Değerli dostlar, her şey bir kenara öncelikle sınırlarımızın içinde ve dışında Devlet-ebed-müddet mücadelesi veren Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize üstün başarılar diliyorum. Rabbim ayaklarına taş değdirmesin. Devletimizin ve aziz Milletimizin bekası için toprağın kara bağrına düşen şehitlerimizi Rahmet ve Minnetle anıyorum. Ruhları Şad, mekânları Cennet olsun İnşallah.   Değerli kardeşlerim, canlarını cananlarına feda eden bu kahramanlara vefa borcumuz vardır. Onlar bu ülkenin geleceğini kurtarmak için, neslimizin örtülü ve açık tüm tehditlerin üstesinden gelebilmelerini sağlayacak imkân ve fırsatlara sahip olmaları için gözlerini kırpmadan şehadet şerbetini içtiler. Onlar üzerlerine düşeni yaptılar. İşte bu noktada esas mesele bizlerin elimizde olan o imkân ve fırsatlarla ülkemiz ve milletimiz adına ahde vefa borcu olarak ne yaptığımız ve ne yapacağımızdır. Aklın bilimi ve felsefesi olan mantığı dışlayarak, tabirimi hoş görün, birilerine hoş görünmek adına çıkar hesapları peşinden koşan birileri;Hasankale’de sadece kendi daracık kümeslerinde olan küçük  yumurtalara ulaşmak için çaba sarf ediyorlar. Tabirimi hoş görün, burada kendi eksenlerinde fır dönenlerin yaptığı gibi, ayrımcılık yapılmamalıdır. Bu senaryolar çok yaşandı ve hala yaşanmaya devam ediyor. Ancak bilinmelidir ki; devlet aklı vardır ve çalışmaktadır. Her şey kayıt altındadır ve yeri ve zamanı geldiğinde yapılması gerekenler mutlaka yapılacaktır. Meydan boş değildir!..   Benden olsun, ama ister donanımlıve vizyonu geniş olsun, isterse olmasındiyenlerin bu memlekete katabilecekleri hiçbir şey yoktur. Yapabilecekleri tek şey bu aziz millete ve memlekete zarar verme pahasına sadece cılız egolarını tatmin etmektir. Birileri Hasankale ve Hasankalelilerden bahsedebilirler. Bir memleketin değeri o yerde havasıyla ve suyuyla yaşayan büyüklerin yetiştirdiği bilim insanlarını, bürokratlarını ve elbette ki iş adamlarını ve sanayicisini atlayarak, unutmuş gibi yaparak Hasankale’nin öneminden ve misyonundan bahsedilmesi sadece Hasankale’nintarihiyle barışık olan kültürüne, misyonuna ve vizyonuna bilerek veya bilmeyerek zarar vermek olacaktır. Bununla meşgul olanlar, ne hikmetse hemen yanı başlarında olan ve sayıları en az 35-40 olan Profesör, Doçent ve Doktor Öğretim Üyesi olan Atatürk Üniversitesine bir türlü gelemiyorlar, gelmek istemiyorlar.   Bu insanlardan bahsetmeye herhalde dilleri dönmüyor. Yazık ama çok yazık. Bu bilim camiasından ve bilime, memlekete ve insanlığa sağladıkları katkılardan kümeslerde bahsedilmemesi onları değerlerini azaltmıyor. Ancak bu ve benzeri senaryoları yazıp oynayanlar; Hasankale ve Hasankalelilere zarar veriyorlar. Çok başarılı Hekimlerimiz, Eğitimcilerimiz, Mühendislerimiz, Spor bilimcilerimiz, Müzik Eğitimcilerimiz, Ziraatçılarımız, Hukukçularımız var. Bu camia ülke sınırlarını aşarak dünya çapında hizmetler üretiyorlar. İşin garibine bakar mısınız?!..Hasankale’nin Kurtuluş Bayramı