Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

AKADEMİK YAZILAR 1 (PHİLADELPHİA DENEYİ: "RAİNBOW PROJESİ")

Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 tarihinde Amerikan donanmasının Philadelphia limanında yaptığı iddia edilen deneydir. İddiaya göre donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk USS Eldridge birkaç dakika içerisinde 600 km.’den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir (1). Deneyin yapılmış olma ihtimalinden ilk söz eden kişi Morris K. Jessup’dur. Jessup amatör bir gökbilimciydi ve UFO'lar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyordu. Deney ile olan ilgisi ise 1955 yılında eline geçen bir mektupla başlar. Mektup, Carlos Miguel Allende adında birinden geliyordu ve deneyden detaylı olarak bahsediyordu. İddiasına göre Allende, deneye gözlem gemisi olarak katılan SS Andrew Furuseth adlı şilepte görevli bir denizciydi. Deneye baştan sona şahit olmuştu.   Deneyin temelinde Einstein’in Birleşik Alan Teorisi vardı. Teori, nesneler arası çekim esası ve elektromanyetizma üzerine kurulmuştur. Hatta Albert Einstein, Dr.John von Neumann ve Dr. Nikola Tesla‘ nın da zaman zaman proje dahilinde çalıştıkları iddia edilmiştir. Birleşik Alan Teorisi’nin deneye uygulanışı ise “çok güçlü bir elektromanyetik alan oluşturup gemi üzerine gelen ışığı ve radar sinyallerini kırarak ya da bükerek optik görünmezlik sağlamak” şeklinde düşünülmüştü. Bu doğrultuda 75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi. Buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi her biri 2 megavat CW gücündeydi ve onlar da güverteye monte edilmişti. 3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp, 2 jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı. Özel eşleme ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman, oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.   Allende, deneyin 22 temmuz 1943’te sabah 09:00’da jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu. Bu aşamadan sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve USS Eldridge ortadan kaybolmuştu. 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiçbir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı. Sis azalırken, bir şeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. İlk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük. Diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı, sanki hiçbirinin bilinci yerinde değildi.  Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi. Gemi istenen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943’te deney yine aynı gemide tekrarlandı.   Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı. Destroyerin sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı. Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgi de yok oldu. Şimdi gemi tamamen yok olmuştu. Birkaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk’ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia’da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmedi. Bu olayın en korkunç bölümü ise beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi. Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu. Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti. Sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı. Dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu.   “Donma” adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donduktan sonra kurtarılabildi. Bu hikayeye göre USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philedalphia limanından 640 km. ötedeki Norfolk askeri deniz üssüne gidip tekrar gelmiş ve bu olay birkaç dakika içerisinde olmuştu. 1957 ilkbaharında Jessup, Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu’ndan bir davet aldı. Büroya ulaştığında kendisine yine kendinin yazdığı ve çoğunlukla ününü borçlu olduğu “The Case for the UFO” isimli kitap gösterildi. Bu kitap bir yıl kadar önce büroya postalanmıştı. Kitabın dikkat çekici yanı ise sayfalarda alınmış olan notlardı. Notlar üç farklı yazıyla yazılmıştı ve binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçlarını tarif ediliyordu. 20 Nisan 1959’da Morris Jessup, Miami’de Hammock Parkı’nda, kendi aracı içerisinde ölü bulundu. Polis raporlarına göre egzoz gazıyla intihar etmişti. Carlos Allende ise bir daha ortaya çıkmadı ve olay bu şekilde kapandı (2). Dr. Valentine, Charles Berlitz’le yaptığı röportajda şöyle diyordu: “Bence, Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz. Bazı bilim insanları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlardan oluştuğu görüşündeler. Bu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır. Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı. Bu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer. Boyutlar arası değişmedir, yani dünyalar içinde dünyalar olabilir. Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu. Maksatlı olarak, olağan dışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hem de yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir. Bu durumda da, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü de çarpıklaştırır. Kısacası deney olasıdır (3)”.   DİPNOTLAR 1-W.L. Moore, C.F. Berlitz (Philadelphia Deneyi- Görünmezlik Projesi) 2- A.H. Hochheimer (A'dan Z'ye Philadelphia Deneyi) 3- C.F. Berlitz (İz bırakmadan)
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2024 - Salı
Suat ÖZARAS

AKADEMİK YAZILAR 1 (PHİLADELPHİA DENEYİ: "RAİNBOW PROJESİ")

Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 tarihinde Amerikan donanmasının Philadelphia limanında yaptığı iddia edilen deneydir. İddiaya göre donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk USS Eldridge birkaç dakika içerisinde 600 km.’den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir (1). Deneyin yapılmış olma ihtimalinden ilk söz eden kişi Morris K. Jessup’dur. Jessup amatör bir gökbilimciydi ve UFO'lar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyordu. Deney ile olan ilgisi ise 1955 yılında eline geçen bir mektupla başlar. Mektup, Carlos Miguel Allende adında birinden geliyordu ve deneyden detaylı olarak bahsediyordu. İddiasına göre Allende, deneye gözlem gemisi olarak katılan SS Andrew Furuseth adlı şilepte görevli bir denizciydi. Deneye baştan sona şahit olmuştu.

 

Deneyin temelinde Einstein’in Birleşik Alan Teorisi vardı. Teori, nesneler arası çekim esası ve elektromanyetizma üzerine kurulmuştur. Hatta Albert Einstein, Dr.John von Neumann ve Dr. Nikola Tesla‘ nın da zaman zaman proje dahilinde çalıştıkları iddia edilmiştir. Birleşik Alan Teorisi’nin deneye uygulanışı ise “çok güçlü bir elektromanyetik alan oluşturup gemi üzerine gelen ışığı ve radar sinyallerini kırarak ya da bükerek optik görünmezlik sağlamak” şeklinde düşünülmüştü. Bu doğrultuda 75 KVA gücündeki iki dev jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi. Buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi her biri 2 megavat CW gücündeydi ve onlar da güverteye monte edilmişti. 3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp, 2 jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı. Özel eşleme ve modülasyon devreleriyle diğer ekipman, oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.

 

Allende, deneyin 22 temmuz 1943’te sabah 09:00’da jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu. Bu aşamadan sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve USS Eldridge ortadan kaybolmuştu. 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiçbir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı. Sis azalırken, bir şeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. İlk önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gördük. Diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı, sanki hiçbirinin bilinci yerinde değildi.  Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi. Gemi istenen radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943’te deney yine aynı gemide tekrarlandı.

 

Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı. Destroyerin sadece burnu ve arkası görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı. Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgi de yok oldu. Şimdi gemi tamamen yok olmuştu. Birkaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk’ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia’da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm mürettebatın başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmedi. Bu olayın en korkunç bölümü ise beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi. Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey yoktu. Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti. Sokakta yürürken kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı. Dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu.

 

“Donma” adı verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donduktan sonra kurtarılabildi. Bu hikayeye göre USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philedalphia limanından 640 km. ötedeki Norfolk askeri deniz üssüne gidip tekrar gelmiş ve bu olay birkaç dakika içerisinde olmuştu.


1957 ilkbaharında Jessup, Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu’ndan bir davet aldı. Büroya ulaştığında kendisine yine kendinin yazdığı ve çoğunlukla ününü borçlu olduğu “The Case for the UFO” isimli kitap gösterildi. Bu kitap bir yıl kadar önce büroya postalanmıştı. Kitabın dikkat çekici yanı ise sayfalarda alınmış olan notlardı. Notlar üç farklı yazıyla yazılmıştı ve binlerce yıl önceki uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçlarını tarif ediliyordu.


20 Nisan 1959’da Morris Jessup, Miami’de Hammock Parkı’nda, kendi aracı içerisinde ölü bulundu. Polis raporlarına göre egzoz gazıyla intihar etmişti. Carlos Allende ise bir daha ortaya çıkmadı ve olay bu şekilde kapandı (2).


Dr. Valentine, Charles Berlitz’le yaptığı röportajda şöyle diyordu:
“Bence, Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz. Bazı bilim insanları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlardan oluştuğu görüşündeler. Bu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır. Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı. Bu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer. Boyutlar arası değişmedir, yani dünyalar içinde dünyalar olabilir. Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu. Maksatlı olarak, olağan dışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hem de yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir. Bu durumda da, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü de çarpıklaştırır. Kısacası deney olasıdır (3)”.

 

DİPNOTLAR
1-W.L. Moore, C.F. Berlitz (Philadelphia Deneyi- Görünmezlik Projesi)
2- A.H. Hochheimer (A'dan Z'ye Philadelphia Deneyi)
3- C.F. Berlitz (İz bırakmadan)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri