Sosyete Giyimin karşısındaki mutfak eşyaları satılan dükkânın eski hali olan iki katlı ev, Behile Halanın eviydi. Maliye'de tahsildar olan Mehmet Hatunoğlu ile evli olan ve kurbağadan çok korkan Behile Halanın kardeşi ağır ceza reisiydi (1). Bir gün evinin önünde hayli düşünceli bir adama rastlar. Eşinin öldüğünü ve dört kız çocuğunun yetim kaldığını öğrenince çocuklarını alıp büyütür (2).
Bahar olduğunda bizim mahalle bahçelere, trenlerin su aldığı cenderenin karşısında bulunan yere pikniğe giderdi (3). Bazen Behile hala da gelirdi (4). Çay faslından sonra, ''hala bir nutuk çek..'' istekleri başlardı. Yaramazlık yapan çocukların anneleri, ''gız Saime, ambu oğlana bir şey söyle, dediklerinde;
-Ola gine ne olir orada er*** p** , senin o baban gemigine ***!
Kendine has üslubuyla söylediği sokak jargonundaki cümlesinden sonra sessizlik hâkim olunca; Behile hala da monolog şeklindeki, Orhan Boran gibi doğaçlama tiyatral programına başlardı. Önce her akşam akşam 7:30 da başlayan Arkası Yarın programının kritiğini yapıp, yeni bölüm hakkında görüşlerini söylerdi. En sonunda da; Sebih Beyle olan hatırasını anlatırdı. 13 mart Kurtuluş bayramında Belediye Başkan Vekili Sebih Bey konuşmasının bir yerinde heyecanlanarak;
-Tayalardan geldiler, İssi Pungar'a doğru kaçtılar, diyerek başladığı ajitasyonik konuşmasına devam ederken; aniden kürsünün yanında olan Behile hala;
-Ola Sebeh niye yalan söylirsen, sen o zamanlar ne arirdin, dediğinde;
- *** yeme Beğıle bu bir nutuktur. Ne söyler söylerem (5)...
DİPNOTLAR
1- 12 nisan 2022 tarihinde facebook'ta yaptığım Behile Hatunoğlu adlı paylaşımda, A Yaşar Bayoğlu'nun yorumu;
- Behile Hala; lafını hiçbir şeyden esirgemeyen, korkusuzca konuşan, her düğünde baş rollerde olan, racon kesen bir kadındı. Behile Hala bütün gücünü Erzurum'da ve İstanbul' da uzun yıllar hâkimlik ve ağır ceza reisliği yapan kardeşinden almaktaydı. Eşi Mehmet Hatunoğlu çok sessiz ve sâkin bir insandı..
2a- Aynı paylaşıma, A. Yaşar Bayoğlu'nun 2. yorumu.
Suat Hocamın verdiği bilgilere ilaveten;
-Yetim büyüyen Behile Hala, Mehmet Hatunoğlu ile evlenir ve çocukları olmaz. Behile Hala; yetim kalan dört çocuğu, babası Fazıl Ağa ile konuşarak Hasankale'ye getirir. En büyükleri Hidayet'i bizim de Kethuda Mahallesinden komşumuz olan Haşim Beyler diye bilinen sülalenin diğer ferdi olan, çocukları olmayan Ahmet ve Şükriye çiftinin yanına verir. Diğer üç kızı Mürüvvet, Fatma ve Çiğdem'i kendi evinde büyütür. Mürüvvet'i bir süre sonra astsubay ile evlendirir..Fatma ve Çiğdem'i, Behile Hala kendi öz evlatları gibi ihtimamla ve nazlı bir şekilde büyütür. Fakat belli bir yaşa gelen Fatma ve Çiğdem aynı vefayı göstermeyerek fırsatını buldukları anda İstanbul'a kaçarlar. Şu anda hepsinin İstanbul'da oldukları bilgisini aldım. Fatma ve Çiğdem ablamın arkadaşıydı.
2b- Aynı paylaşıma, Serap Temuçin Istanbulluoğlu'nun yorumu;
-Anneme elbise diktirirken;
-Nebahat öyle dik ki, daraldığımda çıkarıp atabileyim ama üstüme de tam otursun.. Canım annem de derdi ki;
-Hala, hangisini yapayım?
3-Okulların tatil olmasıyla beraber Adana'dan gelen lunaparkçılardan sonra mezbahanın bahçesi veya Hikmet Efendi'nin bahçesine gidilirdi.
4-Behile Hala, Bahar sigarası içerdi. Kapaklı kare şeklinde karton kutunun dört kenarı, ortasından yaklaşık 1 cm. genişliğinde bir kağıtla yapıştırılmıştı. Bıçak veya kalemle 3 kenarı çizildikten sonra kapak açıldığında, iki kat şeklinde sigaralar dizilmişti. Arada, kibrit kutusu kadar beyaz bir kâğıt parçası vardı. Kapağın ortasında kare şeklinde yeşil tonların hâkim olduğu anlamsız bir şekil vardı. Yenice ve Gelincik sigaralarının kutuları da böyleydi. Fiyatları 225 kuruştu. Kadınlar daha çok g harfi havalı bir şekilde yazılan Gelincik sigarası içerdi.
5- Aynı paylaşıma, Mustafa Sezer'in yorumu;
-Bizzat tanık olmuştum. Nefi İlkokulu'ndaki izciler olarak, olayın geçtiği kürsünün hemen yanında idik. 3-5 m. ileride Behile Hala ehramı ile tek başına duruyordu. Aramızdan bir arkadaş; bu teyze neden karşı kaldırımda bulunan halk arasında değil de bizim burada duruyor, demişti. Tam bu esnada, Sebih Bey'in kürsüdeki konuşmasına müdahale etmişti. Mikrofon açık olduğu için aldığı o cevabı biz dahil herkes duymuştu. Çok hoş bir andı. Bana da yeniden o anı yaşattınız, teşekkürler.
Bir gün sosyetik takılan aileler çay partisi düzenleyip Behile Halayı da davet ederler. Çay faslından sonra sabah nasıl uyanıldığına dair bir mevzu açılır. Maksat, halanın fikrini öğrenmektir. Birisi der ki;
-Eşim beni öpücükle uyandırır. Başka birisi;
- Eşim beni şarkı söyleyerek uyandırır.Hepsi konuştuktan sonra derler ki;
-Hala, Mehmet amca seni nasıl uyandırıyor? Behile hala;
-Anam, ben öyle o*** anlamam. ***** geldi mi, anlarım ki sabah olmuş..
NOT: Milliyet Gazetesi'nde 3. sayfada sağ üst köşede Hasan Pulur, Olaylar ve İnsanlar başlığı altında kaleme aldığı yazısında ve TRT'de ki bir programda TİSK Genel Başkanı Refik Baydur, Behile halanın ''bu bir nutuktur'' anekdotundan bahsetti.