Ali Osman ENGİN
Köşe Yazarı
Ali Osman ENGİN
 

AMERİKA’NIN YENİ DÜNYA DÜZENİ VE PDY/PKK’YA BİÇİLEN YENİ ROL

OLAN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN 79. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE KENDİLERİNİ BU VATAN VE MİLLET UĞRUNDA CANLARINI CANANLARINA TERCİH EDEN BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZ NEZDİNDE RAHMET, ŞÜKRAN VE MİNNET İLE ANIYORUM. ATATÜRK’ÜN BU AZİZ MİLLETE AİDİYET DUYGUSU TAŞIYAN, MİNARELERİMİZDEN EZANIN SUSMAMASINDAN MEMNUN OLAN, TÜM DEĞERLERİMİZİ VE NAMUSUMUZU DÜŞMANA ÇİĞNETİLMEMİŞ OLMASINDAN DOLAYI HER DAİM ALLAH’A ŞÜKREDEN VE BUNU SAĞLAYANLARI ASLA UNUTMAYAN, ONUN VE SİLAH ARKADAŞLARININ VATAN, GERÇEK İMAN, GERÇEK İSLÂM VE BÜYÜK TÜRK MİLLETİ OLAN SEVDASINDAN GOCUNAN VE BU YÜZDEN ONUN AZİZ HATIRASINA SAYGISIZLIĞI DIŞA VURAN VATANA VE BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE ELİNDEN GELSE KİN KUSAN NİYET VE TEŞEBBÜS SAHİPLERİNİ LANET VE ŞİDDETLE KIIYORUM. SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN BU KONUDAKİ TESPİT VE DÜŞÜNCELERİNE SONUNA KADAR KATILIYORUM. AYNIZAMANDA ONUN AZİZ HATIRASINA SALDIRI VE SAYGISIZLIĞI YOKLUĞUNA VARLIK GEREKÇESİ YAPMAYA ÇALIŞARAK O’NUN PORTRELERİNİ MEYDANLARDAN SÖKEREK AİT OLDUKLARI KARANLIK ODAKLARA VERMEYE ÇALIŞTIKLARI MESAJ DAN MEDET UMAR HALE GELMİŞ, ERZURUM VE ÇEVRESİNDE HALKI DAHA FAZLA UYUTMAK İÇİN CAMİ VE MESCİT ARARKEN, İL SINIRLARINI DIŞINA VE ÖRNEĞİN İZMİRDE İSE EN İYİ! PAVYON VE BARLARI ARATTIRIP TAKILAN ZAVALLILARIN ÖDEYECEKLERİ BEDELİN ADIM ADIM YAKLAŞTIĞINI GÖREBİLDİĞİMİ BELİRTMEK İSTİYORUM”. Amerika’nın yeni dünya düzeni Huntington’un medeniyetler çatışması tezini temele alarak ve bu çatışmayı yeni ve Newton fizik kurallarını sallayan kuantum gerçekliği boyutuyla 25. karelere işlediği algılarla yönetmeye çalışıyor. Bu çatışma/çatıştırma olay ve olguları hiçbir zaman kazan kazan ilkesi temeline oturtulamaz. Ancak kaybet kazan ilkesi temelli olmak zorundadır. Çünkü genel olarak Haçlı Batı Medeniyeti yok edici, tahammülsüz, katliam ve gözyaşı üzerine inşa edilmiş bir medeniyettir. Buna karşıt Türk İslâm Medeniyeti ise koruyup yaşatan, değer veren, yumuşak ve akıl gücüne dayanan bir medeniyettir. Bu medeniyetin yakıp yıkan çok şiddetli konvansiyonel ve nükleer silahları devreye sokarak güç devşirmeye ihtiyacı yoktur. Çünkü anlaşılmıştır ki gerçek güç o değildir. Onun varlığı kendisinden daha büyük bir güç ortaya çıkıncaya kadar tesirini gösterebilir. Halbuki yumuşak ve akıl gücü ezelden ebede kalıcı etkiye sahiptir. Bunun örneklerini artık coğrafyasına sığmayan şanlı tarihimizde görebiliriz. Huntington’un tezi evrenin doğal yapısı ve işleyişi çerçevesinde gerçekleşme şansı yoktur. Çünkü zamanın insanlığa sunduğu reçetelere bakıldığı zaman, farklılıkların tez ve antitez oluşumuyla birbirlerini var eden değerler olduğu görülecektir. O halde birbirlerini var eden değerlerin ancak birbirlerinin zenginlik kaynakları olmaları beklenir. Amerikan derin devletinin asıl hedefi kendilerini de aleni taraf edecek bir medeniyetler çatışması yaratarak sonu kestirilemeyecek bir maceraya girmek olamaz. Öyleyse bu tezin ati tezi üzerinde durmak gerekir. İşte o da medeniyetler çatışması değil, medeniyet içi çatışmalardır. Zaten ortaya çıkan durum ve sonuçlarda buna işaret etmiyor mu?.. Şu anda kaynayan Ortadoğu kazanında yakılanlar sadece Müslümanlar değil mi?.. Ayrıştırılanlar, birbirlerine düşman haline getirilenler, birbirlerinin gırtlağını kesebilecek ve yakabilecek öfke ve şiddete yönelenler aynı medeniyete mensup insanlar değil mi?.. Bu oyunun bozulması gerekir. Tüm İslâm alemi birbirlerine tutunarak ya bugün ayağa kalkacak, yada hiçbir zaman bunu başaramayacaktır. Ayağa kalktığı an bir daha yere düşmeyecektir. Ayağa kalkma çabasına giren ve bunu Hakka tutunarak başaran toplumların koruyucusu Cenabi ALLAH’ tır. Buna hiçbir kuvvet mani olamaz. İnşallah olamayacaktır da. Yapmamız gereken; birbirimizi sevmek, değer vermek ve toplum olarak aramızdaki güven bağını kuvvetli tutmaktır. Bilmeliyiz ki, birbirimize karşı kullandığımız sözlere dikkat etmek zorundayız. Çünkü gerçek şudur ki; sözler düşünceye dönüşür. Düşüncelerimize dikkat etmeliyiz, onlar davranışlara dönüşür. Davranışlarımıza dikkat etmek zorundayız. Çünkü onlar da duygularımıza dönüşür. Duygularımıza dikkat etmeliyiz, onlar alışkanlıklarımıza dönüşür. Alışkanlıklarımıza dikkat etmeliyiz, çünkü onlar değerlerimize dönüşür. Değerlerimize dikkat etmeliyiz, çünkü onlar karakterimiz olur. Karakterimize dikkat etmeliyiz, çünkü onlar kaderimiz olur. Kısacası kullanılan bütün maskeleri çıkartıp ya olduğumuz gibi görüneceğiz, yada göründüğümüz gibi olacağız. Birbirimize sımsıkı sarılacağız. Aksi halde ne saracağımız birileri ve nede sarılacak kolumuz kalacaktır. Teröristler halâ sınırlarımızdan içeri girip en son 8 kahramanımızı şehit edebiliyorsa, terörün kaynağı halâ terörist üretebiliyorsa bir yerlerde bir şeylerin noksan kaldığı ve durumun basit bir çete olayı olmadığı, top yekun bir küresel saldırıyla karşı karşıya olduğumuz anlaşılmalıdır. Amerika’nın bölgedeki üs sayısını 10’a çıkarmış olması, PYD terör örgütünü sadece bölgedeki maksadını aşan düzeyde silahlandırması adeta yavaş yavaş suyu ısıtılan kurbağanın durumunu hatırlatıyor. Terörle yaşamayı sürdürülebilir hale getirme değil, vakit varken terörü nerede olursa olsun ve neye mal olursa olsun mutlaka temelinden yok etme mücadelesi başlatılmalıdır. Alınacak acil önlemler hakkında önceden bilgi verilmemeli, verilen kararlar çerçevesinde yapılacaklar ancak yapıldıktan sonra başkaları tarafından konuşulmalıdır. Düşmanlarımızın beklemedikleri darbelerin her gece ansızın vurulması zamanı geçirilmemelidir. Daha önceki yazımda belirttiğim gibi cephelerdeki başarımız, cephe gerisindeki durumumuza bağlıdır. İç çekişmeler ve kutuplaştıran siyasi çekişmelere son verilmeli ve şeffaf sosyal hukuk devleti temelinde milli birlik ve beraberlik anlayışı geliştirilmelidir. Hiçbir kişi, kurum ve kuruluş, sırf siyasi düşüncesinden veya üyesi olduğu sendika, tarikat, cemaat, cemiyet, mezhep ve