünyevi gücün bu kükreyen ruhu çökertemeyeceği, ezelden ebede yazmıştır. Kendisiyle gururlandığımız o kahraman Dadaş astsubay’ ın özel kuvvetleri basan hain başını alnından vurarak indirmesi ve bile bile şehadet şerbetini içmeye gönüllü olması, muhteşem ötesi muhteşem bir destandır. Bu olay tarihe altın harflerle işlenecektir. Çünkü ihaneti geri döndüren mihenk noktalarından birisidir. Ölüm yağdıran bomba ve mermilerin korkutamadığı bu aziz millet rüştünü yedi düvele ispat etmiştir. Artık ölümler ve öldürenler bizden korksunlar. Artık girdiğimiz yolun geri dönüşü yoktur ve gemiler yakılmıştır. Kilitleneceğimiz hedefler dahi bizden daha fazla bize koşacaklar. Çünkü biz hedeflerin de hedefleriyiz. Hedefleri hedeflerine ancak biz ulaştıracağız. Temkinli olmalı ve acele etmeliyiz. Zamanın ruhu da bize göre değişecek. Durmak yok, rehavet yok, yılmak yok, yorulmak yok.

Bir zamanlar bu Haşhaşi örgütün elebaşının yeğeniyle komşuluk yapmıştım. Yeğeni malum şahsa; “o bir şarlatandır. Milletin sandığı gibi birisi asla değildir” şeklinde tanımlamalar yaptığı zaman, bazılarının pek hoşuna gitmiyordu. Şimdi nasıl bir gizli Kardinal şarlatan olduğunu umarım anlıyorlardır. Bu örgütün bütün kamu kurum ve kuruluşlarındaki hücreleri deşifre edilmeli ve mutlaka hukuk devletimizin hukuk kuralları çerçevesinde gerekenler yapılmalıdır. Onları koruma refleksi gösterenler, devlet erkinin kendilerine verdiği yetki ve sorumlulukları onlarla paylaşanlar, bu paylaşımları ötekileştirdikleri vatan evlatlarına baskı aracı olarak kullananlar bütün bunların hesabını vermelidirler. O satılmış çete mensupları hep kriptolu çalışmışlar, örgütsel faaliyetlerde bulunmuşlar, birbirlerini motive ederken, vatan ve millet duyarlılığı yüksek olanları gizli hedefler olarak belirlemişlerdir. Bunların; ne teröristlerle, ne bu aziz milletle hesabı olanlarla, ne esrarcıyla, ne fuhuşçuyla, ne kumarcıyla ve nede tefecilerle bir hesapları yoktur. Onlarla her zaman amaç ve hedef birliktelikleri olmuştur. Bu milletin evlatlarını ailelerinden koparıp köleleştirmişlerdir. Bu aziz milletle hesabı olanlar, hep oyunlarını genç kuşakları imha ve heba etme temeline oturtmuşlardır. Çanakkale öyledir, 12 Eylül öncesi ve sonrası öyledir, bu hain paralel terör yapılarının üzerinde operasyonlar yaptıkları hedef kitleleri yine bu milletin çocuklarıdır. Amansız bir mücadele verdiğimizi düşündüğüm terör organizasyonlarının hedef kitleleri de yine aynı şekilde gençlerdir.

Oynanan oyunlar çok kompleks ve derindir. Bugün böyle, yarın başka görüntülü olabilir. Ama hep hedef aynıdır. Hedef bu aziz millettir ve onun elde ettiği veya etme ihtimali olan kazanımlarıdır. Son terör saldırısı olan başkaldırı ve iç savaş çıkartma kalkışması başlatıldığında, Ermenistan’da da benzer durumların olduğunu duyuyoruz. Bu durumun daha önce sahneye konulan Arap Baharına benzediğini görüyorum. Yeni bir bölgesel dizayn olayının kokularını alıyorum. Devlet yetkililerimizin de bu durumun farkında olduklarını anlıyorum.

Rabbim ülkemizin, milletimizin ve bütün mazlumların yar ve yardımcısı olsun, amin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler