Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

ÇARŞI 1

Yamaç Mahallesi'nden aşağı inince, caddenin tam karşısında Yusuf ve Ziya Arıcı’nın lavaş fırını vardı. Bu fırında öğleden sonra, evlerden gelen kete çörek ve pastalar pişirilirdi. Bu fırının önünde bulunan tahta sedirde özellikle yaşlı adamlar oturup dinlenirlerdi. Bu fırından çarşıya doğru gidince sol tarafta mescid (1), mescidin hemen yanında da Osman Kabacoşkun’un lavaş fırını vardı. Osman emi, Müslüm Gürses gibi gülerdi ve güldüğünde beyaz olan sol yanağı şişerdi. Osman emi fırından çıkan lavaşları, farkında olmadan havalı bir şekilde tezgaha atardı (2). Kasaya bakan Ali Konuş , gayet ciddi ve mütevaziydi. Kasada bozuk paralar, üstünde FENERLİ yazısı bulunan cila kutularına konulurdu. Fırının üstünde ise, geceleri Ömer Bayoğlu (Artist Ömer) kalırdı. Sabahları ekmek almaya gittiğimde yay çalışırken görürdüm (3). Fırının yanında, Maksut eminin bakkal dükkânı vardı. Oğlu ile beraber dükkânda duran Maksut emi kısa boylu, göbekli ve neşeli birisiydi. Komşumuz MK, evde küçük kartonlara hediyenin adını yazıyor ve leblebi tozu paketinden çıkarırmış gibi yapınca, Maksud emi de şöyle söyleniyordu. -Yahu yeğenim ne kadar da şanslısın, boş yok…   Durdağı Atasever, araçlarıyla mal satan toptancıdan peşin parayla ucuz mal alırdı. Satış fiyatı da hesaplı olduğundan dükkanında kuyruk oluşurdu. Müşterinin aldığı malların fiyatını kâğıda yazar ve çok hızlı bir şekilde toplardı. Naneli, muzlu, çikolatalı, spearmintli, bozokalı, tarçınlı çeşitleri olan Meltem ile Melek, Golden, Madlen ve Prenses sakızlarının hepsi 25 kuruş olup şekersiz damla sakızı ise 10 kuruştu. Kadınlar daha çok 1 liralık tekir sakız çiğnerdi (4). Yanda ise Tevfik Bulak’ın, manifatura dükkânı vardı. Sonraları bu dükkânı Durdağı Atasever aldı. Köşede ise Mehmet Akbaba’nın manifatura dükkanı vardı. Buradan aşağı inince Mehmet Akbaba’nın kiraya verdiği, Baki Hokkamlı’nın berber dükkânı vardı. Bu dükkân daha sonra, Müstakim ve Zeki Korucuk'un terzi dükkânı oldu. Tabelada bilen terzi Zihni yazısı olan Sırrı Yarbaşı ve Zihni Usta’nın terzi dükkânı, yanda ise Halis Özdemir’in radyo tamirci dükkânı bulunmaktaydı.   Sokağın karşısında ise Zeki Kutlu’ya ait, üst katı ev olan terzi dükkânı vardı. Folklör oynayan ve üst dişlerinden birisi altın kaplama olan Zeki Kutlu neşeli birisiydi. Zeki Kutlu, şarkı söyler gibi konuşurdu. Bana diktiği çizgili yeşil takım elbise için, bayram günü erkenden gelip almamı söylemişti. İnanamamış ve isteksizce gitmiştim.. Dönüşüm muhteşemdi ve çok sevinmiştim. Sırasıyla; İsrail Toraman’ın saatçı dükkânı, Dursun Bayrak’ın kahvesi, Rahmi Öztürk’ün terzi dükkânı ve Zâkir Kabacoşkun’un ayakkabı tamir dükkânı vardı. Caminin karşısında köşede, üst katında ev alt katında ise iki dükkan olan bina vardı (5). Dükkanlardan birinde, önce Rahmi Avcı sonra ise Zeki Bölükbaşı berberlik yaptı (6). Öteki dükkânda ise Sırrı Yarbaşı terzilik yapıyordu. Sırrı Yarbaşı, neşeli ve güler yüzlü birisiydi. Dükkânının önünden geçtiğimde, beni sesler ve dedem ile oan hatıralarını anlatırdı(7).   