sadece bitirdiği eğitim kurumu bağlamında öne çekilmemeli veya daha geriye bırakılmamalıdır. Çünkü bir dönem gençlerimiz sırf bitirdikleri okullarından ve kullandıkları kıyafetlerinden dolayı cinnet ölçüsünde mağdur edilmişlerdir. Eğer bu çelişkiler düzeltilmezse, yakın bir gelecekte herkes bu ülkede gördüğü itibar, elde ettiği kazanım ve yaşadığı konfor ölçüsünde vatandaşlık görev ve sorumluluklarını yerine getirsin ve ülke güvenliği konusunda daha fazla bedel ödesin anlayışı gelişir ve esas ayrışma işte o noktada gerçekleşir. PKK ve PDY(Paralel terör yapılanması) Amerika’nın yeni Gladyosu ve küresel ölçekte özellikle Avrupa ülkelerinde daha fazla kullanacağı yapılardır. Avrupa’nın göbeğinde kaos ve korku yaratacak terör eylemleri gerçekleştirerek kendisine mutlak bağımlılık yaratacak yeni stratejiler geliştirilmiştir. Böylece doğacak tepkileri toplayarak batı dünyasını Huntington’un tezi doğrultusunda medeniyetler çatışmasının bir tarafı yapma ve kendi yanına çekme düşüncesi işletilmekte ve terör unsurlarının Müslüman olma iddia ve gerçekliğiyle de İslâm aleminde medeniyet içi kaos ve kargaşanın fitilini ateşlemektedir. İslâm coğrafyalarında açılan cephe gerisinde ise toplumsal birlik ve beraberliği bozucu oyunlara hız verilmiş ve işte o doğrultuda PDY gibi her ne kadar nurcu denilse de nursuz oldukları 15 Temmuz akşamıyla daha net anlaşılan cemaatler kullanılmıştır. Bu en az 100 yıllık bir projedir. Her durumda sahnelenmeye devam edilmektedir. Çünkü alternatifleri çoktur. Ülkemizde yaşanan işsizlik konusunda acil ve sorunu çözücü tedbirler alınmalı ve bilinmelidir ki işsizler ordusu her geçen gün artan toplumlarda toplumsal birlik ve beraberlik tehlikeye girer. Aç olan insan yiyecek bir şeyler bulamadığı zaman döner kendi değerlerini yemeye başlar. Buna fırsat verilmemelidir. Özellikle bekleyen öğretmenlerimizin daha az bir aylık gelirle de olsa mutlaka atamalarının yapılması elzemdir. Emekliliği gelen çalışanların aynı şekilde emekli olmaları sağlanarak yeni istihdam alanları açılabilir. Liyakat ve yeterlik temelli görevlendirmelere hız verilmeli, hak etmeyenlere asla makam ve mevki verilmemelidir. Bu durumda hak etmeyenlere makam ve mevki verenler ağır yaptırımlara uğramalıdır. Ev hanımı olan bayanlara asgari ücret düzeyinde maaş verilmeli ve böylece bazı çalışan bayanların ev hanımı olarak bu maaşa razı olup çocuklarını yetiştirmeye talip olacaklarından yeni bir istihdam alanı oluşabilir. Kamu çalışanları hariç çeşitli toplum kesimlerine sağlanan avantajlar sayesinde önemli ölçüde rahatlama sağlanmıştır. Ancak kamu çalışanlarına da bu tür bir rahatlama sağlatılmalıdır. Bunun için kamu çalışanlarının kullanmış oldukları tüketici kredi borçları ve kredi kartı borçları silinmelidir. Böylece kamu çalışanları rahatlayacak ve performansları artacaktır. İş gücündeki artış ve yükselen performansa dayalı elde edilecek gelir artışı kısa sürede bankaların kayıplarını geri getirecektir. Bekleyelim görelim!..
Ekleme Tarihi: 11 Kasım 2017 - Cumartesi
Ali Osman ENGİN

