Doğu Expresi'nde lavaş ekmek satan Rasim Binici, yemeğini de Nazir Değerli'nin lokantasında yerdi. Satıcılar; İstanbul'dan saat 13.30'da gelen trenle Köprüköy'e gidip, Köprüköy'e 16.30'da Kars'tan gelen trenle Hasankale'ye dönerlerdi. Bu saatler bazen değişirdi. Bazen de trenler Köprüköy'de karşılaşırlardı (telekke). Kars'tan gelen tren Köprüköy'de beklerken; Erzurum'dan giden tren daha durmadan, Köprüköy'deki tren kalkardı. Omuzunda lavaş ekmek olan satıcının hareket halindeki tren binmesi zor ve tehlikeliydi (1).
Yolcu vagonlarında; yaklaşık bir m. genişliğinde koridor, 9 tane kompartıman, baş ve son kısmında ise tuvalet vardı (2). Tren istasyonlara yaklaştığında tuvalet kapıları kondüktör tarafından kilitlenirdi. Tren hareket edince tekrar açılırdı. Kompartımanlarda karşılıklı olarak 6 kişi oturmaktaydı (3). Bilet kontrolü yapan kondüktör koridorun sonuna geldiğinde; önce kapıyı açıp dışarı bakıp, sonra da tuvalete ve öteki kapıyı kontrol ettikten sonra iki vagonun arasındaki tünelden geçip öteki vagona geçerdi. Kondüktör; ilk kapıya bakıp kapattıktan sonra karşı vagonda bulunan biletsiz satıcı da bu kapının simetriği olan kapıyı açıp dışarı çıkarak, öteki vagondaki kapıdan, içeri geçerek satışına devam ederdi. Satıcılar bu işlemi 7-8 saniyede, omuzunda bulunan lavaş ekmekleriyle yapmak zorundaydı. Bu işlemi sadece Resso, Muzaffer Araz/Avcı Mızo ve Ömer Bayoğlu/ Artist Ömer yapabiliyordu.
Resso; istasyondaki tahta köprünün üzerinden, hareket halindeki marşandizdeki en son vagonunun üzerine atlayıp koşarak en öndeki vagona gelirdi. Ortaokuldayken öğleden sonraki teneffüste, okul bahçesinde pancar vagonlarının üzerinde koşarken görmüştüm (4).
Kaledeki mağaraya Resso koşarak çıkıp inerdi. Resso'nun trenlerde ve kalenin sarp kayalıklarında yaptığı artistik hareketleri ancak profesyonel dublörler yapabilir. Resso askerliğini Yozgat Yerköy'de yapar ve oradan evlenir. Her sene sonbaharda, Hasankale'ye gelirdi.
Resso ve Artist Ömer kovboy filmlerinde oynayabilecek veya dublörlük yapacak şekilde çevik ve atletik yapıya sahiptiler (5).
DİPNOTLAR
1-Hareket halindeki tren sol tarafınızda ise, sağ el ile kapı kolundan tutup hızlıca trenin basamağına çıkmak gerekir. Kapı kolundan tutulamadığı veya el kaydığı takdirde trenin altına düşülebilir. Cin Ali bu şekilde ölmüştü. Hareket halindeki trenden atlarken de; tren batı istikametine gidiyor ve atlayacak kişi de sağ tarafta ise, sol eli ile kapı kolundan tutup önce sağ ayağını atıp kuzey-batı istikametine doğru bir müddet hızla koşulmalıdır.
2-Koridorda tek kişilik oturma yerleri de vardı. Yaylı olduğundan, yolcu kalktığında duvara sabitleniyordu. Duvarda tren istasyonlarının ismi olan bir de Türkiye haritası vardı. Koridorun sonunda da ADVAS/Adapazarı Vagon Sanayii tabelası vardı.
3-Trenlerde birinci, ikinci, üçüncü mevki, kuşetli, yataklı ve yemekli vagonlar vardı. Yataklı vagon en sonda bulunurdu ve diğer yolcular geçemezdi. Kuşetli vagonların oturacak yerleri çok konforluydu. çekyat gibiydi. 3'ü bir tarafta, 3'ü de diğer tarafta olmak üzere 6 kişi kalabiliyordu. Kapı içeriden evlerdeki gibi zincirli sistemle kilitlenebiliyordu. Kondüktör cama vurduğunda kapı aralığından biletler uzatılıyordu. Karma ve posta trenlerinde, ikisi yolcu vagonu olmak üzere diğerleri yük vagonuydu. Yolcu vagonları 2. ve 3. mevki olup tahtadandı.
Karma treni; İzmir Basmane'den, diğer trenler Haydarpaşa'dan gelirdi. Bu vagonlarda değişik bir koku vardı. Marşandiz ise yük vagonlarından oluşmaktaydı. Vagonların üstü açık ve kapalı olanları vardı. MSB ve EBK'nun vagonları da vardı. Askeri araçlar da bu vagonlarla taşınırdı. Vagonun dışında SİDEMAS/Sivas Demiryol ve Makas Sanayii yazısı vardı. Vagonun biri de gardıfrene aitti. Gardıfren, istasyonlarda vagonları kontrol ederdi. Her vagonun altında el freni vardı. Gardıfren bunları çekerek freni boşaltırdı. Çoğu vagonun baş tarafında kulübe gibi bir oda vardı. Hayvan nakli esnasında çobanlar burada kalırdı. Tren istasyonda beklediği anda karşıya geçmek isteyenler, ya bu odadan geçer veya trenin altından geçerlerdi. Bu kulübenin kenarında direksiyon gibi el freni de vardı. Vagon istasyonda bekletilecek ise bu el freni çekilirdi. Bu kulübeler bazı vagonlarda ise bayağı yüksekte olurdu.
Lokomotifler ise Eskişehir'de imal ediliyordu. Adı; önce TÜLOMSAŞ/Türkiye Lokomotif Sanayii) sonra da ELMS/Eskişehir Lokomotif ve Motor Sanayii oldu. Lokomotifin arkasındaki küçük vagona furgun denilirdi. Buraya kargo alındığı gibi kondüktör ve müfettişlerin odaları vardı. TCDD'nin hem demiryolunda hem de karayolunda giden kamyon ve bir de küçük araçları vardı. Bozuk yolları tamir için işçiler dekoville giderdi. Bu araçlar iki çeşitti. Ekspres nadiren, diğerleri de her zaman su alırdı. Su cenderesinin birisi Şeker Şirketi'nin orada, diğeri de bizim evin hizasındaydı. Expres hariç, trenlerin çoğusu saatlerce beklerdi. Gidecekleri zaman istim yaparlardı.
Tornistan yapan geminin çıkardığı gibi ses çıkarırlardı. Evimizin camları sallanırdı.
İstasyon gişesi tren gelmeden 15-20 dakika evvel açılırdı. Kibrit kutusu ebadındaki gri renkte olan karton bilete soğuk damgalı o günün tarihi üst ve alt tarafa basılırdı. Bilet alınmamışsa veya bir üst mevkide seyahat ediliyorsa cezalı fark ücreti alınırdı.
4- İki vagon arası bir metreden fazla boşluk bulunmaktadır. Vagondan vagona atlarken, atlayanın hızı trenin hızından fazla olmalıdır.
5-Ömer Bayoğlu ''Çiçekçi kız'' filmi başta olmak üzere bazı filmlerde ''yardımcı oyuncu'' olarak rol aldı. Babasının ısrarı üzerine bu işi bıraktı. Antalya havalimanında polis olarak görevliyken, karşılaştığı Hülya Koçyiğit Yeşilçam'a dönmesi için ısrarcı oldu.