Hükümet bu bankaya ısrarla el konulmasını istiyor.
Bu konuda BDDK.büyük baskı altında.
Ancak;
Bank Asya'nın ısrarla batırılmak istenmesi,
Türkiye'yi ekonomik krizin eşiğine getirebilir.
Bu gerçeği hükümetin aklı selim Bakanları dile getiriyorlar zaten.
Çünkü;
Tüm bankalar sistemi birbirine bağlıdır.
Ve;
İnceleme kapsamında olan başka bankaların olması ve incelemede ki bu bankaların sayısı ve bilanço büyüklüğü korkutucu düzeydedir.
Bank Asya eğer kusurluysa,
Kusurlu bankayı önce kurtarmak sonra da bu mümkün değilse piyasada panik ortaya çıkarmadan el koymak ve sorunu tecrit etmek tek yoldur.
Oysa şu anda tam tersi yoldan gidiliyor.
Bankaya direk el koyulmak isteniyor.
Bankaya ısrarla el konulmak istenmesi piyasalarda paniğe sebebiyet verebilir.
Anlaşılıyor ki;
Burada tek amaç cemaate karşı siyasi bir zafer kazanmak.
Diyelim ki bu zafer kazanıldı.
Peki;
Ülke ekonomisi ne olacak.?
Piyasalarda oluşan panik sonucu olası bir krizde bunun bedelini kim ödeyecek.?
Ayrıca;
Banka 900 milyon TL’lik ödenmiş sermayesini 1 milyar 125 milyon TL’ye çıkardı.
Batan bir banka böylesi bir sermaye artırımı yapabilir mi.?
Sonuç itibarıyla gerçek şu ki;
Banka Asya Ekonomik değil Siyasi bir meseledir...
Kemer sıkmaya hazır olun…
Türkiye'de 2013 yılında.
Konut satışları;
%79 oranında artmış.
Otomobil satışları;
% 20 artmış.
Ancak;
Konut ve otomobil satışları artarken,tasarruflarımız ne olmuş..?
Tasarruf oranı,
Son yılların en düşük düzeyi olan GSYH’nin %9’u düzeyine inmiş.
İşte 'Sıkıntı'da burada zaten.
Sıkıntı düşen tasarruf oranı.
Bu açık dış kaynaklı para girişiyle dengelenmeye çalışılsa da,
Kısa vadeli sermaye girişi de 2014'ta azaldı.
Bu ne demektir.?
'Ekonomide bir bedel ödenmesi gerekli hale gelmiştir..' demektir.
'Bu bedel ödenecektir..' demektir.
Peki bu bedeli kim ödeyecek.?
Büyük şehirlerde ki rantlara el koyan.
Büyük ihaleler alan.
Üstüne birde bu Millete KÜFREDEN işadamları mı.?
Kodamanlar mı.?
Yoksa;
Biz sıradan yurttaşlar mı.?
Hiç kuşkusuz bu bedeli,
Bir kez daha ülkenin çalışan sıradan insanları ödeyecektir.
Nasıl mı.?
Daha fazla tüketim vergileri ödeyerek.
Mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artış olarak.
Yani iğneden ipliğe her şeye gelen zamlarla ödeyecek.
Ve sonuç olarak işsiz kalarak ödeyecektir.
Yani;
Olan yine dar gelirli insanlara olacak...
Son söz;
35 yıldır neo-liberal politikalar uygulayan Türkiye'de değişmeyen gerçek ‘Dar Gelirli..’ kesimin eziliyor olmasıdır…