BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR   15 Temmuz üzerinden bir yıl geçti. Bu aziz millete ve her karış toprağı Şehit ve Gazi kanlarıyla sulanarak tozuyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla, sineğiyle, böceğiyle , atıyla, itiyle, yakınıyla kısacası yerli ve milli olan her şeyiyle vatanlaşan yurdumuza ihanet bayrağını açanların işte bu gerçeğin gölgesinde kaldıkları anlaşılıyor.   Çünkü yıllardır gölgesinde yattıkları o gerçekliklerin bağlamı ve sembolik değeri olan devlet ve millet çarkının taşıyıcısı olan arabaların gölgelerini kendi gölgeleri sanan bu itler en sonunda mukadder olarak kudurmuşlar ve o gece kapmaya çıktıkları millet eti midelerine oturmuş ve dönüp kendi etlerine düşmüşlerdir.   Gölgeliklerin alabildiğine bollaştığı dönemlerde tüyü bitmemiş yetim hakkı ve Cenabı ALLAH’ ın daha umudunu kesmediği bu muhteşem milletin kanıyla doldurdukları; yalan, iftira, hak ve adalet düşmanlığı, Vatikan ve küresel güçlerin uşaklığı şifreli kursaklarına biriktirdikleri kanda boğulmuşlardır.   Zaman zaman gösterdikleri debelenmeler son çırpınışlar ve can çekişmelerdir. Bu  can çekişmeler,  karanlık dikenleşen ruhlarına giydirdikleri Vatikan ipeği elbiselerden söke söke ve söküle söküle ayrılma şeklinde gerçekleşmektedir. Has bahçelerde diken yetişmez. Diken oranın, buranın ve onun bunun gölgesinde yedikleri dışkı, idrar ve hatta cinsel boşalımlarıyla varlıklarını sürdürürler. Altında yattıkları arabanın gölgesini kucağında oturarak taptıkları efendilerinin gölgesi sananlar; gölgelerin gücü adına yola çıksalar da, tam 12’ den vuran millet güneşinin altında kaybolup gitmişlerdir.   Durum onu gösteriyor ki, bu meymanetsizlerin canları kolay çıkmayacak ve boşluk buldukları her noktadan farklı bir görüntü, çok farklı bir isim ve davranış biçimiyle ortaya çıkmaya çalışacaklardır. 15 Temmuz ihanet kalkışmasının unutulmaması ve unutturulmaması bu tür yeni çaba ve gayretleri kaynağında yok edecek ve yedi kat yerin dibine sokacaktır. Bu terör örgütü ve onun muadilleri farklı kılıklarda ortaya her çıkmaya çalıştıkça hep tepe aşağı dikilerek daha derinlere gömülüp gideceklerdir. Her gömülüşü bir farklı çıkış sanacaklar ve mahşer günü de inşallah tepe üstü olarak boy göstereceklerdir.   Değerli dostlar, şüphesiz millet çarkı dönmeye devam edecek ve bu çarkı durdurmaya çalışan her kim varsa aralarda ezilerek hak ettiği karşılığı alacaktır. Çünkü vatana ihanetin bedeli ağır olur ve mutlaka hem bu dünyada ve hem de öbür dünyada çıkacaktır.   Devlet çarkının çalışmasını sağlayan devlet büyüklerimize her zaman minnet ve şükranlarımızı ifade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Reis Recep Tayyip ERDOĞAN, sayın Başbakanımız Binali YILDIRIM ve sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’ nin büyük ölçüde topluma yansıyan irade ve hedef birlikteliğiyle aşılmaz dağlar gibi gösterilmeye çalışılsa da tüm sorunların üstesinden geleceğiz.   Önemli olan; bütün kamu kurum ve kuruluşlarının da kurumsal düzeyde bu konuda duyarlı olması, toplumsal olarak farkındalık düzeyinin yükseltilmesi ve toplumsal birlik ve beraberliğin sarsılmaz bir şekilde yeniden inşasıdır. Hepimizin bu konuda sorumlulukları vardır ve mutlaka yerine getirilmelidir. Atatürk Üniversitesinin bu konuda çok önemli bir misyon üstlenmiş olduğunu görmekten gurur duyuyoruz. Üniversite bünyesinde düzenlenen etkinliklerin 15 Temmuz’ un  unutulmaması ve unutturulmaması adına önemli olduğu bilinmelidir. Bu ancak top yekun bir mücadeleyle savuşturulmakta olan bir ihanet kalkışmasıdır. Sayın Rektör Prof. Dr. Ömer ÇOMAKLI ve ekibinin elbette ki üstlendikleri öncü ve yöneticilik rolü özellikle diğer kurum ve kuruluşlar tarafından örnek alınacak kapasitededir.  Çünkü diğr bazı kurum ve kuruluşlarda halâ sıkıntılar yaşanmaya devam ettiği gözlenmektedir. Onlarda yerine getirilmeyen sorumlulukların sorumlulukları olanları rahatsız edeceği gözden ırak tutulmamalıdır.   Erzurum da da gerçekten diğer illerimize örnek teşkil edecek birlik ve beraberlik örnekleri sergileniyor. Özellikle AK Parti İl Başkanı  Sayın Mehmet Emin ÖZ Beyefendinin izlemiş oldukları birleştirici ve bütünleştirici siyaetin Erzurum Da yepyeni bir çığır açabileceğini ifade etmek istiyorum. Hakikaten vatan ve millet duyarlığı yüksek olan her kim olursa olsun yüreğini ve gönlünü açmış olması çok önemlidir ve gerçekten alışkanlıkların dışında bir olaydır. Ülkemizin bu misyon ve vizyona ihtiyacı vardır. Sayın Mehmet Emin ÖZ beyefendi bunu gerçekleştirecek kapasitede olduğunu kanıtlamaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi il  Başkanı Sayın Naim KARATAŞ için de aynı duyarlılıktan bahsetmek yerinde olacaktır. Şüphesiz bu çerçevenin daha fazla ve tüm duyarlı kesimleri içine alacak düzeyde genişletilmesi beklenmektedir.   Ne diyelim, halk durumu özetlemiştir;   “Yiğidi öldür ama hakkını yeme!”..