Dört erkek iki kızkardeşin en büyüğü olan Halis Güngör, 1925 yılında Hasankale'de dünyaya gelir. Askerliğini yaptıktan sonra, Cihan Oteli'nin (şimdiki pasaj) karşısında kendisine ait dükkanda kuyumculuk yapar. Nacar saatleri ve Phılıps radyolarının bayiliğini alır. Zamanla dükkanı büyütüp, Isparta'dan getirdiği halıları satmaya başlar. Akabinde dükkanını pastaneye çevirir. Pastalar, bodrum katta Erzurum'dan getirdiği ustalar tarafından yapılır (1).
Bir kişi ile ortaklaşa şimdiki huzurevinin yerinde sinema işletir. Bu bina içerisinde; belediye, öğretmenler lokali, sinema ve halkevi bulunmaktaydı. Ayrıca, tiyatro ve bağlama kursları verilmekteydi. Müdavimleri arasında; Cemal Yungul, Necmettin, Burhanettin ve Mücahit Güngör, Vahap Yavuz, Sıddık Karslı, Turan Kafkas ve Metin Samuk bulunmaktaydı.
Malmeydanı çıkışından bahçelere giden yol üzerinde bulunan dere üzerine köprü kurulması için girişimlerde bulunur. Sarıkamış'ta bulunan Tugay Komutanı ile görüşüp, panel köprü sözü alır. Panel köprü gelir, fakat yetkililerin ilgisizliği neticesinde köprü çürümeye terkedilir. Şeker ve çimento fabrikalarının Hasankale'de yapılması düşünülmektedir. Ancak, birtakım muhalif çevreler buna karşı çıkmaktadır. Halis Güngör ve Hasankale eşrafı lobi faaliyetleri yapsa da başarılı olamazlar. Fabrikalar Ilıca Ve Aşkale'ye yapılır (2). Her hafta cirit (Malmeydanında) ve güreş (bahçelerde) yapılmasına öncülük eder. 70'li yıllarda siyasete atılıp belediye başkanlığı için aday olsa da, İhsan Toraman karşısında başarılı olamaz.
Yaptığı girişimler neticesinde; Beden Terbiyesi Genel md. yrd. Orhan Bilgin'den, stad ve tribün yapılması sözünü alır. Yaptığı organizasyon neticesinde; Arif sami Toker, Nesrin Sipahi ve Ela Altın'ın Halkevinde konser vermesini sağlar (3).
60'lı yıllarda, Hasankale'ye matbaayı getirerek ''Pasinler'in Sesi'' adında günlük gazete çıkarır. Her sene ramazan ayında İstanbul’a gidip, topladığı zekatları Hasankale'de fakirlere dağıtır (Gencal’lar, Şahsuvaroğlu, Evyap vs.). Dağıttığı malzemeyi, defterine Scrix marka tükenmez kalemle italik el yazısıyla muhakkak yazardı. Fakir çocukların, vakıf tarafından sünnet edilmesine öncülük etti. Siyah renk Trevira marka kravat ve takım elbise giyerdi. Her sabah soğuk suyla muhakkak duş alırdı.
1950’li yılında, Pasinler Gençlik kulübünü kurar. Her hafta sonu; Erzurum, Kars, Iğdır, Sarıkamış, Kağızman, Tercan ve Bayburt takımlarıyla futbol maçları yapılır. İstanbul’dan getirdiği Matador marka minibüsü Gençlik Kulübünün emrine verir. (Minibüsüyle, Erzurum-Hasankale arasında yolcu taşımacılığı yapar.) Gündüz futbol maçı tertipleyip, akşam da hazırladıkları piyes ve müzik programını icra edilmesini sağlardı. Piyes ve müzik programı, bahçeler mevkiinde icra ediliyordu (4).
