Deneme Bonusu Veren Siteler deneme bonusu veren siteler 2024 bonus veren siteler Yeni Bonus Veren Siteler

Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

KEREM İLE ASLI 4

Kerem bir kahveye gelip Keşiş'i sorunca, kahvedekiler bilmediklerini söylediler. Ertesi gün Aslı'yı gören Kerem, kendini tanıtmadan diş çeken kadın aradığını söyledi. Aslı, Kerem'i içeri alınca, annesi, Kerem'in başını kızın dizine koydu. Kadın, Kerem'in gösterdiği dişi çekince, sağlam olduğunu gördü. Kerem, o değildi buydu diye başka dişini gösterdi. O değil buydu diyerek bütün dişleri çekildi. Kerem, Aslı'nın yüzüne bakmaktan ne yaptığının farkında değildi. Bütün dişleri çekilince ağzının kan ile dolduğunu anladı. Dişlerinin acısından, bir zamanlar Aslı'nın verdiği mendili çıkarıp ağzına tuttu. Aslı mendili tanıdı ve şöyle dedi; -Ana bu Kerem'dir diyerek, dizini Kerem'in başından çekerek kaçtı.   Anası Keşiş'e haber vermeye gidince, Aldı sazı Kerem.. Sözü bittikten sonra başını kaldırınca, Aslı'nın kendisine baktığını gördü. İçinden şu kızı din-i islama davet edeyim belki müslüman olur, diyerek aldı sazı eline.. Kerem'i dinleyen Aslı; -Ben sana kısmet değilim var git yoluna, dedi. Kerem evden çıkarken, Aslı kapıyı hızlıca kapatırken Kerem'in ayağı arada kalıp kan ile doldu. Kerem can acısıyla, Yarabbi benim aşkımın üç kısmından bir kısmını bu kızın kalbine ver diye yalvardı. Akabinde, Aslı'da Kerem'e sarılıp müslüman oldu. Aslı eline bir ağaç parçası, Kerem de sazını alıp söyleşmeye başladılar. Aslı, dedi ki; - Şimdi, anam babam gelip seni yakalatırlar. Şimdi git, gece gelip beni al. Kerem kahveye gelip türkü söyledikten sonra gece yarısı olunca, Sofi'ye Aslı'yı almaları gerektiğini söyledi. Sofi ise bu gece gitmeyelim, adam tutup getirmiştir. Bizi yakalarlar, dediyse de Kerem dinlemedi. Aslı'nın uyuduğu pencerenin önünde, sazıyla söylerken sözü bitmeden Keşiş'in Bey'den istediği adamlar Kerem'i yakalamak istediler. Kerem ve Sofi Kaçıp bir viraneye gizlendiler. Sonra tekrar gelip pencerenin önünde sazıyla söylerken, Bey'in adamları yakalayıp ayaklarına pranga vurup ellerini de bağlayıp hapse attılar.    Kerem'in aklı başından gidip dili tutuldu. Adamlar, kadıyı ve müftüyü çağırdılar. Dediler ki, Keşiş'in bahçesine bir adam girmiş, fetvasını verin öldürelim. Müftü; -Fetvasını veremem, zira bu haber doğru olmamalı dedi. Bu arada Kerem'in dili çözüldü, aldı sazı eline.. Kerem'in dilinin açıldığını Bey'e haber verdiler. Bey de, Kerem'i bana getirin dedi. Kerem, Bey'e bir türkü söyleyince, Bey çok kızdı. Kerem bir kere ah çekince, orada bulunanların hepsi Kerem'in Hâk Aşığı olduğunu anladılar. Kerem'in bu haline üzülüp ağladılar. Kerem sazıyla söyleyince, Bey kızıp kadıdan idam fetvasını istedi. Kadı; -Fetvasını veremem, Kerem'in anlattıkları doğrudur. dedi.   