Abdullah ve Hüseyin amcalara ait olan ve bakır kaplar satan dükkânlar bitişikti (8). Sansor’lu Paşabey Uzunlar, hep bu dükkânlarda otururdu. Bu dükkânlardan sonra belediyeye ait wc  ve abdest alma yerleri vardı. Duvarlarına; Pop, Fay ve Puro'nun renkli reklam afişleri sıvı yapıştırıcı ve fırça ile el değmeden yapıştırılırdı (9). İbrahim Hakkı Hz.lerini anma programı için ilçeye gelen İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, burada abdest almak ister. Al(a)madan geri döner ve basar fırçayı..Buradan sağa yukarı çıkınca tam karşıda; alt katta Haluk Günaydınlı, üst katta ise Sıtkı Eroğlu otururdu. Bu evde triko makinasında; orlon tellerle hırka, kazak ve süveter dokunurdu (10). Bu evden batıya doğru gidince, gaz ocağı tamirciliği yapan Yusuf Akkuzu’nun dükkânı vardı (11). Yusuf ustanın sakalları ne uzun ne de kısa olup siyah-beyazdı. Camekânlı dolabında Kulüp sigaraları gözüküyordu. Yanda ise gözleri yeşil olan İbrahim Tekin'in kardeşinin,  hemen yanında ise Almancı Mahmut ustanın kalaycı dükkânları vardı. Bu dükkânların altı siyah renkte toprak, bacası ise çalı çırpı ile örtülüydü.   DİPNOTLAR: 1-Yanık sesiyle Yeşil İmam’ın çok da yüksek olmayan minaresinden mikrofonsuz okuduğu ezan, Hikmet Efendi’nin bahçesinden bile duyulurdu.   2-Özellikle Pazar günleri bütün evlerde; sabahleyin lavaş ekmek küflü peynir ve sobada közlenmiş patates yenilirdi. O saatte, radyodaki sanat müziği dinleyici istekleri vardı. Zeki Müren, Gönül Yazar, Ela Altın, Emel Sayın, Güzide Kasacı, Yaşar Özel, Mediha Şen Sancakoğlu, Necdet Tokatlıoğlu, Bilge Pakalınlar, Mustafa Sağyaşar, İclal Eroğlu, Neş'e Can, Nesrin Sipahi, Behiye Aksoy, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Serap Mutlu Akbulut gibi sanatçılar çok istek alırdı.   3- 50 veya 60 ekmeği Doğu Expresi’nde satardı. Bu ekmekler naylona sarılıp  uç taraflarından bağlanarak omuza atılırdı. Cüneyt Arkın gibi gezen Ömer Bayoğlu’nun bir de Jawa motosikleti vardı. Sol omuzundaki ekmeklerle, expres’te kondüktöre yakalanmamak için bir vagondan diğer vagona geçiş çok tehlikeli ve ancak dublörlerin yapabileceği bir hareketti. Ayrıca hareket halindeki trene binme veya trenden atlama hareketlerini Artist Ömer, Muzaffer Araz (Avcı Mızo) ve Rasim Binici (Resso) yapabiliyordu. Resso ise asma köprüden, hareket halindeki pancar vagonuna atlayarak vagonlar üzerinde koşardı. Ömer Bayoğlu daha sonra polis oldu. Antalya’da bayramlarda motosiklet üzerinde yaptığı akrobatik gösterilerin yankıları buralara kadar gelmişti. Birkaç filmde de rol alan Artist Ömer’i, Antalya havaalanında gören Hülya Koçyiğit Yeşilçam’a dönmesi için ısrarcı olur..   4-Artist ve bazı şarkıcıların renkli veya siyah beyaz vesikalık resimlerini verirlerdi. Belgin Doruk, Tamer Yiğit, Sami Hazinses, Tanju Gürsu, Tanju Korel, Eşref Kolçak, Ahmet Tarık Tekçe, Hüseyin Peyda, Roma'lı Perihan, Fatma Girik, Yıldırım Gencer, Murat Soydan, Zeynep Değirmencioğlu, Aliye Rona, Efgan Efekan, Yılmaz Köksal, Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Türkan Şoray, Nuri Sesigüzel, Oya Peri, Behcet Nacar, Hülya Koçyiğit, Kenan Pars, Hulusi Kentmen, Esen Püsküllü, Pakize Suda, Pervin