Deneme Bonusu Veren Siteler deneme bonusu veren siteler 2024 bonus veren siteler Yeni Bonus Veren Siteler

Suat ÖZARAS
Köşe Yazarı
Suat ÖZARAS
 

KEREM İLE ASLI 1

İran’ın İsfahan beldesinde, vaktiyle çok adil bir padişah ve onun haznedarı olan bir Keşiş varmış. Padişah'ın ve Keşiş'in evlatları olmadığından, günleri elem ve ıstırapla geçiyordu. Bir gün ikisi de dertleşirken; Keşiş padişaha, dertlerini unutması için bahçesi ve havuzu olan bir köşk yaptırmasını söyledi. Bu fikir Padişah'ın hoşuna gitti. Emir salındı ve Isfahan’ın bütün ustaları kısa zamanda bu köşkü inşa ettiler. Bir gün Padişah'ın ve Keşiş'in hanımı köşkte oturmaya giderken, bir pir-i fani elma ve ayva fidanı verir. Bu iki hanım da bu fidanları köşkün bahçesine dikerler. Fakat her ne hikmetse fidanlar büyüdüğü halde meyve vermiyordu.  Bir zaman sonra Hanım Sultan, köşkte uyurken rüyasına pir-i fani gelir. Hanım sultan pir-i fâninin ellerine sarılarak, hem evladım yok hem de diktiğim fidan meyve vermedi diye sızlanır. Pir-i fâni de, muradının olması için Allah'a niyaz ettim der. Ağacın meyvesini ye, İnşallah muradın hasıl olur. Rüyadan uyanan Hanım Sultan, hemen Keşiş'in karısıyla beraber fidanların yanına gittiler. Ayva ağacı meyve vermediği halde, elma ağacı meyve vermişti. Hanım Sultan elmanın yarısını, Keşiş'in karısına verirken şöyle dedi. Senin kızın olursa benim oğluma, benim oğlum olursa senin kızına almayı kabul etmelisin. Böylece elmayı beraber yediler.   Zaman sonra; Padişah'ın oğlu, Keşiş'in de kızı oldu. Oğlana Ahmet Mirza, kıza ise Kara Sultan adı konuldu. Fakat, Keşiş kızını Padişah'ın oğluna vermemek için kızının öldüğünü söyleyip Padişah'tan da izin isteyerek İsfahan’a 3 günlük mesafede olan Zengi köyüne yerleştiler. 13-14 yaşlarındayken, bir gece Mirza, Kara Sultan’ın elinden aşk şerbeti içip gönlü cehennem gibi yanmaya başladı. Sadece hayalinde çok güzel bir kızın siması kalmıştı. Bir gün Mirza bey, Sofi ile Zengi köyüne gidip Keşiş'e misafir oldular. Bu civarlarda avlanırlarken köşkün bahçesinde gergef dokuyan ay yüzlü bir güzele rastladı. Aklı başından gidince, aşk şerbeti içiren dilberin bu olduğunu anlamıştı. Birbirlerine Kerem ile Aslı ismini koydular. Aslı’nın; -Aman Kerem beni rüsvay eyleme, diyerek yalvarmasıyla Kerem orayı terketti. Kerem, üzüntülü bir şekilde babasının sarayına döndü. Babası, oğluna bu halinin sebebini sordu. Kerem sazlı sözlü anlatsa da babası bir şey anlamadı. Babası tellal vasıtasıyla haber saldı. Her kim oğlunun derdini çözerse hediyeler vereceğini söyledi. Yaşlı bir kadın Kerem’in ağzından lafı alıp padişaha duyurdu. Anladı ki, oğlu Aslı’ya aşıktır. Hemen Keşiş'i çağırtıp, kızının yalan yere öldüğünü söyleyip hainlik yaptığını  ve hemen kızını oğluna vermesini söyledi. Keşiş, düşünmek için 5 ay süre istedi. Padişah da hemen nişan yapılmasını söyledi. Keşiş, Kerem'e takılmak üzere bir yüzük verip, kızına takılacak yüzüğü alıp acele köyüne döndü.   Sofi nişan işini Kerem'e anlatınca, Kerem'in neşesi yerine geldi. Ama bir zaman sonra yine gönlüne hüzün çöktü. Babasına sazıyla derdini anlatınca babası, ben Keşiş'e 5 ay müddet verdim artık vakit tamam oldu dedi. Diğer taraftan Keşiş ve ailesi, kızını Kerem'e vermemek için hemen köyden gece yarısı kaçtılar. Düğün kafilesi köye gelince, Kerem, Keşiş’in Aslıyı alıp Hoy’a gittiğini öğrenince başladı ağlamaya.. Kerem anne ve babasının elini öpüp, atlara binip Sofi ile beraber düştüler Aslı’yı aramaya.. Isfahan’dan çıkınca yolun kenarında çeşme başında eğlenen kızlardan birini Aslı'ya benzetir, Kerem..  Yola devam edince, Sultan Dağının üstünün dumanla kaplı olduğunu gördüler. Kerem, dağa sazıyla söyleyince duman kalktı. Yola devam edince Zengi’ye vardılar. Kerem, Keşiş’in konağını gezince yine hüzünlendi. Şehri gezerken gördüğü kızlardan birini Aslı'ya benzetti. Kız dedi ki, ben Aslı değilim. Aslı Hoy’a gitti. Hoy’a varınca, Aslı’nın Suşi’ye gittiğini öğrendiler. Sırasıyla; Gence, Revan, Acuz, Çıldır, Ahıska ve Şerki köylerini gezdiler. Şerki’deyken bir gelin konvoyu gördüler. Kerem, Aslı’nın düğünü zannederek başladı ağlamaya..   Yine düştüler yollara. Kelbe, Kars, Oltu, Narman, Beyazıt, Bayat, Tortum, Van, Tiflis, Süphan Dağı, Nemrut Dağı,  Ahlat ve Muş beldelerinden geçip Sason dağına geldiler. Dağın başına çıkınca, hava birden bozulup kış oldu. Elleri ayakları tutmayınca, Kerem başladı ağlamaya. Kerem sazıyla dağa söylenince, aniden bahar geldi. Yine sırasıyla Muş Ovası, Çanlı Kilise, Malazgirt beldelerinden sonra önlerine coşkun Murat Irmağı çıktı. Kerem sazıyla Murat ırmağına söylenince, su aniden durdu. Bunlar karşıya geçtiler. Su aniden durunca, Sofi de anladı Kerem’in Hak Aşığı olduğunu.. Malazgirt’te kahvede ustalara destan söyleyen Kerem, Aslı’yı sordu. Oradakiler, Keşiş'in Pasin Ovasına doğru gittiğini söylediler… ************ MÜZİK BUKETİ YÜKSEL ÖZKASAP / KÖLN BÜLBÜLÜ **Tabip mi yar mı geldi? **Kavuşmak güman oldu. **Derdin beni del eyledi. **İhtiyar oldum. **Ağla sevdiğim. **Gurbet. **Gurbet ellerde ağlarım. **Ben ona mı yanam? **Yine bugün dertli gönlüm.
Ekleme Tarihi: 10 Şubat 2025 - Pazartesi
Suat ÖZARAS

KEREM İLE ASLI 1

İran’ın İsfahan beldesinde, vaktiyle çok adil bir padişah ve onun haznedarı olan bir Keşiş varmış. Padişah'ın ve Keşiş'in evlatları olmadığından, günleri elem ve ıstırapla geçiyordu. Bir gün ikisi de dertleşirken; Keşiş padişaha, dertlerini unutması için bahçesi ve havuzu olan bir köşk yaptırmasını söyledi. Bu fikir Padişah'ın hoşuna gitti. Emir salındı ve Isfahan’ın bütün ustaları kısa zamanda bu köşkü inşa ettiler. Bir gün Padişah'ın ve Keşiş'in hanımı köşkte oturmaya giderken, bir pir-i fani elma ve ayva fidanı verir. Bu iki hanım da bu fidanları köşkün bahçesine dikerler. Fakat her ne hikmetse fidanlar büyüdüğü halde meyve vermiyordu.  Bir zaman sonra Hanım Sultan, köşkte uyurken rüyasına pir-i fani gelir. Hanım sultan pir-i fâninin ellerine sarılarak, hem evladım yok hem de diktiğim fidan meyve vermedi diye sızlanır. Pir-i fâni de, muradının olması için Allah'a niyaz ettim der. Ağacın meyvesini ye, İnşallah muradın hasıl olur.
Rüyadan uyanan Hanım Sultan, hemen Keşiş'in karısıyla beraber fidanların yanına gittiler. Ayva ağacı meyve vermediği halde, elma ağacı meyve vermişti. Hanım Sultan elmanın yarısını, Keşiş'in karısına verirken şöyle dedi. Senin kızın olursa benim oğluma, benim oğlum olursa senin kızına almayı kabul etmelisin. Böylece elmayı beraber yediler.