Bey oradan kalkıp evine gitti. Hasene adında kız kardeşine dedi ki; -Keşiş bana şu Kerem'i öldür, 15 kese altın vereyim dedi. Lâkin kadı ve müftü razı olmuyor. Hasene de dedi ki; -Kerem'in davasını bana havale eyle, ben halledeyim. Bey de meseleyi kardeşi Hasene'ye havale etti. Kadı, Kerem'e dönerek; -Oğlum, buradan kaç. Bey seni şer'an öldürmezse zulmen öldürür, sana yazık olur dedi. Bu sözler Kerem'e tesir etmedi. Kerem'le, hâkim ve Sofi sazlı sözlü söyleştiler. Hâkim Kerem'e dönerek, iki şahit getir sizi nikahlayayım dedi.   Hasene, kırk tane kız alıp hepsine ayrı bir elbise giydirip gül bahçesine götürdü ve Kerem'i buraya davet etti. Kızlar, Kerem'i karşıladılar. Kerem Aslı'yı görünce, Hasene'nin ayağına düşüp saygısını gösterdi. Kızlar da Kerem ve Hasene'ye el pençe divan durdular. Hasene'nin muradı Kerem'i imtihan etmekti. Kerem gözünü Aslı'dan başkasına çevirse öldürülecekti. Kerem gözünü Aslı'dan başkasına çevirmeyince, Hasene onun Hâk Aşığı olduğunu anladı ve bir türkü söylemesini istedi. Kerem'in gözleri Aslı'dan başkasını görmeyince, Aslı'yı sakladılar. Kerem o zaman üzüntüsünden ağladı. Hasene bir türkü söylemesini istedi. Kerem dertli dertli sazın tellerine vurup, Hasene'ye iltifat etmeyince Hasene şöyle dedi; -Ben Aslı bilmem, eğer bana bir türkü söylersen sana bir kız veririm. Kerem yine sazıyla Hasene'ye iltifat etmeyince, Hasene; -Kerem ben ne söylerim, sen ne anlarsın. Sana hemen Aslı'yı alıvereyim. dedi. Kerem sazıyla kızların isimlerini tek tek sayınca, Hasene Kerem'in gerçek bir Hâk Aşığı olduğunu anladı. Hasene, Kerem'e; -Velakin, kıza Hâk Aşığı olduğunun isbatı var mı? dedi. Kerem de; - Sultanım ben sana kızın birkaç yerinden haber vereyim, dediğim çıkmazsa beni öldür diyerek aldı sazı eline..   Hasene Kerem'in anlattıklarından anladı ki Aslı'nın bütün nişanları tamamdır. Bey'e olanları anlatıp şöyle dedi; -Bu kızı Kerem'e verelim. Eğer vermezsek Kerem'in ah u zarı bizi yakar. Bey de Keşiş'i çağırıp, bu kızı Kerem'e ver eğer vermezsen seni ağaca asarım dedi. O gece Keşiş ve karısı hemen yola çıktılar. Bey, Kerem'i çağırıp özür diledi. Sabahleyin baktılar ki, Keşiş kaçmış. Arkasından atlılar gittilerse de izini bulamadılar. Birisi gelip Tekke'ye doğru kaçtığını söyledi. Kerem de Tekke'ye doğru düştü yola. Bir kahvede sazıyla söyledikten sonra Keşiş'i sordu. Onlar da Karapınar'a gittiğini söylediler. Kerem ile Sofi Keşişi arayarak Halep yoluna düştüler. ***************** MÜZİK BUKETİ YILDIZ TEZCAN **Ne çıkar. **Yaz beni yarim yarim. **Dilom. **Huzurum kalmadı. MÜŞERREF TEZCAN **Küstürmeyin beni. **Sabır taşı. **El çek tabip el çek yaram üstünden. YÜKSEL ÖZKASAP **Hasretlik kâr etti cana. **Yine bugün dertli gönlüm. **Çaya iner ağlarım. **Kimse bilmez içimdeki yarayı.
Ekleme Tarihi: 17 Şubat 2025 - Pazartesi
Suat ÖZARAS

