YARATILIŞ / BÜYÜK PATLAMA / BİG-BANG
Allah; bir şeyin olmasını dilerse, ona ‘OL’ demesi yeterlidir (Yasin-82).
1920’lerde Hubble; evrenin “sabit” olmayıp, genişleyerek balon gibi şiştiğini gösterdi. Hoyle başkanlığındaki bazı evren-bilimciler, bu şişmenin öncesizlikten geldiğini ve sonsuza kadar süreceğini savunarak, evrene bir başlangıç ve son tanımadan “Açık Evren” modelini oluşturdular. Lamaitre ve George Gamow, evrene başlangıç tanıyan modeller yaptılar. Gamow, teorisine “Büyük Patlama” (Big-Bang) ismini verdi. Bu teoremde, evrenin zaman içinde çok küçük ve yoğun bir noktadan başlaması gerekiyordu. Sonra da giderek genişleyecek ve soğuyacaktı. Dolayısıyla en başta ışıklı olan evrenin soğuması, ışık zerrelerinin görünen (7 renk) ışıktan sonra daha da soğuyarak bu kez görünmeyen ışımaya geçmesi gerekiyordu. Işık ışıması soğudukça, akkor halden sırayla turuncu ve kırmızıya sonra da kızıl ötesine geçer. Kızıl ötesinde ışık ışımasını göremeyiz ama “ısı ışımasını” hissederiz. (-273) dereceye soğuyan bir şey ise bu kez “mini radyo dalgaları” bandına geçer.
Evren 16 -20 milyar yıl önce yaratıldığında o kadar küçüktü ki, bu ışık zerrecikleri öteki parçacıklar içinden bir yol bulup çıkamıyorlardı. Bu yol, ancak yaratılıştan 700 bin yıl sonra açılıp, sonra da genişleyen evrende serbest kaldı. Gamow, evrenin sıcaklığının buz tutmaya sadece birkaç derece kaldığını hesaplamıştı. O zaman, bu ışımalar radyo dalgası boyunca soğumalıydı. İki radyo teknisyeni, FM radyo bandında giderilemeyen bir hışırtıyı yok etmek için antenlerini hangi yöne çevirirlerse çevirsinler hışırtı, evrenin her doğrultusundan her yönden eşit ve türdeş (homojen) olarak geliyordu. Bu inanılmaz gözlem, Peebles'e göre, Gamow’un sözünü ettiği ışık zerrecikleriydi. Enerjileri buz tutmaya başladığı için iyice pesleşmiş ve radyo dalgaları ile bir olmuşlardı. Bu hışırtı, Yaratan’ın “Ol” tecellisinden başka bir şey değildi.
Evren; iğne ucunun trilyarlarda biri kadar bir minik mesafeden, bir anda her şeyiyle olmuştur. Bütün yaratılanlar, anında var edilmişti. Doğanın dört temel kuvveti henüz aynı tek kuvvette olup, sıcaklık sonsuz sayılardaydı. Saniyenin çok az bir dliminde madde-antimaddenin ataları olan süper parçacıklar (leptokuarklar) oluşup sonra ikiye ayrıldılar. Madde- antimadde birbirini yok edince, her yer güneşten milyonlarca kez parlak olmuş, evren ışığa boğulmuştu. Bu minicik evrende öylesine bir yoğunluk vardı ki, Samanyolu, bir tek atomcuk içine konulup tartılabilirdi. Bu cehennemin biraz soğumasıyla, güçlü kuvvet ortaya çıktı ve ani bir genişleme oldu. “Zayıf kuvvet ve elektromanyetik kuvvet”, sıcaklık düşünce iş başına geçti. Akabinde de, kuark, elektron, foton ve anti parçacıklar oluştu. Yaratılışın çok küçük bir saniyesinde, ısı tekrar düşünce, üçlü kuark birleşmelerinden nötronlar ortaya çıktı. Artık fotonlar üretim yapamadılar ve madde sayısı hızla azaldı. Yaratılıştan, küçük bir saniye sonra (Higgs Bozonları) dışında hiçbir ağır parçacık kalmadı. Üç saniyede evrenin yapı taşları sakinleşmiş ve evren kimliğine kavuşmuştu.