Par, Orhan Günşiray, Selma Güneri, Sevim Çağlayan, Sevim Tanürek, Serpil Örümcer, Gönül Akkor, Hamiyet Yüceses, Hüseyin Baradan, Sevim Tuna, Selda Alkor, Vahi Öz, Aytekin Akkaya, Danyal Topatan, Süleyman Turan, Çolpan İlhan, Sevda Ferdağ, Erol Büyükburç, Berkant, Yavuz Selekman, Necdet Tosun, Nubar Terziyan, Muzaffer Tema, Reha Yurdakul, Fikret Hakan, Kadir İnanır, Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Feri Cansel, Cavidan Dora, Mine Mutlu, Muhterem Nur, Neriman Köksal, Sadri Alışık, Tanju Gürsu, Suzan Avcı, Seher Şeniz, Tijen Par, Parla Şenol, Avni Dilligil, Claudia Cardinale, Aliki Vuyuklaki (Yunan), Cihangir Gaffari (İran) Kim Novak, Sophia Loren, Ursula Andress, Marlon Brando, Brigitte Bardot.. Meltem sakızlarının arkasında dört ayrı renkte 1den 13’e kadar numara vardı. Her renkten bir numara eksikti. Şöyle bir yazı vardı. İmzalı mühürlü numara ile aynı renkten 1den 13’e kadar tamamlayana yazılı hediye verilir.’’ İmzalı mühürlü numaraya hiç rastlayamadım. Sakızlar kâğıt veya teneke kutuda satılırdı. Her kutuda 60 tane vardı. Kağıt kutular 11,5 teneke kutular ise 15 liraydı. 3.5 liraya satılan teneke kutuların üstünde manzara resmi vardı. Askerler traş takımlarını, kızlar ise tentene malzemelerini koymak için kullanırlardı.    5-Matematik hocamız Hikmet Gencer otururdu.   6-Berberler; Zaza Nacet ve Job marka jilet kullanırlardı. Zengin müşterilere, mika kutuda bulunan Perma Sharp kullanılırdı. Çift kılıç logolu Wılkınson çok kaliteli ve pahalı olduğu için kullanılmazdı.   7-1940'lı yıllarda Vaiz Mahmut Özaras, bir gün belediye başkanına küfür eder. Mahkeme 2.5 lira ceza verir. Dedem, hâkime der ki; -Şimdi bir belediye başkanına küfür etmenin cezası 2.5 lira mı? Hakim evet deyince.. Dedem bir küfür daha eder ve masaya 5 lira bırakıp gider. Bir gün ikindi namazının sünneti kılınmış, cemaat imamın farzı kıldırmasını beklemektedir. O anda imam camide yoktur. Biraz sonra, dedem dizleri üzerine hafifçe kalkıp; -Ulan k...  ;Kıbrıs üzerine ahkâm kesiyorsunuz, ama bir imam çıkaramıyorsunuz.. Hemen, Durdağı Atasever'in babası cübbe giyip namazı kıldırır.   8- Bu zatlar devamlı cami inşaatını gezer, çok kere de ustalara yardım ederlerdi. Hatta birisi inşaat alanına gelir gelmez, ‘’kolooon’’ diye bağırırdı.   9- Puro-Fay-Pop, çekilişle otomobil ve buzdolabı gibi hediyeler veriyordu. Pop deterjan markasıydı ve karton kutularda satılıyordu. Yan tarafında bulunan parmak şeklinde yapılmış noktalara basınca küçük bir kapak açılıyordu. Puro sabunlarından sonra Rexona piyasaya sürüldü. Kartondan yapılmış ve silindir şeklinde kutularda satılan Fay ile bulaşık yıkanıyordu. Daha sonra Vim, Çiti ve Mintax piyasaya sürüldü. Büyük şehirlerde, trafik polislerinin olduğu yuvarlak kulübelerin kenarlarında PURO-fAY-POP reklamları vardı.   10-O vakitler, logosunda  yeşil zemin üzerine elinde yay-ok bulunan geyikle koşan genç kız figürlü Diana orlon telleri meşhurdu.   11-O zaman bütün evlerde yemekler Opel veya Vezüv marka gaz ocağında pişirilirdi. Gazyağı çıkışı tıkandığında iğne vurulurdu. 
Ekleme Tarihi: 18 Temmuz 2024 - Perşembe
Suat ÖZARAS