KEREM İLE ASLI 4

Kerem bir kahveye gelip Keşiş'i sorunca, kahvedekiler bilmediklerini söylediler. Ertesi gün Aslı'yı gören Kerem, kendini tanıtmadan diş çeken kadın aradığını söyledi. Aslı, Kerem'i içeri alınca, annesi, Kerem'in başını kızın dizine koydu. Kadın, Kerem'in gösterdiği dişi çekince, sağlam olduğunu gördü. Kerem, o değildi buydu diye başka dişini gösterdi. O değil buydu diyerek bütün dişleri çekildi. Kerem, Aslı'nın yüzüne bakmaktan ne yaptığının farkında değildi. Bütün dişleri çekilince ağzının kan ile dolduğunu anladı. Dişlerinin acısından, bir zamanlar Aslı'nın verdiği mendili çıkarıp ağzına tuttu. Aslı mendili tanıdı ve şöyle dedi;
-Ana bu Kerem'dir diyerek, dizini Kerem'in başından çekerek kaçtı.

 

Anası Keşiş'e haber vermeye gidince, Aldı sazı Kerem.. Sözü bittikten sonra başını kaldırınca, Aslı'nın kendisine baktığını gördü. İçinden şu kızı din-i islama davet edeyim belki müslüman olur, diyerek aldı sazı eline.. Kerem'i dinleyen Aslı;
-Ben sana kısmet değilim var git yoluna, dedi. Kerem evden çıkarken, Aslı kapıyı hızlıca kapatırken Kerem'in ayağı arada kalıp kan ile doldu. Kerem can acısıyla, Yarabbi benim aşkımın üç kısmından bir kısmını bu kızın kalbine ver diye yalvardı. Akabinde, Aslı'da Kerem'e sarılıp müslüman oldu. Aslı eline bir ağaç parçası, Kerem de sazını alıp söyleşmeye başladılar.


Aslı, dedi ki;
- Şimdi, anam babam gelip seni yakalatırlar. Şimdi git, gece gelip beni al. Kerem kahveye gelip türkü söyledikten sonra gece yarısı olunca, Sofi'ye Aslı'yı almaları gerektiğini söyledi. Sofi ise bu gece gitmeyelim, adam tutup getirmiştir. Bizi yakalarlar, dediyse de Kerem dinlemedi. Aslı'nın uyuduğu pencerenin önünde, sazıyla söylerken sözü bitmeden Keşiş'in Bey'den istediği adamlar Kerem'i yakalamak istediler. Kerem ve Sofi Kaçıp bir viraneye gizlendiler. Sonra tekrar gelip pencerenin önünde sazıyla söylerken, Bey'in adamları yakalayıp ayaklarına pranga vurup ellerini de bağlayıp hapse attılar. 

 

Kerem'in aklı başından gidip dili tutuldu. Adamlar, kadıyı ve müftüyü çağırdılar. Dediler ki, Keşiş'in bahçesine bir adam girmiş, fetvasını verin öldürelim. Müftü;
-Fetvasını veremem, zira bu haber doğru olmamalı dedi. Bu arada Kerem'in dili çözüldü, aldı sazı eline.. Kerem'in dilinin açıldığını Bey'e haber verdiler. Bey de, Kerem'i bana getirin dedi. Kerem, Bey'e bir türkü söyleyince, Bey çok kızdı. Kerem bir kere ah çekince, orada bulunanların hepsi Kerem'in Hâk Aşığı olduğunu anladılar. Kerem'in bu haline üzülüp ağladılar. Kerem sazıyla söyleyince, Bey kızıp kadıdan idam fetvasını istedi. Kadı;
-Fetvasını veremem, Kerem'in anlattıkları doğrudur. dedi.

 

Bey oradan kalkıp evine gitti. Hasene adında kız kardeşine dedi ki;
-Keşiş bana şu Kerem'i öldür, 15 kese altın vereyim dedi. Lâkin kadı ve müftü razı olmuyor. Hasene de dedi ki;
-Kerem'in davasını bana havale eyle, ben halledeyim. Bey de meseleyi kardeşi Hasene'ye havale etti. Kadı, Kerem'e dönerek;
-Oğlum, buradan kaç. Bey seni şer'an öldürmezse zulmen öldürür, sana yazık olur dedi. Bu sözler Kerem'e tesir etmedi. Kerem'le, hâkim ve Sofi sazlı sözlü söyleştiler. Hâkim Kerem'e dönerek, iki şahit getir sizi nikahlayayım dedi.

 

Hasene, kırk tane kız alıp hepsine ayrı bir elbise giydirip gül bahçesine götürdü ve Kerem'i buraya davet etti. Kızlar, Kerem'i karşıladılar. Kerem Aslı'yı görünce, Hasene'nin ayağına düşüp saygısını gösterdi. Kızlar da Kerem ve Hasene'ye el pençe divan durdular. Hasene'nin muradı Kerem'i imtihan etmekti. Kerem gözünü Aslı'dan başkasına çevirse öldürülecekti. Kerem gözünü Aslı'dan başkasına çevirmeyince, Hasene onun Hâk Aşığı olduğunu anladı ve bir türkü söylemesini istedi. Kerem'in gözleri Aslı'dan başkasını görmeyince, Aslı'yı sakladılar. Kerem o zaman üzüntüsünden ağladı. Hasene bir türkü söylemesini istedi. Kerem dertli dertli sazın tellerine vurup, Hasene'ye iltifat etmeyince Hasene şöyle dedi;
-Ben Aslı bilmem, eğer bana bir türkü söylersen sana bir kız veririm. Kerem yine sazıyla Hasene'ye iltifat etmeyince, Hasene;
-Kerem ben ne söylerim, sen ne anlarsın. Sana hemen Aslı'yı alıvereyim. dedi.
Kerem sazıyla kızların isimlerini tek tek sayınca, Hasene Kerem'in gerçek bir Hâk Aşığı olduğunu anladı. Hasene, Kerem'e;
-Velakin, kıza Hâk Aşığı olduğunun isbatı var mı? dedi. Kerem de;
- Sultanım ben sana kızın birkaç yerinden haber vereyim, dediğim çıkmazsa beni öldür diyerek aldı sazı eline..

 

Hasene Kerem'in anlattıklarından anladı ki Aslı'nın bütün nişanları tamamdır. Bey'e olanları anlatıp şöyle dedi;
-Bu kızı Kerem'e verelim. Eğer vermezsek Kerem'in ah u zarı bizi yakar. Bey de Keşiş'i çağırıp, bu kızı Kerem'e ver eğer vermezsen seni ağaca asarım dedi. O gece Keşiş ve karısı hemen yola çıktılar. Bey, Kerem'i çağırıp özür diledi. Sabahleyin baktılar ki, Keşiş kaçmış. Arkasından atlılar gittilerse de izini bulamadılar. Birisi gelip Tekke'ye doğru kaçtığını söyledi. Kerem de Tekke'ye doğru düştü yola. Bir kahvede sazıyla söyledikten sonra Keşiş'i sordu. Onlar da Karapınar'a gittiğini söylediler. Kerem ile Sofi Keşişi arayarak Halep yoluna düştüler.


*****************
MÜZİK BUKETİ
YILDIZ TEZCAN
**Ne çıkar.
**Yaz beni yarim yarim.
**Dilom.
**Huzurum kalmadı.
MÜŞERREF TEZCAN
**Küstürmeyin beni.
**Sabır taşı.
**El çek tabip el çek yaram üstünden.
YÜKSEL ÖZKASAP
**Hasretlik kâr etti cana.
**Yine bugün dertli gönlüm.
**Çaya iner ağlarım.
**Kimse bilmez içimdeki yarayı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.