Yazmak başka şeydir, yaşamak başka
Yazarsın, bir uzun roman olur.
Bir ömür de yetmez bazen bir aşka,
Ardında yarım bir hikâye kalır.
Hayrettin YAZICI
GÜNLER GEÇİYOR
Çocukken göklere savurduğum ok,
Dün düştü, göğsüme saplandı benim..
Kanım damlamamış gün yok, gece yok..
Gölgesinden ağır gelmez, bedenim! ...
Dostlar, kışta unutulmuş bir çiçek..
Selamı, sabahı, renkleri donmuş!
Bir gelmez baharı kim getirecek?
Dallara, şen şakrak serçeler konmuş...
Diyorum, çektiğim kendi gönlümden
Aynalara koştum hep, güneşleri bırakıp! ...
Aksi, güneşlerin; bilmez halimden
Bahşetmez nurunu, ardına takıp...
Gelsin artık, semaların kartalı
Pençesinde, çelikleri eriten
Yemyeşil, nur saçan bir tuba dalı..
Sulardan alevler yükseliyorken...
Çocukken göklere savurduğum ok
Dün düştü, göğsüme saplandı benim..
Kanım damlamamış gün yok, gece yok..
Gölgesinden ağır gelmez, bedenim! ...
AHMET TEVFİK OZAN
VARDIM Kİ YURDUNDAN AYAK GÖTÜRMÜŞ
Vardım ki yurdundan ayak götürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı
Hangi bağda bulsam ben o marali
Hangi yerde görsem çeşm-i gazali
Avcılardan kaçmış ceylan misali
Geçmiş dağdan dağa yoktur durağı
Laleyi sümbülü gülü har olmuş
Zevk u şevk ehlini ah ü zar almış
Süleyman tahtını sanki mar almış
Gama tebdil olmuş ülfetin çağı
Zihni dehr elinden her dem gam ağlar
Vardım ki bağ ağlar, bağban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı
BAYBURT’LU ZİHNİ
"Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül"
BIRAKMA BENİ
Haydi, git, baharlar bekliyor seni,
Seveni bahtıyla güzünde bırak.
Kondur çiçeklere sıcak bûseni,
Beni hasretlerin dizinde bırak.
Gözlerim yolları beklesin dursun,
Saatler kalbimde hasreti vursun,
Kader hükümdârı ferman buyursun,
Sevdâyı bir vedâ sözünde bırak.
Yârini ağlatıp kendi gülenler,
Gönül verdim derken gönül çelenler…
Hasret acısını bilir bilenler,
Özlem türküsünü sazında bırak.
Ben ağlarım, sen gül, kıskanır sanma,
Ben yandım sevdiğim, sen sakın yanma.
Desem ki, unuttum… Yalan, inanma,
Siteminde bırak, nazında bırak.
Beni sarhoş etti candan bakışın,
Çağlayanlar gibi kalbe akışın,
Bırakma sultânım, sürsün yakışın,
Yaktığın ateşin közünde bırak.
İSMAİL ADİL ŞAHİN
BELKİ
Gurbet gurbet öten tren sesi
Ve son kampanayla başlayan özlemin
Unutacaksın bu şehrin garip gecelerini
Yıldızlarına uzanmayacak ellerin
Yollar sana sevinç bana hüzün verecek
Boynu bükük döneceğim odama
''Unut beni'' diyordun ayrılırken
Unutmak kolay değil ama
Düşün bu şehrin garip gecelerini
Düşün yalnızlıklar içinde beni
Hani bir resmin kalmıştı bende
Onu olsun yalnız bırakma emi
Bilinmez dünya hali bu
Zamanla değişebilir insan
Belki dönersin bir akşam vakti
Bulutlarla o uzak diyarlardan
İLHAN GEÇER
ELVEDA DİYEMEDİK
Yıldızsız bir geceydi
Bir dağ çiçeği gibi şimdiden hasretteydim
sürgündüm çok uzaklardaydım,
Ve gözlerindi sürgün sebebim..
Çok çabuk çekildin hayatımdan
Kaderle el eleydin,
Bense kederle sarhoş...
Yarım kalmıştı hikâyemiz
Göçmen kuşları gibi gelip geçtin bu şehirden
Belki de hayatımdan
Duymadın haykırışımı, acılarımı,
Benimsin sanmıştım uçtun avuçlarımdan
Tutamadım, gitme de diyemedim
Olamadın bir yıldızın kayışı kadar hayatımda
Zaman çok kısaydı bizim için
Yetmedi gözlerimizden yaşı silecek kadar
Ne de elveda diyebilecek kadar..
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
AYNALAR
Bir sonu gelmeyen rüyaya dalar
Akşam, odalarda fersiz aynalar.
Durgun sularında hepsinin yer yer
Eski bir hatıra sanki genişler,
Maziden yâdigâr kalan bir hisle.
Serpilen yağmurla, örtülen sisle
Birden kapanıp da akşamın ufku,
Gererken asabı hasta bir uyku
Bir hayal ufkudur kalplerimize,
Aynalar ki sessiz anlatır bize
Maziye karışan günlerimizi.
Bizden iyi tanır aynalar bizi…
O vefalı kalbe benzer ki onlar,
Bir küçük vesile maziye yollar.
Mazi, bir akşamın penceresinden
Kalplerde, gözlerde yaş seyredilen
O uzak ve hasret ışıklı fecir,
Ümitsiz ruhuna son tesellidir.
Her bakışta çizer bu kederli su,
Ömrümüzün, geniş bir tablosunu.
Bir tablo ki, ne renk, ne çizgisi var;
Fakat her hatıra içinde yaşar..
..Ve derinliğinden bizlere güler,
Kalbi kalbimizde çarpan ölüler.
AHMET HAMDİ TANPINAR