1970 yılında; ‘’İbrahim Hakkı Hz.leri’’ vakfını kurarak İbrahim Hakkı Hz.leri camisini yaptırır. Cami yanında, vakıfa ait dükkanlar ve bodrum katta hamam yapılır. Halis Güngör’ün vefatından sonra hamam aktivitesini kaybetmiştir. Ayrıca İbrahim Hakkı Hz.lerinin şahsi eşyaları, el yazması ve osmanlıca orijinal eserlerin sergilendiği müzeyi faaliyete geçirir. Aynı şekilde kendi parasıyla yaptırdığı ‘’Anahanım Güngör hayratı’’ şadırvan, vefatından sonra yıktırılmıştır.
İbrahim Hakkı Hz.lerinin yazmış olduğu Marifetname’nin basılması ve dağıtımını yapar. Ayrıca Şakir Efendi’nin türbesinin, Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından yapılmasına öncülük eder. Semazen ekibi ve tasavvuf musikisi korosu kurulmasını sağlar. Bu ekipler yurdun muhtelif yerlerinde ve özellikle de İbrahim Hakkı Hz.lerini anma törenlerinde faaliyetlerini icra etmişlerdir. Bu törenlere Erzurum valisi başta olmak üzere çeşitli akademisyenler ve siyasetçiler iştirak etmişlerdir. Akordeon da çalabilen Halis Güngör, kibar ve sosyalitesi hayli yüksek birisiydi. Herkesle seviyeli ve sessizce konuşurdu. Konuşmasına hep ''efendim..'' diye başlardı. Cami inşaatı için de, yardım talep ederken, '' O mübarek zat adına yapılan cami....'' diyerek konuşmasına başlardı. Her bayram kabristandan çıkınca en önce bize uğrardı.
İstanbul'da camiye yardım toplarken, gece yarısı program çıkışı Zeki Müren'i takip ederler. Zeki Müren malikanesine girince kapılar kapanır. Gecenin bir yarısı, Halis Güngör ve görevli arasında;
-- Efendim, giremezsiniz..
-- Biz, o mübarek zat adına cami için yardım...
--Bu vakitte beyefendiyi rahatsız edemem..
Hararetli tartışmalardan sonra, nöbetçi kulübesinin telefonu çalar. Görevli kaybolur ve biraz sonra içinde para dolu bir zarfla geri döner...
Cami yapımında, Tevfik Türkkanı'nın (Tefo dadaş) fevkalade hizmetleri olmuştur. Caminin her işine koşmuştur. Bilakis Halis Güngör de titizdir. Tefo dadaş, yerden yaklaşık 9-10 m. yükseklikte cami inşaatında dolaşırken dengesi bozulur ve yere düşer. Sıva yapılmak için elenmiş kumun üzerine düştüğünden, biraz sonra sapasağlam ayağa kalkar. Halis Güngör şöyle der;
- ..... , ..... Tefo dadaş düşmen bir şey değil de, kumu yaydın!
DİPNOTLAR:
1-Özsüt Pastanesi. Sondaki i harfi ters P şeklindeydi. Okula giderken, vitrinde ay şeklindeki çörekleri görürdüm. Gençlik Kulübünde oynayan futbolculara her şey bedavaydı.
2-Erzurum-Hasankale yolundaki Hamamdere mevkiinde bulunan dağlık bölgeden, Aşkale Çimento Fabrikasına klinker üretimi için malzeme taşındı.
3- Ela Altın, Hasankale'lidir.
4-Stadyumdan, çermiklere kadar Erzurum’un elit ve zengin kesimi tarafından çadır kurulurdu. Doğu Kışla (220. Piyade alayı), Batı Kışla (İstihkam taburu), Toprak Mahsulleri Ofisi, Pancar Şirketi, Petrol arayan M.T.A. , Cezaevi ve Şimdiki Aras Edaş’tan çermiklere kadar olan yerde kurulan lunapark Hasankale’yi ayakta tutan dinamik ve aktivitelerdi.