 

Zaman sonra; Padişah'ın oğlu, Keşiş'in de kızı oldu. Oğlana Ahmet Mirza, kıza ise Kara Sultan adı konuldu. Fakat, Keşiş kızını Padişah'ın oğluna vermemek için kızının öldüğünü söyleyip Padişah'tan da izin isteyerek İsfahan’a 3 günlük mesafede olan Zengi köyüne yerleştiler. 13-14 yaşlarındayken, bir gece Mirza, Kara Sultan’ın elinden aşk şerbeti içip gönlü cehennem gibi yanmaya başladı. Sadece hayalinde çok güzel bir kızın siması kalmıştı.
Bir gün Mirza bey, Sofi ile Zengi köyüne gidip Keşiş'e misafir oldular. Bu civarlarda avlanırlarken köşkün bahçesinde gergef dokuyan ay yüzlü bir güzele rastladı. Aklı başından gidince, aşk şerbeti içiren dilberin bu olduğunu anlamıştı. Birbirlerine Kerem ile Aslı ismini koydular. Aslı’nın;
-Aman Kerem beni rüsvay eyleme, diyerek yalvarmasıyla Kerem orayı terketti. Kerem, üzüntülü bir şekilde babasının sarayına döndü. Babası, oğluna bu halinin sebebini sordu. Kerem sazlı sözlü anlatsa da babası bir şey anlamadı. Babası tellal vasıtasıyla haber saldı. Her kim oğlunun derdini çözerse hediyeler vereceğini söyledi. Yaşlı bir kadın Kerem’in ağzından lafı alıp padişaha duyurdu. Anladı ki, oğlu Aslı’ya aşıktır. Hemen Keşiş'i çağırtıp, kızının yalan yere öldüğünü söyleyip hainlik yaptığını  ve hemen kızını oğluna vermesini söyledi. Keşiş, düşünmek için 5 ay süre istedi. Padişah da hemen nişan yapılmasını söyledi. Keşiş, Kerem'e takılmak üzere bir yüzük verip, kızına takılacak yüzüğü alıp acele köyüne döndü.

 

Sofi nişan işini Kerem'e anlatınca, Kerem'in neşesi yerine geldi. Ama bir zaman sonra yine gönlüne hüzün çöktü. Babasına sazıyla derdini anlatınca babası, ben Keşiş'e 5 ay müddet verdim artık vakit tamam oldu dedi. Diğer taraftan Keşiş ve ailesi, kızını Kerem'e vermemek için hemen köyden gece yarısı kaçtılar. Düğün kafilesi köye gelince, Kerem, Keşiş’in Aslıyı alıp Hoy’a gittiğini öğrenince başladı ağlamaya.. Kerem anne ve babasının elini öpüp, atlara binip Sofi ile beraber düştüler Aslı’yı aramaya.. Isfahan’dan çıkınca yolun kenarında çeşme başında eğlenen kızlardan birini Aslı'ya benzetir, Kerem..  Yola devam edince, Sultan Dağının üstünün dumanla kaplı olduğunu gördüler. Kerem, dağa sazıyla söyleyince duman kalktı. Yola devam edince Zengi’ye vardılar. Kerem, Keşiş’in konağını gezince yine hüzünlendi. Şehri gezerken gördüğü kızlardan birini Aslı'ya benzetti. Kız dedi ki, ben Aslı değilim. Aslı Hoy’a gitti. Hoy’a varınca, Aslı’nın Suşi’ye gittiğini öğrendiler. Sırasıyla; Gence, Revan, Acuz, Çıldır, Ahıska ve Şerki köylerini gezdiler. Şerki’deyken bir gelin konvoyu gördüler. Kerem, Aslı’nın düğünü zannederek başladı ağlamaya..

 

Yine düştüler yollara. Kelbe, Kars, Oltu, Narman, Beyazıt, Bayat, Tortum, Van, Tiflis, Süphan Dağı, Nemrut Dağı,  Ahlat ve Muş beldelerinden geçip Sason dağına geldiler. Dağın başına çıkınca, hava birden bozulup kış oldu. Elleri ayakları tutmayınca, Kerem başladı ağlamaya. Kerem sazıyla dağa söylenince, aniden bahar geldi. Yine sırasıyla Muş Ovası, Çanlı Kilise, Malazgirt beldelerinden sonra önlerine coşkun Murat Irmağı çıktı. Kerem sazıyla Murat ırmağına söylenince, su aniden durdu. Bunlar karşıya geçtiler. Su aniden durunca, Sofi de anladı Kerem’in Hak Aşığı olduğunu.. Malazgirt’te kahvede ustalara destan söyleyen Kerem, Aslı’yı sordu. Oradakiler, Keşiş'in Pasin Ovasına doğru gittiğini söylediler…

************
MÜZİK BUKETİ
YÜKSEL ÖZKASAP / KÖLN BÜLBÜLÜ
**Tabip mi yar mı geldi?
**Kavuşmak güman oldu.
**Derdin beni del eyledi.
**İhtiyar oldum.
**Ağla sevdiğim.
**Gurbet.
**Gurbet ellerde ağlarım.
**Ben ona mı yanam?
**Yine bugün dertli gönlüm.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetepasinler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.