ÇARŞI 1

Yamaç Mahallesi'nden aşağı inince, caddenin tam karşısında Yusuf ve Ziya Arıcı’nın lavaş fırını vardı. Bu fırında öğleden sonra, evlerden gelen kete çörek ve pastalar pişirilirdi. Bu fırının önünde bulunan tahta sedirde özellikle yaşlı adamlar oturup dinlenirlerdi. Bu fırından çarşıya doğru gidince sol tarafta mescid (1), mescidin hemen yanında da Osman Kabacoşkun’un lavaş fırını vardı. Osman emi, Müslüm Gürses gibi gülerdi ve güldüğünde beyaz olan sol yanağı şişerdi. Osman emi fırından çıkan lavaşları, farkında olmadan havalı bir şekilde tezgaha atardı (2). Kasaya bakan Ali Konuş , gayet ciddi ve mütevaziydi. Kasada bozuk paralar, üstünde FENERLİ yazısı bulunan cila kutularına konulurdu. Fırının üstünde ise, geceleri Ömer Bayoğlu (Artist Ömer) kalırdı. Sabahları ekmek almaya gittiğimde yay çalışırken görürdüm (3).
Fırının yanında, Maksut eminin bakkal dükkânı vardı. Oğlu ile beraber dükkânda duran Maksut emi kısa boylu, göbekli ve neşeli birisiydi. Komşumuz MK, evde küçük kartonlara hediyenin adını yazıyor ve leblebi tozu paketinden çıkarırmış gibi yapınca, Maksud emi de şöyle söyleniyordu.


-Yahu yeğenim ne kadar da şanslısın, boş yok…

 

Durdağı Atasever, araçlarıyla mal satan toptancıdan peşin parayla ucuz mal alırdı. Satış fiyatı da hesaplı olduğundan dükkanında kuyruk oluşurdu. Müşterinin aldığı malların fiyatını kâğıda yazar ve çok hızlı bir şekilde toplardı. Naneli, muzlu, çikolatalı, spearmintli, bozokalı, tarçınlı çeşitleri olan Meltem ile Melek, Golden, Madlen ve Prenses sakızlarının hepsi 25 kuruş olup şekersiz damla sakızı ise 10 kuruştu. Kadınlar daha çok 1 liralık tekir sakız çiğnerdi (4).


Yanda ise Tevfik Bulak’ın, manifatura dükkânı vardı. Sonraları bu dükkânı Durdağı Atasever aldı. Köşede ise Mehmet Akbaba’nın manifatura dükkanı vardı. Buradan aşağı inince Mehmet Akbaba’nın kiraya verdiği, Baki Hokkamlı’nın berber dükkânı vardı. Bu dükkân daha sonra, Müstakim ve Zeki Korucuk'un terzi dükkânı oldu. Tabelada bilen terzi Zihni yazısı olan Sırrı Yarbaşı ve Zihni Usta’nın terzi dükkânı, yanda ise Halis Özdemir’in radyo tamirci dükkânı bulunmaktaydı.

 

Sokağın karşısında ise Zeki Kutlu’ya ait, üst katı ev olan terzi dükkânı vardı. Folklör oynayan ve üst dişlerinden birisi altın kaplama olan Zeki Kutlu neşeli birisiydi. Zeki Kutlu, şarkı söyler gibi konuşurdu. Bana diktiği çizgili yeşil takım elbise için, bayram günü erkenden gelip almamı söylemişti. İnanamamış ve isteksizce gitmiştim.. Dönüşüm muhteşemdi ve çok sevinmiştim. Sırasıyla; İsrail Toraman’ın saatçı dükkânı, Dursun Bayrak’ın kahvesi, Rahmi Öztürk’ün terzi dükkânı ve Zâkir Kabacoşkun’un ayakkabı tamir dükkânı vardı.


Caminin karşısında köşede, üst katında ev alt katında ise iki dükkan olan bina vardı (5). Dükkanlardan birinde, önce Rahmi Avcı sonra ise Zeki Bölükbaşı berberlik yaptı (6). Öteki dükkânda ise Sırrı Yarbaşı terzilik yapıyordu. Sırrı Yarbaşı, neşeli ve güler yüzlü birisiydi. Dükkânının önünden geçtiğimde, beni sesler ve dedem ile oan hatıralarını anlatırdı(7).