AMERİKA’NIN YENİ DÜNYA DÜZENİ VE PDY/PKK’YA BİÇİLEN YENİ ROL

OLAN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN 79. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE KENDİLERİNİ BU VATAN VE MİLLET UĞRUNDA CANLARINI CANANLARINA TERCİH EDEN BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZ NEZDİNDE RAHMET, ŞÜKRAN VE MİNNET İLE ANIYORUM. ATATÜRK’ÜN BU AZİZ MİLLETE AİDİYET DUYGUSU TAŞIYAN, MİNARELERİMİZDEN EZANIN SUSMAMASINDAN MEMNUN OLAN, TÜM DEĞERLERİMİZİ VE NAMUSUMUZU DÜŞMANA ÇİĞNETİLMEMİŞ OLMASINDAN DOLAYI HER DAİM ALLAH’A ŞÜKREDEN VE BUNU SAĞLAYANLARI ASLA UNUTMAYAN, ONUN VE SİLAH ARKADAŞLARININ VATAN, GERÇEK İMAN, GERÇEK İSLÂM VE BÜYÜK TÜRK MİLLETİ OLAN SEVDASINDAN GOCUNAN VE BU YÜZDEN ONUN AZİZ HATIRASINA SAYGISIZLIĞI DIŞA VURAN VATANA VE BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE ELİNDEN GELSE KİN KUSAN NİYET VE TEŞEBBÜS SAHİPLERİNİ LANET VE ŞİDDETLE KIIYORUM. SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN BU KONUDAKİ TESPİT VE DÜŞÜNCELERİNE SONUNA KADAR KATILIYORUM.

AYNIZAMANDA ONUN AZİZ HATIRASINA SALDIRI VE SAYGISIZLIĞI YOKLUĞUNA VARLIK GEREKÇESİ YAPMAYA ÇALIŞARAK O’NUN PORTRELERİNİ MEYDANLARDAN SÖKEREK AİT OLDUKLARI KARANLIK ODAKLARA VERMEYE ÇALIŞTIKLARI MESAJ DAN MEDET UMAR HALE GELMİŞ, ERZURUM VE ÇEVRESİNDE HALKI DAHA FAZLA UYUTMAK İÇİN CAMİ VE MESCİT ARARKEN, İL SINIRLARINI DIŞINA VE ÖRNEĞİN İZMİRDE İSE EN İYİ! PAVYON VE BARLARI ARATTIRIP TAKILAN ZAVALLILARIN ÖDEYECEKLERİ BEDELİN ADIM ADIM YAKLAŞTIĞINI GÖREBİLDİĞİMİ BELİRTMEK İSTİYORUM”.

Amerika’nın yeni dünya düzeni Huntington’un medeniyetler çatışması tezini temele alarak ve bu çatışmayı yeni ve Newton fizik kurallarını sallayan kuantum gerçekliği boyutuyla 25. karelere işlediği algılarla yönetmeye çalışıyor. Bu çatışma/çatıştırma olay ve olguları hiçbir zaman kazan kazan ilkesi temeline oturtulamaz. Ancak kaybet kazan ilkesi temelli olmak zorundadır. Çünkü genel olarak Haçlı Batı Medeniyeti yok edici, tahammülsüz, katliam ve gözyaşı üzerine inşa edilmiş bir medeniyettir. Buna karşıt Türk İslâm Medeniyeti ise koruyup yaşatan, değer veren, yumuşak ve akıl gücüne dayanan bir medeniyettir. Bu medeniyetin yakıp yıkan çok şiddetli konvansiyonel ve nükleer silahları devreye sokarak güç devşirmeye ihtiyacı yoktur. Çünkü anlaşılmıştır ki gerçek güç o değildir. Onun varlığı kendisinden daha büyük bir güç ortaya çıkıncaya kadar tesirini gösterebilir. Halbuki yumuşak ve akıl gücü ezelden ebede kalıcı etkiye sahiptir. Bunun örneklerini artık coğrafyasına sığmayan şanlı tarihimizde görebiliriz.

Huntington’un tezi evrenin doğal yapısı ve işleyişi çerçevesinde gerçekleşme şansı yoktur. Çünkü zamanın insanlığa sunduğu reçetelere bakıldığı zaman, farklılıkların tez ve antitez oluşumuyla birbirlerini var eden değerler olduğu görülecektir. O halde birbirlerini var eden değerlerin ancak birbirlerinin zenginlik kaynakları olmaları beklenir. Amerikan derin devletinin asıl hedefi kendilerini de aleni taraf edecek bir medeniyetler çatışması yaratarak sonu kestirilemeyecek bir maceraya girmek olamaz. Öyleyse bu tezin ati tezi üzerinde durmak gerekir. İşte o da medeniyetler çatışması değil, medeniyet içi çatışmalardır. Zaten ortaya çıkan durum ve sonuçlarda buna işaret etmiyor mu?.. Şu anda kaynayan Ortadoğu kazanında yakılanlar sadece Müslümanlar değil mi?.. Ayrıştırılanlar, birbirlerine düşman haline getirilenler, birbirlerinin gırtlağını kesebilecek ve yakabilecek öfke ve şiddete yönelenler aynı medeniyete mensup insanlar değil mi?..

Bu oyunun bozulması gerekir. Tüm İslâm alemi birbirlerine tutunarak ya bugün ayağa kalkacak, yada hiçbir zaman bunu başaramayacaktır. Ayağa kalktığı an bir daha yere düşmeyecektir. Ayağa kalkma çabasına giren ve bunu Hakka tutunarak başaran toplumların koruyucusu Cenabi ALLAH’ tır. Buna hiçbir kuvvet mani olamaz. İnşallah olamayacaktır da. Yapmamız gereken; birbirimizi sevmek, değer vermek ve toplum olarak aramızdaki güven bağını kuvvetli tutmaktır. Bilmeliyiz ki, birbirimize karşı kullandığımız sözlere dikkat etmek zorundayız. Çünkü gerçek şudur ki; sözler düşünceye dönüşür. Düşüncelerimize dikkat etmeliyiz, onlar davranışlara dönüşür. Davranışlarımıza dikkat etmek zorundayız. Çünkü onlar da duygularımıza dönüşür. Duygularımıza dikkat etmeliyiz, onlar alışkanlıklarımıza dönüşür. Alışkanlıklarımıza dikkat etmeliyiz, çünkü onlar değerlerimize dönüşür. Değerlerimize dikkat etmeliyiz, çünkü onlar karakterimiz olur. Karakterimize dikkat etmeliyiz, çünkü onlar kaderimiz olur. Kısacası kullanılan bütün maskeleri çıkartıp ya olduğumuz gibi görüneceğiz, yada göründüğümüz gibi olacağız. Birbirimize sımsıkı sarılacağız. Aksi halde ne saracağımız birileri ve nede sarılacak kolumuz kalacaktır.

Teröristler halâ sınırlarımızdan içeri girip en son 8 kahramanımızı şehit edebiliyorsa, terörün kaynağı halâ terörist üretebiliyorsa bir yerlerde bir şeylerin noksan kaldığı ve durumun basit bir çete olayı olmadığı, top yekun bir küresel saldırıyla karşı karşıya olduğumuz anlaşılmalıdır. Amerika’nın bölgedeki üs sayısını 10’a çıkarmış olması, PYD terör örgütünü sadece bölgedeki maksadını aşan düzeyde silahlandırması adeta yavaş yavaş suyu ısıtılan kurbağanın durumunu hatırlatıyor. Terörle yaşamayı sürdürülebilir hale getirme değil, vakit varken terörü nerede olursa olsun ve neye mal olursa olsun mutlaka temelinden yok etme mücadelesi başlatılmalıdır. Alınacak acil önlemler hakkında önceden bilgi verilmemeli, verilen kararlar çerçevesinde yapılacaklar ancak yapıldıktan sonra başkaları tarafından konuşulmalıdır. Düşmanlarımızın beklemedikleri darbelerin her gece ansızın vurulması zamanı geçirilmemelidir. Daha önceki yazımda belirttiğim gibi cephelerdeki başarımız, cephe gerisindeki durumumuza bağlıdır. İç çekişmeler ve kutuplaştıran siyasi çekişmelere son verilmeli ve şeffaf sosyal hukuk devleti temelinde milli birlik ve beraberlik anlayışı geliştirilmelidir. Hiçbir kişi, kurum ve kuruluş, sırf siyasi düşüncesinden veya üyesi olduğu sendika, tarikat, cemaat, cemiyet, mezhep ve sadece bitirdiği eğitim kurumu bağlamında öne çekilmemeli veya daha geriye bırakılmamalıdır. Çünkü bir dönem gençlerimiz sırf bitirdikleri okullarından ve kullandıkları kıyafetlerinden dolayı cinnet ölçüsünde mağdur edilmişlerdir.

