**Günün sözü,
Kimi bulur bilemez, kimi bilir bulamaz.
**At arabacısı,
Atını değil, hatalarını kamçıla.
**Sözü,
Kelebeğin ömrü bir gündür; sevdin sevdin, sevemedin ölür.
**Aforizması,
En büyük risk, hiçbir riski göze almamaktır.
**Sunucusu,
-Süper ligde, ilk altı takımda altı takım var. (Rıdvan Dilmen)
-Bu akşam değerli konuklarımızın yanında çok daha değerli iki konuğumuz daha var. (İlker Yasin)
-Beşiktaş, bu akşam bir golü üç puanla aldı. (Ercan Taner)
**Gafı,
- Şöför Bey, biz inek.
- Kimmiş o biz inek diyen?
- Biz inek şoför bey.
- Biz inek diyen kimse, hemen insin.
**Diyaloğu,
- Usta, üzüm kestim gel ye.
-Usta, gözlerim ne renk?
- Kahverengi.
- Usta, kahve ne renk?
**Reha Muhtar’ı,
- R. Muhtar: Kaza nasıl oldu anlatırmısınız?
- Mağdur: Kamyon karşı taraftan bizim tarafa geçti ve kafadan çarptı.
- R.M.: Peki o sırada ne düşündünüz?
- Valla pek bir şey düşünemedik Reha Bey.
- Anlıyorum ama o sırada düşündüğünüz ilk şey neydi?
- Bir şey düşünemedik, zaten çok kısa sürede oldu.
- Yani efendim o orta şeridi aşıp üstünüze gelirken aklınıza ne geldi?
- Hatırlamıyorum.
- Peki efendim.
**İkazı,
Size sorulmadığı sürece, fikirlerinizi kimseye söylemeyin.
**Nasihatı,
Sır senin esirindir, söylersen sen onun esiri olursun. (Sadi Şirazi)
**Gafları,
- Ne yaptıklarını anlamaya çalışıyordum. (Zekeriya Beyaz. Otelde, özel T.V. kanalı seyrettikten sonra.)
-Muhabir: Nefise, Somali’nin başkenti neresidir.
-Nefise Karatay: Bu konuda yorum yapmak istemiyorum.
-Sinem Güven: Ben meme kanserine şahsen karşıyım
-Ebru Gündeş: Son derece ayrılma kararı aldık.
-Gazeteci: Gözlerinizi bağışlamayı düşünür müsünüz?
-Türkan Şoray: Bugün mü?
-Gülgün Feyman: Suriye’nin PKK.’yı, Türk turizmine engel olmak için yıllardır bombaladığını biliyoruz.
-Mustafa Sarıgül: Yiğidi öldürmek lazım, hakkını yememek lazım.
-Ece Erken: Evet sevgili seyirciler, ikinci tura başlamadan önce birinci tura başlıyoruz.
-Müslüm Gürses: Kamyonları seviyoruz, onlar bizim canımız.
**Aforizması,
-Mezar taşlarına şiir okumak güzel, taşlar ayakta dinler sizi. Çölde vaaz etmek, bir mutluluk! Kumlar perestişle ürperir. (Cemil Meriç)
-Tanzimattan bu yana Türk aydınının alın yazısı iki kelimede düğümleniyordu: aldanmak ve aldatmak. (Cemil Meriç)
**Tavsiyesi,
Kendin için yaşa.
**İncisi,
İyilik unutulur ama ölmez, kötülük ölür ama unutulmaz. (Ömer Söztutan)
**Kibar magandası,
Bir dakikanızı özür dileyebilir miyim?
**Lumpen magandası,
..Komplex yapıyosun ama..
**Bahtsızı,
..Güldürmedi felek…
**Bulunamayanı,
İki şeyi ararsınız ama bulamazsınız. Bunlar, neş’e ve rahatlıktır. (La rahate fid dünya, illa fil ahire.)
**Tavsiyesi,
Kadınlara hep gülümseyiniz; güzelse siz zevk alırsınız, çirkinse onlar zevk alır.
**Öğrencileri,
Yabancı bir ülkede; üniversitede okuyan dört Türk öğrenci okula gitmektedirler. Sınava gecikirler. Hoca niçin geç kaldıklarını sorduğunda, arabanın lastiğinin patladığını söylerler. Hoca her birini ayrı bir sınıfa alıp birer kağıt vererek yazılı yapar. Kağıtta şu soru yazılıdır. ‘Arabanın hangi lastiği patladı?
**İtirafı,
İkisi de yaşlanmıştı, çoluk çocuk hiç kimse kalmamıştı. Ömürlerinin son demleriydi. Muhabir sordu; hanginiz önce ölsün? Kadın hemen atıldı, kocam ölsün dedi. Muhabir şaşırmıştı, sebebini sordu. Kadın dedi ki: ‘’Önce ben ölürsem, bu gariban kalır yaşayamaz, ama bu ölürse ben tek başıma yaşayabilirim, acılarla…’’
**Cemil Meriç’ten,
‘Nemesis gözlerimi geri ver’ diyen Üstad, son bir ümitle tek başına Fransa’ya gider. Doktor kısa bir muayeneden sonra 2-3 ay sonraya, ameliyat için gün verecekken; ‘’Dilimizi bu derece güzel konuşan birisine ilerisi için randevu vermek bize yakışmaz’’ der ve hemen ameliyata alınır. Ama artık çok gecikilmiştir. Kör olarak ümitsiz bir şekilde Türkiye’ye döner ve Paris için şöyle der: ‘’Paris bana tebessüm etti ve gözlerini kapadı.’’ Kızı, Ümit (sosyoloji prof.) doğduğunda onun için de şöyle der: ‘’Ümit fukaranın ekmeği ama şimdilik bizim..’’ (Cemil Meriç; İstanbul Üniversitesi'nde derslere girerken, fransız hocalar gramer hatası yaparız diye yanında konuşmazlarmış.)
**AYIN FIKRASI,
Olay Avrupa’da bir tren yolculuğunda geçer. Kompartımanda; bir tarafta güzel bir kız(K), iki adet de farklı milletlere mensup erkek (E1, E2) karşı tarafta da bir Türk (T) oturmaktadır. Lambalar yanmamaktadır. Tren tünele girer girmez, bir öpücük sesi ve kuvvetli bir şamar sesi duyulur. Tren tünelden çıkınca, kızda bir gülümseme, E1’in suratında ise kırmızılık vardır.
E1 :Kızı E2 öptü, şamarı ben yedim.
E2 : E1 kızı öptü ve şamarı yedi.
K :E1 beni öpecek yerde, yanlışlıkla E2’yi öptü ve şamarı yedi.
T : Elimi öptüm, E1’e şamarı vurdum.
**Doktor ve hastası;
-Rahatsızlığınız nedir?
-Her tarafım ağırir. Guvvetli bir derman yaz.
-Tekraren soruyorum, hastalığınız nedir?
-Ortalığın ğesteligi..
DESTEKLEYENLER
-Dermanı yaramda arama doktor, Hakan Taşıyan.
-Açma yaram derin, Yüksel Özkasap.
-Kimse bilmez içimdeki yarayı, Yüksel Özkasap.
-Hasta düştüm gurbet elde,Yüksel Özkasap.
-Tabip mi yar mı geldi, Yüksel Özkasap.
-El çek tabip el çek yaram üstünden, Bülent Ersoy.
-Kalbime koy başını doktor, nabzımı bırak, Bülent Ersoy.