 

Abdullah ve Hüseyin amcalara ait olan ve bakır kaplar satan dükkânlar bitişikti (8). Sansor’lu Paşabey Uzunlar, hep bu dükkânlarda otururdu. Bu dükkânlardan sonra belediyeye ait wc  ve abdest alma yerleri vardı. Duvarlarına; Pop, Fay ve Puro'nun renkli reklam afişleri sıvı yapıştırıcı ve fırça ile el değmeden yapıştırılırdı (9). İbrahim Hakkı Hz.lerini anma programı için ilçeye gelen İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, burada abdest almak ister. Al(a)madan geri döner ve basar fırçayı..Buradan sağa yukarı çıkınca tam karşıda; alt katta Haluk Günaydınlı, üst katta ise Sıtkı Eroğlu otururdu. Bu evde triko makinasında; orlon tellerle hırka, kazak ve süveter dokunurdu (10). Bu evden batıya doğru gidince, gaz ocağı tamirciliği yapan Yusuf Akkuzu’nun dükkânı vardı (11). Yusuf ustanın sakalları ne uzun ne de kısa olup siyah-beyazdı. Camekânlı dolabında Kulüp sigaraları gözüküyordu. Yanda ise gözleri yeşil olan İbrahim Tekin'in kardeşinin,  hemen yanında ise Almancı Mahmut ustanın kalaycı dükkânları vardı. Bu dükkânların altı siyah renkte toprak, bacası ise çalı çırpı ile örtülüydü.

 

DİPNOTLAR:
1-Yanık sesiyle Yeşil İmam’ın çok da yüksek olmayan minaresinden mikrofonsuz okuduğu ezan, Hikmet Efendi’nin bahçesinden bile duyulurdu.

 

2-Özellikle Pazar günleri bütün evlerde; sabahleyin lavaş ekmek küflü peynir ve sobada közlenmiş patates yenilirdi. O saatte, radyodaki sanat müziği dinleyici istekleri vardı. Zeki Müren, Gönül Yazar, Ela Altın, Emel Sayın, Güzide Kasacı, Yaşar Özel, Mediha Şen Sancakoğlu, Necdet Tokatlıoğlu, Bilge Pakalınlar, Mustafa Sağyaşar, İclal Eroğlu, Neş'e Can, Nesrin Sipahi, Behiye Aksoy, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Serap Mutlu Akbulut gibi sanatçılar çok istek alırdı.

 

3- 50 veya 60 ekmeği Doğu Expresi’nde satardı. Bu ekmekler naylona sarılıp  uç taraflarından bağlanarak omuza atılırdı. Cüneyt Arkın gibi gezen Ömer Bayoğlu’nun bir de Jawa motosikleti vardı. Sol omuzundaki ekmeklerle, expres’te kondüktöre yakalanmamak için bir vagondan diğer vagona geçiş çok tehlikeli ve ancak dublörlerin yapabileceği bir hareketti. Ayrıca hareket halindeki trene binme veya trenden atlama hareketlerini Artist Ömer, Muzaffer Araz (Avcı Mızo) ve Rasim Binici (Resso) yapabiliyordu. Resso ise asma köprüden, hareket halindeki pancar vagonuna atlayarak vagonlar üzerinde koşardı. Ömer Bayoğlu daha sonra polis oldu. Antalya’da bayramlarda motosiklet üzerinde yaptığı akrobatik gösterilerin yankıları buralara kadar gelmişti. Birkaç filmde de rol alan Artist Ömer’i, Antalya havaalanında gören Hülya Koçyiğit Yeşilçam’a dönmesi için ısrarcı olur..

 

4-Artist ve bazı şarkıcıların renkli veya siyah beyaz vesikalık resimlerini verirlerdi. Belgin Doruk, Tamer Yiğit, Sami Hazinses, Tanju Gürsu, Tanju Korel, Eşref Kolçak, Ahmet Tarık Tekçe, Hüseyin Peyda, Roma'lı Perihan, Fatma Girik, Yıldırım Gencer, Murat Soydan, Zeynep Değirmencioğlu, Aliye Rona, Efgan Efekan, Yılmaz Köksal, Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Türkan Şoray, Nuri Sesigüzel, Oya Peri, Behcet Nacar, Hülya Koçyiğit, Kenan Pars, Hulusi Kentmen, Esen Püsküllü, Pakize Suda, Pervin Par, Orhan Günşiray, Selma Güneri, Sevim Çağlayan, Sevim Tanürek, Serpil Örümcer, Gönül Akkor, Hamiyet Yüceses, Hüseyin Baradan, Sevim Tuna, Selda Alkor, Vahi Öz, Aytekin Akkaya, Danyal Topatan, Süleyman Turan, Çolpan İlhan, Sevda Ferdağ, Erol Büyükburç, Berkant, Yavuz Selekman, Necdet Tosun, Nubar Terziyan, Muzaffer Tema, Reha Yurdakul, Fikret Hakan, Kadir İnanır, Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Feri Cansel, Cavidan Dora, Mine Mutlu, Muhterem Nur, Neriman Köksal, Sadri Alışık, Tanju Gürsu, Suzan Avcı, Seher Şeniz, Tijen Par, Parla Şenol, Avni Dilligil, Claudia Cardinale, Aliki Vuyuklaki (Yunan), Cihangir Gaffari (İran) Kim Novak, Sophia Loren, Ursula Andress, Marlon Brando, Brigitte Bardot..


Meltem sakızlarının arkasında dört ayrı renkte 1den 13’e kadar numara vardı. Her renkten bir numara eksikti. Şöyle bir yazı vardı. İmzalı mühürlü numara ile aynı renkten 1den 13’e kadar tamamlayana yazılı hediye verilir.’’ İmzalı mühürlü numaraya hiç rastlayamadım. Sakızlar kâğıt veya teneke kutuda satılırdı. Her kutuda 60 tane vardı. Kağıt kutular 11,5 teneke kutular ise 15 liraydı. 3.5 liraya satılan teneke kutuların üstünde manzara resmi vardı. Askerler traş takımlarını, kızlar ise tentene malzemelerini koymak için kullanırlardı. 


 
5-Matematik hocamız Hikmet Gencer otururdu.

 

6-Berberler; Zaza Nacet ve Job marka jilet kullanırlardı. Zengin müşterilere, mika kutuda bulunan Perma Sharp kullanılırdı. Çift kılıç logolu Wılkınson çok kaliteli ve pahalı olduğu için kullanılmazdı.

 

7-1940'lı yıllarda Vaiz Mahmut Özaras, bir gün belediye başkanına küfür eder. Mahkeme 2.5 lira ceza verir. Dedem, hâkime der ki;
-Şimdi bir belediye başkanına küfür etmenin cezası 2.5 lira mı? Hakim evet deyince.. Dedem bir küfür daha eder ve masaya 5 lira bırakıp gider.
Bir gün ikindi namazının sünneti kılınmış, cemaat imamın farzı kıldırmasını beklemektedir. O anda imam camide yoktur. Biraz sonra, dedem dizleri üzerine hafifçe kalkıp;
-Ulan k...  ;Kıbrıs üzerine ahkâm kesiyorsunuz, ama bir imam çıkaramıyorsunuz.. Hemen, Durdağı Atasever'in babası cübbe giyip namazı kıldırır.

 

8- Bu zatlar devamlı cami inşaatını gezer, çok kere de ustalara yardım ederlerdi. Hatta birisi inşaat alanına gelir gelmez, ‘’kolooon’’ diye bağırırdı.

 

9- Puro-Fay-Pop, çekilişle otomobil ve buzdolabı gibi hediyeler veriyordu. Pop deterjan markasıydı ve karton kutularda satılıyordu. Yan tarafında bulunan parmak şeklinde yapılmış noktalara basınca küçük bir kapak açılıyordu. Puro sabunlarından sonra Rexona piyasaya sürüldü. Kartondan yapılmış ve silindir şeklinde kutularda satılan Fay ile bulaşık yıkanıyordu. Daha sonra Vim, Çiti ve Mintax piyasaya sürüldü. Büyük şehirlerde, trafik polislerinin olduğu yuvarlak kulübelerin kenarlarında PURO-fAY-POP reklamları vardı.

 

10-O vakitler, logosunda  yeşil zemin üzerine elinde yay-ok bulunan geyikle koşan genç kız figürlü Diana orlon telleri meşhurdu.

 

11-O zaman bütün evlerde yemekler Opel veya Vezüv marka gaz ocağında pişirilirdi. Gazyağı çıkışı tıkandığında iğne vurulurdu. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler acotr.org deneme bonusu veren siteler 2023 deneme bonusu veren siteler güzel sözler deneme bonusu veren siteler