kutlanıyor, ama Hasankaleli tarihçiler halkı bilgilendirme adına davet edilemiyor. Gençlerin çok önemli eğitim sorunları varken, gençlerin eğitimi ile ilgili olarak Eğitimci ve Eğitim Bilimcilerden destek alınmıyor. Çölleşen arazilerde artık Hasankale’ye has ürünler elde edilemiyor, ancak ziraatçı hocalarımızdan görüş alınmıyor. Aynı şekilde spor bilimcilerimiz devre dışı. Başı dara düşen her ailenin en kaliteli hizmeti aldığı dünya çapındaki hekimlerimizin adları bile anılmıyor. Şimdi sormak gerekiyor. Acaba kalkınma, gelişme ve büyüme böyle mi oluyor? Bu soruyu mutlaka sormak zorundayız.   Bu insanların naylon gözlükleriyle beraber Hasankale’nin geleceğe dönük misyon ve vizyonunu belirlemek gibi bir özellikleri olamaz. Zaten Hasankale’nin etrafındaki gittikçe daralan çemberi kırdığı ve maküs talihini yendiği de iddia edilemez. Önümüzde çok önemli bir seçim var. Bu seçim Hasankale için hayati bir önem taşımaktadır. Değerli dostlar, mutlaka aklımızı başımıza almak zorundayız. Güzel Hasankalemizin yerel yönetimi Cumhur İttifakı olarak AK partiye verilmiştir. O zaman AK Parti de mutlaka Hasankale misyon ve vizyonuna uygun en iyi adayı bulmak zorundadır. Bunun sağlanması siz Hasankalelilerin elindedir. Umarım çok geç olmadan bu sorun en uygun bir şekilde çözülür ve İnşallah Hasankale’ninmaküs talihini yenebilecek misyon ve vizyonda belediye başkanıyla buluşuruz.   Şimdi gelin Teyo Pehlivan’la Hasbi Hasankale Edelim   Ali Osman Hoca: AaaaxTeyo Emi, vaxteyo emi. Hele gax gel. Gör halimizi. Ola gardaş birileri davulu boynuna asmış, etrafında da Maşallah gâvur gibi toxmaxcılar var. Vuran vurana gardaş. Dıgget edersen her toxmaxcı vururken davulun sesi yatsıya bile galmadan değişiyor. Teyo Emi, anladığım kadarıyla Bizim memlekette Fetö’nün hain darbe teşebbüsünden sonra adeta Tük Milletinden ve onun değerlerinden intikam alırcasına bir değersizleştirme ve garalama stratejisi devreye sokulmuştur. Bir topluma vurulacak en büyük darbe; o toplumu kendi öz varlığı olan milli ve yerli değerlerinden uzaklaştırmak, onları çeşitli ve vasat algı operasyonlarıyla unutturmaya çalışmak, gerçek manevi, müspet  bilimler, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarındaki dinamiklerden bahsetmeyerek toplumla onların aralarına mesafeler koymak, bunların yerine 15 Temmuzda toplumu ve ülkemizi yabancı istihbarat örgütlerinin himayesinde dinamitleyen manevi dinamitlere belki ilerde yeniden alan açmaya çalışmak olacaktır. Teyo Emi sen bu yapılanların sıradan şeyler olduğunu düşünüyor musun? Ergenekon ve Balyoz gibi uydurma senaryolarla Türk Silahlı Kuvvetlerine güya din ve İslâm adına operasyon çekenler bunlardı. Öyle değil mi?!.. Amerika ve İsrail’in Ortadoğu’ya rahatça müdahale etmesi ve bu gün Filistin’ de, Gazze’de yaşanan soykırım ve katliamların önünün açılması için Türk Silahlı Kuvvetlerininalgı operasyonlarıyla ve uydurma delillerle yıpratılması, en az 5000 yıllık Türk Tarih ve Devlet Geleneğinden gelen kurmay aklının bodurlaştırılması, hatta özellikle hava kuvvetlerinde savaş uçaklarını kullanacak pilot bırakılmaması için onlara çeşitli ilaçlarla müdahale edenler bunlar değil miydi?.. Ordumuzdan irticacı diye atılan subaylarımızı atan yapıların  arkasındaki çok gizli irade de bunlarındı. Çünkü kızlarımızı üniversitelere çeşitli puan oyunlarıyla almayan senaryoların yazarları da bunlardı. Öyle ya!.. denize düşen insanımızın etrafına konuşlandırılan yılanlara sarılmalarının sağlanması gerekiyordu.  Teyo Emi baxar mısın!.. koşulan suda yüzmeye çalışan balıxlar gibiyiz.   Pehlivan Emi, hele o zamanla bu zaman arasında yaşanan küresel ve emperyalolayları analiz et de azıcıxtüyolanalım. Tüyosuzgaldıxgardaş!..   Baxsana, bizim Gala’dada benzer durumlara rastlamax mümkün. Birileri birilerinden bahsederken, ne hikmetse özellikle belli kesimleri yok sayarcasına öteliyorlar ve ağızlarına alıp kalemlerine aktaramıyorlar. Şüphesiz bunun kendi bakış açılarıyla çeşitli gerekçeleri mutlaka vardır. Eğer derinlemesine analiz edilirse, bizi değil de, sade vatandaşlarımızı şaşkına çevirecek temellendirmeler yapılabilir. Bu bir senaryodur ve yine belli merkezlerce devreye sokulmuştur. Burada ülke ve millet yararı yoktur. Ama zararı çoktur.   Teyo Pehlivan: Ola xoca essah diyirsen. Gardaş ben öbür tarafa giderken dünya bele değildi. Ne olmuş size?!..Xoca bizim zamanımızda dünyanın her tarafında at at idi, it de it idi. Hele işe bax şimdi atlar it, itler de at olmuşlar. Ne diyimgardaş, Arap itmiş messepgarışmış. İtlere ot yedirmişler onlargendılerıni at zannadip kişniyorlar! Atlara da ot yedırmışleronnar da gedıerıni it zannedip ürmeye başlamışlar. Dedım ya xoca Arap itmiş messepgarışmış!..İsrail Arap ve İslâm sofrasının baş ucunda oturmuş ve sofrada olan herkese zehir, zıkkım yediriyor. Zehiri yiyip kalkanlara ya da kalkmaya mecalleri kalmayan kalkamayanlara artık zulüm ve ölüm mukadderdir. Yenilen zehir öyle bir zehirdir ki; dili damağa yapıştırır gonuşturmaz, işleri çığırından çıkarır, iman, vicdan, akıl ve fıtratın gereği iradeyi devre dışı bırakır. Xoca şu andaki durum bu değil midir?!.. Bu sofradan beslenenlerin tuvalete veya lavaboya gitme fırsatları olmayacak, altlarına ve üstlerine kaçıracaklar ve yaşam alanları bunlardan oluşacaktır.  Xoca ne olur, atlara ot, itlere de et yedırıngurbanolim. Yoxsa hep at izi it izine garışır!..İnşallah bizim içimizden xırambakeşan adam çıxmaz. Çıxannarda zaten Galalı değildir. Galalıyım diyip, Galada yaşayan herkes değerlidir, bazen Nefidir, bazen İbrahim Hakkı’dır, bazen Alvarlı Efe Hazretleridir, bazen Hasan Dededir, bazen meddah Mahir dededir, bazen DeliYusuf, bazen böyüg Osman ve bazen de Gara Hamza Emidir. Xocabunnarasahapolsaydız, azıcıxonnarın yaşam felsefelerini ve hayata baxışlarınıannamışolsaydızsize de yeterdi.   Ali Osman Xoca:Teyo Emi ağzına sağlık. Gene tüyolarını sıraladın. Alan almıştır İnşallah. Gardaş Alla işini gücünü kolaylaştırsın. Güle güle gidesen. Yolun izin açık olsun.