Hatırlayın lütfen.
Eskiden, 15-20 yıl önce ne yapıyorduk.?
İlkokula yada ortaokula veya liseye giderken, evimize en yakın okula kaydımızı yaptırıyorduk.
Bazı okullar da, sınavla yada parayla öğrenci alıyordu.
Değil mi.?
Evet.
Aynen böyleydi sistem.
Peki şimdi açıklanan nasıl.?
Aynen yukarıda yazdığım gibi.
Yani.?
15 yıl da 6 kez sistem değiştire, değiştire.
Yine eski sisteme, başladığımız yere döndük.
Yani;
Tam bir 'Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. Bir de baktık ki olduğumuz yerdeyiz..' durumu söz konusu.
Peki;
Bu 15 yılın hesabını kim verecek.?
Yazık olmadı mı bu çocuklara.?
Maalesef ki;
Milli Eğitim sistemimiz yanlış karar ve tercihler neticesinde çökme noktasına gelmiştir.
Hatta çökmüştür.
Diğer ülkelerde ki çocuklarla, bizim çocuklarımız arasında ki sıralamalarda en sonlara kadar düşmüş durumdayız.
60 ülke arasında 45-50’lerdeyiz.
Bir nesil heba oldu.
Sistemi değiştire değiştire resmen kobay yaptık evlatlarımızı…
Hal böyleyken.
Çocuklarımızı, Devlet olarak ‘Nitelikli..’ ve ‘Niteliksiz..’ olarak sınıflandıracak duruma kadar geldik maalesef ki.
Artık bir şeyler yapılması şart.
İktidar.
Muhalefet.
Üniversiteler.
Öğretmenler.
Akademisyenler.
Sendikalar.
Sivil toplum Kuruluşları.
İlgili, bilgili herkes ve her kesim.
Acilen bir araya gelmeli.
Yap-boz'a çevrilen ve çöken Milli Eğitimi ele almalı.
İlkokul'dan, üniversiteye.
Yüksek lisans eğitimine kadar.
Yeni ve her gelen Bakan tarafından değiştirilemeyecek.
Genel kabul gören sağlam ve gerçekten ‘Milli..’ bir eğitim sistemi ve modeli ortaya koymalıdır.
Bu çalışma Meclisten oy birliğiyle geçirilip, KANUN haline getirilmelidir.
Hatta ve hatta.
Her gelenin bu kanunu kafasına göre tadil etmemesi.
Orasını burasını çekiştirip sistemi bozmaması için.
Değiştirilemez, dokunulamaz olması için.
Gerekirse Anayasa'ya konmalı.
Milli Eğitim Sistemimiz Anayasal koruma altına alınmalıdır...
Son söz;
Bir nesli maalesef kaybettik.
Evlatlarımızı mahvettik.
Başka nesilleri kaybetmemek adına bir şeyler yapmak şart...