Erzurum'dan Hasankale'ye gelen bir kamyonet, asri mezarlığın orada araba bekleyen Dıdi'yi görür ve arabasına alır. Biraz sonra uzaktaki trafik polisini farkettiklerinde, Dıdi'ye derler ki;
-Ehliyetimiz yok, şoför mahalli de kalabalık. Arabanın kasasına gizlen, sakın sesini de çıkarma. Polis noktasına geldiklerinde, Dıdi aracın yan tarafından başını çıkarıp polislere hitaben şöyle der;
- Emice kâğırdi yoğ, sürir!..
Erzurumkapı Cami'sinde en arkada taburede namazını kılardı. Namaz esnasında gelenlere de yardımcı olurdu;
-Bak önde yer var.. Emice adamın önünden geçme..
SELAHATTİN MENGÜ (KIRO SELO)
Selahattin Mengü, sebze halinin güney-doğu köşesinde bulunan kahveyi çalıştırmaktadır. Her zaman ayakkabısının tabanlarına basarak gezer ve çekirdek çitlermiş gibi dişlerini oynatırdı. 86'lı yıllarda bir ramazan günü iftardan evvelki son belediye otobüsü Erzurum'dan Hasankale'ye gelmektedir. Otobüs, Erzurum çıkışında polis kontrol noktasında kimlik kontrolü için durdurulur. Kıro Selo'nun üzerinde kimlik yoktur. Polisler; şoför ve yolculara, bu şahsı tanıyıp tanımadıklarını sorduklarında hepsi de tanımıyoruz derler. Şoför ve yolculara argo kelimeler sarfeden Kıro Selo'yu polisler şüphelenip karakola götürürler. Şoför ve muavin Hasankale'ye gelince, evden Kıro Selo'nun kimliğini alıp iftardan sonraki ilk otobüsle polis noktasına bırakıp kaçarlar.
HÜSAMETTİN GÜLEN (LILLİ)
1993 yılında Nazım Hikmet'in Yol filminin bazı sahnelerinin çekimleri için aralarında;Tarık Akan, Müjde Ar, Halil Ergün ve Berhan Şimşek'in de olduğu film ekibi Hasankale'ye geldi. Film seti ekibi akşamları da belediyeye ait turistik otelde konakladılar. Figüranlar arasında Hüsamettin Gülen (Lılli) de vardı. Lılli her zaman film setinde yaşananları heyecanlı bir şekilde anlatırdı.
Bir gün kamyon yavaşça geriye doğru giderken farkında olmadan Lılli'ye çarpar. Lılli yerden kalkıp sinirli bir şekilde şoförün yanına gidip;
-Dua et ölmedim. Eğer ölseydim, senin ... ....