***************
Dünyada yaşayan ikizlerden birisi ışık hızına yaklaşan bir hızla giden araçla seyahat edip dünyaya dönse, ikizini yaşlanmış veya ölmüş halde görecektir. Bu insan zamanda ileriye geçmiş olur. Hareket varsa zaman vardır, hareket yoksa zaman yoktur. Işık hızına yaklaşınca zaman yavaşlar, ışık hızını geçince de zaman tersine çalışır. Işık hızına yaklaşan cinlerin/luxon, zamanı yavaş çalıştığından bunların 1000-1200 (1'e 14) sene ömürleri vardır. Uzun ömürlerinden dolayı, geniş bir zaman yelpazesine sahip olduklarından; falcı, medyum, kâhin veya altın arayanlar bu varlıklarla ortaklaşa çalışırlar.
Işık hızını geçen, ağırlıkları negatif olan meleklerin/takyon zamanı ise tersine çalışır. Bir şeye daha başlamadan amaçlarına ulaşırlar. Takyonlar aleminde ''nedensellik'' tersine çalıştığından, önce cam kırılır sonra taş atılır. Takyonlar alemindeki birisi; mesela İstanbul'a gidip geleyim derse daha yerinden kalkmadan amacına ulaşır. Yol boyunca, dönen ikizlerine rastlar. Sayıları; 1-2-4 8-16.. olur. Amacına ulaşıp geri dönen eşizler ikaz edici mesajlar gönderir. Yani bir insan bir şeyi yapmaya niyetlenir ve bu da kendisi için hayırlı değilse göğüs kafes kemiklerinin üst tarafında bir acı duyar. Bu ikazlar güzel haberler için de olur. Bu hissiyatı geliştirmek için, hayvansal gıdalardan uzaklaşmak ve nefsaniyet kontrol altına alınmalıdır. (İçimizdeki sevinç veya kederler, paralel evrendeki eşizlerimizin bizi ikazlarıdır. Stephan Hawking.)
Kuran-ı Kerim'de, tarafımızdan ilim verilen diye bahsedilen Hz. Hızır zaman gezmenidir. Zamanda hem ileri hem de geri gidebilmektedir. Belkıs'ın tahtının getirilmesi olayında; cinlerden bir ifrit, ''Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm../Neml Suresi'' demesine rağmen Hz. Hızır, gözünü açıp kapamadan getiririm demiştir. (Sıfır veya negatif zaman..) Hz. Musa, kavmini denizden karşı kıyıya geçireceği yeri bulmak için Hızır'la yaptığı yolculuk esnasında pişmiş balığın suya atlaması olayı da, zamanda geriye gitmelerine örnektir. Zamanda geriye yani pişmiş balığın canlı olduğu zamana gittiklerinden balık da doğası gereği kendini denize atmıştır.
Kehf Suresinde bahsi geçen; Hz. Hızır'ın çocuğu öldürmesi, duvarı onarması ve kayığa hasar vermesi kadere müdahaledir. (Hz. Musa ve Hızır, bir köye vardıklarında aç olmalarına rağmen köydekiler yiyecek vermemişlerdir. Buna rağmen, Hz. Hızır yıkık bir duvarı onarmıştır. Çünkü ilerleyen zamanda, yetim çocuklar duvarın altındaki altınların sahibi olacaklardır. Hızır, ana-babaya zarar vermemesi için asi bir çocuğu öldürmüş, karşı kıyıya geçerken de bindikleri kayığa zarar vermiştir. Çünkü varacakları yerde zalim bir kral sağlam kayıklara el koymaktadır. Hızır zaman gezmeni olduğundan bütün olayların başını ve sonunu bilmektedir. Hz. Musa sadece o anı yaşamaktadır. Ashab-ı Kehf, mağarada bir gün kalmalarına karşılık uyandıklarında 300+9 sene geçmiştir. Yani zamanda 309 sene ileriye gitmişlerdir.
Tensör özelliğinden dolayı zaman her zaman aynı akmaz. Kıyamete yaklaştıkça daha hızlı akar. Huyları farklı iki insanın; ölüm döşeğinde, kabirde, hesap gününde zamanları farklı akar. Simpson'ların kehanetleri, ufo'lar, Mısır Piramitleri, Güney Peru'da bulunan Nazca çizgileri gibi esrarengiz fenomenler; ileri zamandan geçmiş zamana gelen üstün zekâların marifetleridir. Zaman gezmeni olan Nikola Tesla, geçmiş zamana giderek elektrikle ilgili çılgın deneyler ve icatlar yapmıştır.