Eğer bu çelişkiler düzeltilmezse, yakın bir gelecekte herkes bu ülkede gördüğü itibar, elde ettiği kazanım ve yaşadığı konfor ölçüsünde vatandaşlık görev ve sorumluluklarını yerine getirsin ve ülke güvenliği konusunda daha fazla bedel ödesin anlayışı gelişir ve esas ayrışma işte o noktada gerçekleşir.

PKK ve PDY(Paralel terör yapılanması) Amerika’nın yeni Gladyosu ve küresel ölçekte özellikle Avrupa ülkelerinde daha fazla kullanacağı yapılardır. Avrupa’nın göbeğinde kaos ve korku yaratacak terör eylemleri gerçekleştirerek kendisine mutlak bağımlılık yaratacak yeni stratejiler geliştirilmiştir. Böylece doğacak tepkileri toplayarak batı dünyasını Huntington’un tezi doğrultusunda medeniyetler çatışmasının bir tarafı yapma ve kendi yanına çekme düşüncesi işletilmekte ve terör unsurlarının Müslüman olma iddia ve gerçekliğiyle de İslâm aleminde medeniyet içi kaos ve kargaşanın fitilini ateşlemektedir. İslâm coğrafyalarında açılan cephe gerisinde ise toplumsal birlik ve beraberliği bozucu oyunlara hız verilmiş ve işte o doğrultuda PDY gibi her ne kadar nurcu denilse de nursuz oldukları 15 Temmuz akşamıyla daha net anlaşılan cemaatler kullanılmıştır. Bu en az 100 yıllık bir projedir. Her durumda sahnelenmeye devam edilmektedir. Çünkü alternatifleri çoktur.

Ülkemizde yaşanan işsizlik konusunda acil ve sorunu çözücü tedbirler alınmalı ve bilinmelidir ki işsizler ordusu her geçen gün artan toplumlarda toplumsal birlik ve beraberlik tehlikeye girer. Aç olan insan yiyecek bir şeyler bulamadığı zaman döner kendi değerlerini yemeye başlar. Buna fırsat verilmemelidir. Özellikle bekleyen öğretmenlerimizin daha az bir aylık gelirle de olsa mutlaka atamalarının yapılması elzemdir. Emekliliği gelen çalışanların aynı şekilde emekli olmaları sağlanarak yeni istihdam alanları açılabilir. Liyakat ve yeterlik temelli görevlendirmelere hız verilmeli, hak etmeyenlere asla makam ve mevki verilmemelidir. Bu durumda hak etmeyenlere makam ve mevki verenler ağır yaptırımlara uğramalıdır. Ev hanımı olan bayanlara asgari ücret düzeyinde maaş verilmeli ve böylece bazı çalışan bayanların ev hanımı olarak bu maaşa razı olup çocuklarını yetiştirmeye talip olacaklarından yeni bir istihdam alanı oluşabilir.

Kamu çalışanları hariç çeşitli toplum kesimlerine sağlanan avantajlar sayesinde önemli ölçüde rahatlama sağlanmıştır. Ancak kamu çalışanlarına da bu tür bir rahatlama sağlatılmalıdır. Bunun için kamu çalışanlarının kullanmış oldukları tüketici kredi borçları ve kredi kartı borçları silinmelidir. Böylece kamu çalışanları rahatlayacak ve performansları artacaktır. İş gücündeki artış ve yükselen performansa dayalı elde edilecek gelir artışı kısa sürede bankaların kayıplarını geri getirecektir.

Bekleyelim görelim!..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri