HAKİKAT MI?
Ölmek senin içinse, ölümden öte ne var?
Şu yalancı dünyada, sevgiden öte ne var? ..
Sen, içimde çağlayan; tertemiz bir ırmaksın..
Kaynayan sularına denizden öte ne var! ..
AHMET TEVFİK OZAN
SEN VE BEN
Sen, yirmi yaşında bir baharsın ki,
Gölgende neş’enin rüzgârı eser.
Düşünen alnımda benim her çizgi,
Baharı olmayan bir kışa benzer.
Sana ufuklar “gel!” diye bağırır,
Ellerinde çiçek haykırarak..
Seni gür sesiyle hayat çağırır,
Beni de çiğneyip geçtiğin toprak…
AHMET HAMDİ TANPINAR
AYNALAR
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günâh, günâh, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
SULARA DALAN GÖZLER
Gözlerim daldı gitti, bir rüya denizine,
Sularda uzun uzun baktım ayın izine.
Dedim: yirmi yaşımın ayışığı değil bu,
Hani başım düşerdi bir sevgili dizine!
Sular gene o sular, kıyı gene o kıyı,
Gene çamlar dinliyor uzaktan bu şarkıyı.
Ah, artık görmüyorum eridi mi ne oldu,
İri yeşil gözlerde gördüğüm o parıltıyı!
Faik Ali OZANSOY
BENİM EYLÜLÜM
Her eylülde kaç dal düşer ve kaç gonca kırılır,
Paramparça yüreğim tam ortadan yarılır.
Ağzımda acı tortu, veda demekti eylül
Düşerken yakamızdan sarı ve solgun bir gül.
Takvimlere bakmam yine eylül mü diye,
Bir zakkumla gelirler, uzatırlar gül diye.
Kaç neyde üflendim ben içli yanık kamıştım,
Yine eylüldü zaman, dönüp bakamamıştım.
Sararan yapraklarla ruhum dalgalanıyor,
Düşmek üzereyim ben, bak dört yanım kanıyor.
Çok diplerde vururken gönlümüzün sevinci,
Geçti devrin diyorlar, diyemezsin sen inci.
Bunu şimdi anladım düşmek demekti eylül,
Dört bir yanım tarumar, savruluyor onca gül.
Öptüğüm gonca gülde arıyorum adımı,
Her düşüş, kaya gibi kırarken inadımı..
Direnme, anlamı yok aralar kış kapıyı,
Vururken sert dalgalar düşersin kıyı kıyı..
Bir gün eteklerini toplarken göl ve deniz,
Sarı silik bir adla görünür kimliğimiz.
Ben artık bir ümmiyim, yok okumam ve yazmam
Artık bitiyor gücüm, üflesen dayanamam.
Asla acımadılar bak! zalimce kıyarken,
Hayat, ince ve sessiz ellerimden kayarken.
Nasıl olsa göründü, denizin gölün dibi
Şimdi gel; ya dağ gibi, ya da keskin çığ gibi..
Hayrettin YAZICI
BEYAN-I AŞK
Âşıkım, başımda savrulup esen
Cünûn ikliminin bir hevâsıdır
Kalbimden yarattım sevdalımı ben
O, aşk cennetinin ilk Havvâ'sıdır.
Önünde nebiler günahkâr olur
Bedbahtlar aşkıyla bahtiyar olur
Ayak bastığı yer çemenzâr olur
Bu, ona hilkatin iltimasıdır.
İns ü cin tapmada cemaline hep
Bir şair tapar sa ne olur acep
Bendeki bu garip hallere sebep
Elinin elimle bir temasıdır.
Bir seher vaktiydi daldım hayale
Rast geldim hüzn ile giden leyâle
En sonra bildim ki beni bu hale
Düşüren o şûhun tek iymâsıdır
Konmadı zülfüne gönül bilerek
Hayrandır; uçmayı unutsa gerek
Düşmedim bu hale ben şimdiye dek
Bu, başımın ilk ve son hummâsıdır.
Şaik dehr içinde çok âlem gördü.
Sevdiğinden az-çok bir sitem gördü
Derse ki; hep hicran, hep elem gördü
Divane gönlünün iftirasıdır.
ORHAN ŞAİK GÖKYAY
BİR NURLU RÜYA
Dönerim, dağlar döner; göklerde sıra sıra
Turnalar, çığlık çığlık; bir rüya gibi geçer..
Gittikleri diyarlar, bir esrarlı hatıra..
Anlatmasam bir türlü; anlatsam, deli derler! ..
Orda güneş, gökkuşağı kanıyor..
Balıkları göklerde; kuşları, denizlerde...
Ecel; sessiz ve mahcup, kapıları çalıyor..
‘‘İşte kanatlar burda, takacaklar nerede? ...’’
Hayaller, ufukları dizginlemiş de, gece
Rüyalar ülkesine; doludizgin, akın var..
Bir rüya, yaşanmadan yaşanan bir bilmece..
Sahi, sahi; bir ömür, rüyama nasıl sığar?
Vadiler, dağlar boyu bir sükut, duyuyorum..
Nefes alsam derinden, dağlarda akisleri...
Geçen dakikaları, sessizce öpüyorum..
Sükutun, belki kalır; dudağımda izleri...
Dönerim, dağlar döner; göklerde sıra sıra
Turnalar, çığlık çığlık; bir rüya gibi geçer..
Gittikleri diyarlar, bir esrarlı hatıra..
Anlatmasam bir türlü; anlatsam, deli derler..
AHMET TEVFİK OZAN